BU İDDİALAR ÇOK KONUŞULUR

BU İDDİALAR ÇOK KONUŞULUR

Sinan ÖNCE

Ak Parti Eski İl Genel Meclis Üyesi İbrahim Polat yaptığı basın toplantısında gündeme bomba gibi düşecek bir çok iddiada bulundu. Polat, Ramazan Kurtulmuş’un bir iş adamı için Osmaneli OSB’den bedelinin altında yer istemesine, Pelitözü’nde yer kiralayan teşkilat mensuplarının kiraları ödememesine, Osmaneli Belediye Başkanı Münür Şahin’in adaylık sürecine, Vali Halil İbrahim Akpınar'ın Münür Şahin'le ilgili söylediği sözlere, geçtiğimiz dönemlerde aldığı tehditlere kadar bir çok konuya değindi. 

Ak Parti Eski İl Genel Meclis Üyesi İbrahim Polat önceki gün yaptığı basın toplantısında, İl Genel Meclis üyeliği yaptığı dönemde ve 2014 yerel seçimleri döneminde yaşananlar ile Osmaneli Ziraat Odası seçimleri öncesinde yaşananlarla ilgili bir çok iddiayı basın mensuplarıyla paylaştı. 

Polat, partisinin içindeki bir kaç kişi tarafından hançerlendiğini, 2014 yerel seçimlerinden sonra kendisi üzerinde bir takım oyunlar oynandığını ve siyasetin dışında bırakılmaya çalışılındığını iddia ettiği açıklamasında isimler üzerinden de konuştu. 

Polat "Bir kaç kişi tarafından hançerlendim" dediği kişilerin isimlerini vererek bu isimlerin Ak Parti Osmaneli İlçe Başkanı Yalçın Karaca, Ak Parti Osmaneli İlçe Başkan Yardımcısı Zafer Seyyar, Osmaneli Belediye Başkan Yardımcısı Hayati Kaba ve İl Genel Meclis Üyesi Hakan Özkan olduğunu söyledi. Polat ayrıca, "hançerlendim" dediği 4 isme de "İbrahim Polat'ı imha edin, bitirin" diye talimat veren kişinin Ak Parti Eski İl Başkanı Ramazan Kurtulmuş olduğunu iddia etti.

Bir çok iddiayı gündeme getiren Polat, Ramazan Kurtulmuş’un bir iş adamı için Osmaneli OSB’den bedelinin altında yer istemesine, Pelitözü’nde yer kiralayan teşkilat mensuplarının kiraları ödememesine, Osmaneli Belediye Başkanı Münür Şahin’in adaylık sürecinde  Vali Halil İbrahim Akpınar'ın söylediği sözlere, geçtiğimiz dönemlerde aldığı tehditlere kadar bir çok konuya değindi. 

Ak Parti Eski İl Genel Meclis Üyesi İbrahim Polat önceki gün yaptığı basın toplantısında, İl Genel Meclis üyeliği yaptığı dönemde ve 2014 yerel seçimleri döneminde yaşananlar ile Osmaneli Ziraat Odası seçimleri öncesinde yaşananlarla ilgili bir çok iddiayı basın mensuplarıyla paylaştı. 

Polat, partisinin içindeki bir kaç kişi tarafından hançerlendiğini, 2014 yerel seçimlerinden sonra kendisi üzerinde bir takım oyunlar oynandığını ve siyasetin dışında bırakılmaya çalışılındığını iddia ettiği açıklamasında isimler üzerinden de konuştu. 

Polat "Bir kaç kişi tarafından hançerlendim" dediği kişilerin isimlerini vererek bu isimlerin Ak Parti Osmaneli İlçe Başkanı Yalçın Karaca, Ak Parti Osmaneli İlçe Başkan Yardımcısı Zafer Seyyar, Osmaneli Belediye Başkan Yardımcısı Hayati Kaba ve İl Genel Meclis Üyesi Hakan Özkan olduğunu söyledi. Polat ayrıca, "hançerlendim" dediği 4 isme de "İbrahim Polat'ı imha edin, bitirin" diye talimat veren kişinin Ak Parti Eski İl Başkanı Ramazan Kurtulmuş olduğunu iddia etti.

