’BABAMIN OĞLU OLSA OY VERMEM!’
Ahmet MEŞE-Sinan ÖNCE
İlimiz esnaflarından Ali Özdoğan, yaklaşan genel seçimler öncesi Bilecik siyasetine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bilecik siyasetini ve milletvekili aday adaylarını gazetemizden takip ettiğini belirten Özdoğan, nasıl bir milletvekili istediğini anlattı. Siyasi parti ve aday ayrımı yapmaksızın düşüncelerini aktaran Özdoğan,"Bilecikli aday olmadıktan sonra, Bilecik doğumlu, Bilecik halkının içinden olmadıktan sonra kesinlikle babamın oğlu olsa oy vermeyeceğim" dedi.
Bilecik'i bilmeyen, Bilecik halkıyla iç içe olmayan adayların Bilecik'e bir şey kazandıramayacağını öne süren Özdoğan, siyasilere seslendi. Özdoğan, Bilecik-Bursa yolu ve yeni hastane üzerinden eleştirilerde bulundu. Sitemkar bir dille 'Milletvekili aday adaylarının hiç birini tanımıyorum' diyen Özdoğan,"Halkın içinde değiller. Bana bir tanesi çıksın söylesin, ben Bilecik halkının içindeyim ve beraberim desinler. Bilecik'in dertleriyle dertlendim diyen bir tanesini gösterin. Hiç birini hiçbir yerde görmedim" ifadesini kullandı.
Bilecik'in dertleri ile dertlendiğini kaydeden ve Bilecik'in hak ettiği yatırımı alamadığını iddia eden Özdoğan şöyle konuştu:
"Öncelikle severek okuduğum Sakarya Gazetesi sahibine ve çalışanlarına çok teşekkür ediyorum.
Aslen Afyonlu olmama rağmen 20 yıldır Bilecik'teyim. Artık Bilecikli olduk, kendimi öz Bilecikli olarak tabir ediyorum. Bundan son derece gururlu ve mutluyum. Burası Osmanlı'nın başkenti olması hasebiyle yola çıkarak ilimizin yıllardır hizmet alamama noktasında sıkıntılı ve üzüntülüyüm.
'BİLECİK'TE MARKA ŞEHİR OLSUN'
Pazar günü Bursa'ya gittim. Zaten bu konuları 10 yıldır çeşitli kademelerde fırsat bulduğum nispette dile getiriyorum ama birinci noktada dile getirecek kişiler ile de bir çay içme fırsatı doğmadı. Çünkü o fırsatı hiç vermediler, sağolsunlar, varolsunlar diyorum. Neden bu düşüncelere hakimim? Bilecik-Bursa yolu yıllardır bitirilemedi. Bundan çok üzüntü duyuyorum, bu konuyu kendime dert edindim. İkincisi bir hastanemizin olmaması beni yıllardır üzüyor. Hastaneye gidiyor geliyoruz, başka illerdeki hastaneleri görüyoruz, kıyaslama yaptığımız zaman neden diye soruyoruz. Acaba yetkililerde aynı soruyu soruyor mu? Vicdanlarına soruyorlar mı? Sorma cesaretlerini kendilerinde buluyorlar mı? Bir garajımızın olmayışı, hastanemizin olmayışı, Bursa yolunun yapılmayışı, yatırımların yeteri derecede Bilecik'e gelmemesi bunların nedenlerini hep kendi kendime soruyorum. Altında yatan neden, siyasetin taviz verme makamı olduğunu fakat inancın taviz vermeme noktasında olduğunu şuurundayım. İstiyorum ki, Bilecik'te marka şehir olsun. Bilecik'te kalkınsın, Bilecik'teki insanlarda mutlu olsun, Bileciklilerin de yüzü gülsün. Bilecik'e yatırım gelsin.
'YEMİN ETTİM OY VERMEYECEĞİM'
Yıllardır bir belediye ile Ankara'nın bir arada olmadığını her zaman gördük. Bu gözlerden kaçmayan bir gerçek. Bu noktada kendi kendime bir yıldır şöyle bir karara vardım. Bunu kesinlikle belirli bir partinin adayı için söylemiyorum, Bilecikli aday olmazsa babamın oğlu da olsa yemin ettim oy vermeyeceğim. Bilecik'te yaşamayan, Bilecik'i bilmeyen, Bilecik'in sokağını, insanını, mahallesini bilmeyen, Bilecik'i belirli bir noktada dert edinmeyen insana kesinlikle oy vermeyeceğim. Bunu da her ortamda her toplantıda özellikle söylüyorum.
'YETKİLİLERE SORUYORUM, GÖRDÜNÜZ MÜ?'
Ben bölge milliyetçisi değilim, buna da karşıyım ama benim yaşadığım yerin güzelliklerine, özelliklerine, yatırımlarına hassasiyet göstermem gayet normal. Bu noktada atama adaylarla, yönlendirme adaylarla Bilecik'in sorununun çözüleceğine inanmıyorum. Üzülerek söylüyorum, dışarıdan gelen bir misafir 'Bilecik çok güzelmiş, Bilecik çok gelişmiş' diyeni duydunuz mu? Yetkililere soruyorum, gördünüz mü? Bir garajımız var ne diyelim. Garaj, bir ilin aynasıdır. Geliyor adam kendini göremiyor, Bilecik'i göremiyor. İlçelerimizi de seviyoruz ama burası il. İlçelere ağabeylik yapılacak yer demek. Bunları yapamıyorsak, eser bırakamıyorsak yani havanda su dövmüş oluyoruz.
'BİLECİK'E SAHİP ÇIKILMIYOR'
Siyasette gerekli, siyasette yapılması lazım ama siyaseti de hakkıyla, hakkını vererek yapabilmek çok önemli. Birçok kimse Bilecik'in yeteri kadar yatırım alamadığını, hakkıyla yatırım yapılmadığını söylüyor. Bende onların adına da kendi adıma da gazetenizde okuduğum Bilecik halkı adayları tanıyor mu yazısından yola çıkarak serzenişlerde bulunuyorum. Bileciklilere de özellikle hassasiyetle söylüyorum iki Bilecikli bir araya geldiği zaman dünyayı idare ediyorlar ama Bilecik'i maalesef ihmal etmişler. Bunun üzüntüsü içindeyim, hep beraber Bilecik'e sahip çıkalım lütfen. Bilecik'e sahip çıkılmıyor.
'HALKIN İÇİNDE DEĞİLLER'
Yatırımların olmadığı, insanların mutlu olmadığı, hizmetlerde sıkıntıların olduğu atama adaylarla Bilecik'e hizmet noktasında hayır geleceği noktasında inancımızı yitirmiş durumdayız. Bu noktada hiçbir aday adayını tanımıyoruz. Halkın içinde değiller. Bana bir tanesi çıksın söylesin, ben Bilecik halkının içindeyim ve beraberim desinler. Bilecik'in dertleriyle dertlendim diyen bir tanesini gösterin. Hiç birini hiçbir yerde görmedim. Maalesef memleketin akıbetine sahip çıkacağız diyorlar ama kendilerinde memleketin akıbetinin sorumluluğunu alacak düşünceleri görmüyorum. Tekrar söylüyorum, Bilecikli aday olmadıktan sonra Bilecik doğumlu, Bilecik halkının içinden olmadıktan sonra kesinlikle babamın oğlu olsa oy vermeyeceğimi tekrar ediyorum."
Bu haber toplam 0 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.