Bir çok iddiayı gündeme getiren Polat, Ramazan Kurtulmuş’un bir iş adamı için Osmaneli OSB’den bedelinin altında yer istemesine, Pelitözü’nde yer kiralayan teşkilat mensuplarının kiraları ödememesine, Osmaneli Belediye Başkanı Münür Şahin’in adaylık sürecinde  Vali Halil İbrahim Akpınar'ın söylediği sözlere, geçtiğimiz dönemlerde aldığı tehditlere kadar bir çok konuya değindi. 

İşte Polat'ın o çok konuşulacak iddiaları...

"ÇALIŞMALARINDAN RAHATSIZLIK VERMİŞ İBRAHİM POLAT"

"Ak Parti kurucu üyelerinden İbrahim Polat. Bir dönem ilçe başkanlığı yaptım, 2004 yılında il genel meclis üyesi oldum, iki dönem il genel meclis üyeliği yaptım daha sonra partimizin teveccühü veya takdiriyle il genel meclisi üyeliğine layık görülmeyip bir kenara itildim.  Partimi çok sevdiğim halde parti içindeki bir kaç kişi tarafından kenara itildim çalışmalarımdan rahatısızlık verdim.

Malumunuz 2014 yerel seçimlerinden bu güne İbrahim Polat üzerinde bizim parti teşkilatımızın bir kaç kişisi başta il başkanı, merkez ilçe başkanı olmak üzere bir takım olumsuzluklara veya İbrahim Polat'ın devre dışı bırakılmasına start verilmiştir.

Bunları bir kaç başlıkla neden İbrahim Polat bu hal ve tavırlara itilmiştir bunları anlatmak istiyorum. 

"PARTİ İÇİNDEN TİCARET YAPMAYA GİRDİLER"

2014 yerel seçimlerinden 6 ay önce bizim mevcut milletvekili aday adayımız Ramazan Kurtulmuş beyin il başkanlığında bende bizim partinin il genel meclisinde gurup başkan vekilliği yaptım 10 yıl. Kendisiyle 6 yıl beraber çalıştık. Fakat bazı sıkıntılarımız oldu. Sıkıntılarımız derken bireysel değil açıklıkla söyleyeyim. Sıkıntılarımızın başta gelenlerinden birisi şu. Biliyorsunuz bizim özel idaremizle belediyemizle beraber yapmış olduğumuz Pelitözü Göleti etrafında mesire alanları oluşturduk. Bu mesire alanlarının kiralanmalarında parti içinden teşkilat mensubu arkadaşlarımızda buralardaki ihalelere girip bu işlere ihaleden çadır kiralayıp, içinde veya dışında, yanında veya arkasında önünde olarak bir takım arkadaşlarda buralarda ticaret yapmaya girdiler.

"BUNLAR PARTİNİN İÇİNDE ÇALIŞIYORLAR"

Bunlara baktık, gördük ki ilerleyen yıllarda kiralarını doğru ödemiyorlar, ortak giderleri doğru ödemiyorlar. Bu konuda idarenin rahatsızlık duyduğunu bunu il başkanımıza, Meclis Başkanımız Hasan Hüseyin beyle aktardığımızda "Ya siz buradan maaş alıyorsunuz. O insanlar maaş mı alıyor? Bunlar da partinin içinde çalışıyorlar" gibi telkinlerde karşılaştık. 

"SAYIN VEKİL YAKARIM HEPİNİZİ DEDİ"

Arkadaşlar ben İbrahim Polat olarak ben sadece kendimi temsil etmiyorum. Bilecik İl Genel Meclis Üyesiyim. Ak Partinin gurup başkan vekiliyim. Ben kamunun zarara uğramasını kendi içime sindiremedim. Gurup başkanı olarak bütün Ak Partili gurup arkadaşlarla beraber il genel meclisi arkadaşlara bunu istişare ettiğimizde arkadaşlardan aldığım cevap şuydu. "Kesinlikle taviz yok. Herkes taahhüt ettiği bedeli ödeyecek, ödemek zorunda. Kamudan böyle birşeyin çıkması mümkün değil" denildi. Sayın vekilimizi aradım gurup adına. Dedim vekilim böyle sıkıntımız var. Rakamlar miktarlar önemli değil. Benim için biri de bir, bini de bir. Sayın vekilimiz dedi ki eğer öyle birşey yaparsanız yakarım hepinizi dedi. Kendisine teşekkür ettim. Çünkü elim güçlenmişti. Öyle olunca buradan bir takım sıkıntılar başladı. Ticarette öyle şeyler olur dendi. Dedik tivaret ayı siyaset ayrı. Ticaret yapacaklar gitsinler ticaretini yapsınlar. Siyaset yapacaklar da gelsinler meydanlara siyasetini yapsınlar. Bizim amacımız birilerini iş imkanı sağlamak değil. Memlekete millete hizmet etmek. Milletin verdiği katma değerlerle adilene bir şekilde hizmet üretmek. 

"40 LİRAYA VERECEKSİNİZ DİYE DİRETTİ"

Buda yetmedi bizim ilçemizin malum sıkıntılı bir organize sanayi bölgesi vardı. Bu organize sanayi bölgesinde mahkemelik olan arsalarımız var. Bir tanesini temizledik üçe böldük. Daha öncede kamuoyunda paylaşıldı bunlar. Yine bu il başkanımız gazını alamadı benden gurup başkanı olarak gurubu ikna edemedim kanaatiyle gazını alamadı, buradaki arsanın birini ısrarla bir yatırımcıya 50 liraya değil 40 liraya vereceksiniz diye diretti bize. Kaymakamı rahatsız etti, bizleri rahatsız etti, ilçe başkanımızla beraber oturup pazarlık yapmak istedi. Sayın valimize ilçemizdeki ikinci meclis üyesi Hayati Kaba ile beraber, meclis başkanımız Hasan HüseyiN Çelik'le beraber gittik dedik ki: "Sayın valim bize böyle bir sıkıntı doğuruyorlar, ama bu arsalara talep te çok 3-5 arsa isteyen sanayicimiz de var. Bu konuda zor durumdayız. Bizi bu ateşten kurtar." Sayın valimiz Halil İbrahim bey dedi ki siz sıkıntı etmeyin bu işe siz tamam demiyorsanız ben bu işi tatlı bir şekilde geçerim dedi. Tatlı bir şekilde de geçti. 

"ARTIK CANIM YANIYOR"

Yani şimdi sayın il başkanımız İbrahim Polat'a nerden taktı, neden il genel meclis üyesi olmadı bu sorular bana hep soruluyor. Zaman zaman açıklamalarda siz de sordunuz. Ben farkındaysanız hep üstü kapalı cevaplar vermeye çalıştım. Ama artık canım yanıyor. Ben bunları hak etmiyorum. Hak etmediğime inanıyorum. Ben ilçemde 10 yılık görev süremde 125 bin metre parke yapmışım köylere. 90 bin ile 100 bin metre boyunda kanalizasyon yapmışım. Kanalizasyonsuz köyümüz kalmamış. Susuz köyümüz kalmamış. 25 tane köyümüzün içme suyu deposu 15 tanesi sıfır, geri kalanının hijyenik bir ortamsda içme sularını kullanıma açmışız. Her köyün yolu birinci kat ikinci kat olmak üzere yapmışız. Ben yapmadım bunları biz yaptık. Teşkilatımızla beraber yaptık. Bu zincirin  bir parçası da benim. 6 adet gölet yaptırdık. 7 adet elektirikli tarımsal sulama yaptık. Biz 10 yılda 10 sulama dedik 11-12 sulama yapmışız. 

"ADAYLIKLA İLGİLİ SON GÜNÜ BEKLEDİM"

Bu kadar hizmet etmenin bedeli, birilerine yardımcı olmadı diye önü kesilmesi olmaması gerekir. Biz buna da amenna dedik. Adaylık sürecimiz geldiğinde sayın ilçe başkanımız Yalçın Karaca bey "Abicim Hayati bey belediye başkan adayı oldu, senin mutlaka il genel meclisinde kalman gerekir. Abilik yapman gerekir dedi." Ben biliyordum il başkanınından dolayı ildeki yönetimin bize sıcak bakmayacağını, aday olup olmama konusunda son günü bekledim. İlçe başkanım mutlaka aday adayı olmamı istedi. Başvurumu yaptım. Ama sonradan başımıza gelenleri, zaman zaman sizlerle paylaştım. 

"SIRTIMDA TAŞIDIM, ARKAMDAN HANÇERLENDİM"

Bu vesileyle bu arkadaşlar bu sefer belediye başkanlık konusu gündeme geldi. Hayati bey beni zaman zaman eleştiriyor. Şuanda da bu Ziraat Odası meselesinde de bu işin en önde gelenlerinden birisi Hayati kardeşimdir. Ben 5 yıl ilçe başkanı olarak çalıştım kendisiyle 5 yılda il genel meclis üyesi olarak çalıştım. Bu arkadaşımızı derler ya "Sırtımda taşıdım" Sırtımda taşıdım ama arkamdan hançerlendim. Hak ettim mi etmedim mi bunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Bunu kamuoyu takdir etsin. 

Ben bu 10 yıllık dönem içerisinde hırsızlık mı yaptım, uğursuzluk mu yaptım, partimi zan altında bırakacak bir davranışta mı bulundum, bunu zaman zaman facebookta da yayınlıyorum. Benim hakkımda bildiğiniz gördüğünüz birşeyler varsa yazmıyorsanız müfterisiniz dedim. Cevap yok. Peki neden ben bunları hak ettim? 

'BANA TORUNLARINA BAK DEDİLER'

Ben özellikle başta ilçe başkan yardımcımız Zafer Seyyar beyden, belediye başkan yardımcısı Hayati Kaba beyden, İl Genel Meclis üyesi Hakan beyden birde eski il başkanımız şuanki milletvekili aday adayımız Ramazan Kurtulmuş ve şuanda meclis başkanı olan Serkan Yıldırım beyden benimle ilgili bilgilerini, belgelerini ortaya koymalarını önemle rica ediyorum. Vatandaş bana her gittiğim köyde soruyor. Ne yaptın sen, neden böyle oldu diye soruyor, bende bilmiyorum bunu. Bilerek veya bilmeyerek bir kusurumuz olduysa kamuoyuna duyuralım bunu. Onlar söyleyemiyorlarsa bana söylesinler, ben kamuoyuna duyuracağım bunu. Eğer bir yanlışım olmazsa 10 yıl içinde kendi infazımı kendim yapacağım. Bu süreçte ben kimliği belirsiz insanlarla bir taraflara atılacağım bile söz konusu oldu. Artık dayanacak gücüm kalmadı. Bu işlerin üzerine durma çekil kenara otur torunlarına bak dediler. Torun bakmasını ben biliyorum, onlara sormuyorum. 

'HAYATİ BEYİN ARKASINDA DURMADIĞIM GEREKÇESİYLE BANA ZULÜM YAPILIYOR'

Belediye Başkanlığı adaylığı konusunda Hayati beyin arkasında durmadığım gerekçesiyle bana bu zulüm yapılıyor. Ben hiçbir zaman için sen çık ben arkandayım demedim. Çünkü rahmetle andığım Selahattin başkanımın ölümünden sonraki seçimlerde Münür Şahin'in adaylığı konusunda teşkilatımız hem fikir olmuştur. Onun ikna edilmesi yönünde karar alınmıştır. Bunu Hayati bey kendiside biliyordu ama yine il başkanımızın bir oyunu ile geri çekilmesi Hayati beyi heveslendirmiştir. Hayati beye de o konuda bir şey bulmuyorum. Beş yıl ilçe başkanlığı, beş yıl il genel meclis üyeliği yapmış bir arkadaşın belediye başkan adayı olması kadar doğal bir şey yoktur. Teşkilatımız öngörseydi, ben onun arkasında çalışmasaydım o zaman benim hakkımda böyle yorumlar yapabilirlerdi. Onlar beni devre dışı bıraktılar. Hayırlı uğurlu olsun, kendilerine başarılar dileriz. Millet onlara görev verdi, çalışsınlar ama işlerini yapsınlar. Bıraksınlar da ilçe yönetimi ile ilgili, teşkilatla ilgili kararları da 3-5 ay önce seçilen yeni yönetimimiz yapsın. Belediyede çalışan personelin particilik yapmaması gerekir. Teşkilatçılık ayrı şey seçilmişlerin hizmeti ayrı şey. Ben 10 yıllık görev sürem içerisinde teşkilatın iç işlerine hiç karışmadım. Vatandaşın bana vermiş olduğu görev alanı içerisinde ilçeme en büyük yatırımları kazandırmak için çalıştım. Dediler ki algı operasyonu oluşturuyorlar. İbrahim Polat'ı köy muhtarları istemiyor denildi. Ben her köye gidiyorum ama öyle bir şey ile hiç karşılaşmadım. Yine de tutmadı, ziraat odası seçimleri ile ilgili dediler ki, delegeler istemiyor. Hangi delegeyse? Sen bir belediye başkan yardımcısı olarak, il genel meclis üyesi olarak muhtarı, delegeyi tehdit edersen İbrahim Polat'a destek verirseniz köyünüz yatırımlardan mahrum olur derseniz, o küçük köyler tabiki sana boyun bükmek zorunda. Nitekim öyle oldu. 

'İBRAHİM POLAT OLMASIN KİM OLURSA OLSUN  MANTIĞIYLA YÜRÜDÜLER'

İbrahim Polat olmasında kim olursa olsun mantığıyla yürüdüler ve başarılı oldular. Bir şeyi daha açmak istiyorum, bunu çok açık bir şekilde söyleyeceğim. Köylerde istenmediğimi söylediler. Ama yeni il başkanlığı seçiminden sonra 15-20 muhtarımı hayırlı olsuna geliyor, diyorlar ki İbrahim Polat'ın ziraat odası başkanı olmasını istiyoruz. Biz aktif başkan arıyoruz diyorlar. Mevcut başkanla, mevcut yönetimle bu işin yürümediğine inanıyoruz. Bunun için böyle istiyoruz diyorlar, bizim ilçe teşkilatımız ise muhtarların fikirleri muhtarları bağlar diyorlar. Bu ülkede Cumhurbaşkanımız muhtarları Aksaray'a topluyor, muhtarlar benim  büyük elçim diyor ama benim bir belediye başkanım, ilçe başkanım, il genel meclis üyesi arkadaşım, kardeşlerimiz, büyüklerimiz, muhtarların fikirleri muhtarları bağlar diyor. Mevcut başkanın kendilerine bir zarar vermediğini söylüyorlar. Biz demiyoruz ki, zararı var. Mevcut başkan hakkında konuşmakta istemiyorum ama bazende söylemek zorunda kalıyoruz. Zararı gören çiftçimiz. Biz, çiftçinin zarar görmemesi için kendimizi feda ettik. 10 yıl il gene meclis üyeliği yaptım, evimin yanına bir tuğla koymadım. Biz bu işlere çok meraklı değildik. Bu işe girerken bir arabam vardı yine bir arabam var. Ama mevcut arkadaşlara baksınlar, kimileri kat sahibi, kimileri yat sahibi oldu. Allah bana nasip etmedi, etmesin inşallah. Eğer nasip edecekse canım alsın. Ben 54 yaşına girmişim, hayatın en güzel şeylerini yaşadım. En güzel yerlerde görev yaptım .

'BANA PUSU KURDUKLARINI SÖYLEDİLER'

Bir konuyu daha açmak istiyorum. Belediye başkanımızın belirlenmesi konusunda biz Ankara'ya eski meclis başkanımız Hasan Hüseyin bey, il başkanımız, eski valimiz Halil İbrahim bey ile milletvekilimizin yanına gittiğimizde Münür Şahin'in ikna edilmesini ilçe başkanımız ile konuştuk. Listeye baktığımızda genel merkeze verilecek listede bir başka arkadaşımızın ismi vardı. Münür beyin bu işi kabul etmesi ile beraber liste değiştirilip, genel merkeze böyle sunuldu. Münür Şahin'in belediye başkanı olmasında bir katkımız olduysa ne mutlu, olmadıysa zaten takdir edende yokta. Yapacak bir şey yok. Münür Şahin'i benim getirdiğimiz, Münür Şahin için Hayati beyi ekarte ettiğimi düşünerek ilçe teşkilatımızda az önce isimlerini saydığım bu dört arkadaş bize adeta savaş açmışlardır. Bir insana savaş açmak için, beni pusuya düşürmek için bana pusu kurduklarını söylediler. Ziraat odasında aday konusunda ona pusu kurduk dediler, yüzüme söylediler. Pusuyu kim kurar? Bu memlekette yıllardır pusu kuranlar var, kim bu kuranlar? Bizim askerimize, polisimize pusuyu kim kurdu? Söylemek istemiyorum bunu kamuoyu takdir eder. Biz vatan haini miyiz? Biz dedik ki arkadaş aday olsun, üzerinden çıkartsın Ak Parti şemsiyesini. Benim karşıma çıkarılan aday ilçe başkan yardımcısı. Çıkartsın şemsiyeyi benim gibi çıksın bir üye olarak yola devam etsin dedik ama yapamadılar. Başka türlü beni ekarte etme şansları yoktu. Çünkü delege seçimi ile beraber seçim bitmişti. Çünkü İbrahim Polat mı zarar gördü bu işten? Hayır. Belki beni ipten aldılar. Çok büyük sorumluluktan kurtardılar, çünkü Ziraat Odası'nda o kadar çok yapılacak işler vardı ki belki bunların üstesinden gelemeyecek, ezilecektim belkide orada. Ama bunlar İbrahim Polat olmasın, yücelmesin. 2019'da yine başımıza dert olur diyerekten böyle bir kumpas kurdular. En üzüldüğüm nokta kendisi için kendimi feda ettiğim belediye başkanımız Münür Şahin benim akrabam olur. Bu süreçte beni hep aşağıya çekmeye çalıştı. Hep benim çekilmem için ısrar etti. Bir sefer olsun benim lehime bir cümlesi olmadı. Ben size ne yaptım? 

"DAYIMA SORUYORUM"

Sayın dayıma soruyorum. Ben size ne yaptım? Ben bu ilçe teşkilatına, yönetime ne yaptım? Şunuda belirteyim. Hiç kimseye kırgınlığım, dargınlığım, kızgınlığım yok. Ama bu 5 arkadaşa Münür Şahin’de dahil eğer bir hakkım varsa, hakkımı helal etmeyeceğim. Bu kadar net söylüyorum. Çünkü bunları hak etmedim. Ne yaptıysam memleketim için yaptım. Ne söylediysem memleketim için söyledim. Münür Şahin’in seçimi kazanmak için aday olmasını ısrar ettim. Eğer Münür Şahin olmasaydı, şuan da o koltukta başkaları oturacaktı. İbrahim Polat İl Genel Meclis Üyesi adayı gösterilmedim diyerekten geri çekilseydi bu koltuk şuanda bizde olmayacaktı. 

Benim gibi bu partiden küstürülmüş, itilmiş bir sürü partinin kurucu üyeleri var. Alper Karadağ gibi abimizi rencide ettiler. İl Genel Meclisinde bir oy aldığını yüzüne söylediler. Partinin kurucusuna bir oy aldığını söylediler. Aynı arkadaşımızı belediye başkanlığı seçiminde, rahmetli Selahattin başkanın ölümünden sonra olan seçimde Alper başkanın aday gösterilmesi meclisten çıkmıştır. Onlar bana tuzakçı diyordu, kumpas kurmuşlardı ben şimdi onlara söylüyorum, isim vererek söylüyorum. 4 kumpasçı aynı paralel operasyonunu Alper Karadağ'a yapıp Mehmet Özkan'ı dayı ile öz yeğeni birbirine düşürmüşlerdir. İl Genel Meclis Üyesi seçimleri, ilçe başkanlıkları ve Ziraat odasıyla beraber İbrahim Polat ile Münür Şahin'i yine dayı ve yeğeni birbirine düşürmüşlerdir. Bunların işi bu. Bunların memleketle, hizmetle işi yok. Birisi kendi dükkanının çalışmasına bakar, birisi yeni açtığı dükkanının yürümesine bakar, birisi de ticari faaliyetlerine bakar. 

"HAYATİ KARDEŞİME SESLENİYORUM"

Bunlar yeri geldiğinde sorulursa kalem kalem açacağım. Ben değerli dostuma, Hayati kardeşime buradan sesleniyorum. Beni en fazla üzen o. 10 yıl omuz omuza çalıştık. 10 yıl sırtımda taşıdım. Kendi arabasıyla kendi ticaretini yaptı. Ben arabamla getirdim götürdüm. Bunları yaptım diye söylemiyorum. Bütün kamuoyu böyle biliyor. Kardeşim Hayati ben sana ne yaptım? Sen söylemezsen ben söyleyeceğim. Arkasından birkaç gün sonra çıkacağım ve kamuoyuna sizin bu on yılda ne yaptığınızı, benim ne yaptığımı söyleyeceğim. Ben ne yaptım size çekinmeden söyleyin. İnşallah bunun arkasından gelecek ikinci üçüncü açıklamalarımda kalem kalem, kimin benden ne istediğini, kimin benden ne isteyipte alamadığını açıklayacağım. Şunu açıkça söyleyeyim. İl Başkanımızın böyle talepleri oldu ve bir lirasını dahi verdirmedim. Ödettirdim o paraları. Kim olursa olsun ödeyecek. Kamu zararına ben imza atamam. Ben 210.000 kişiyle helalleşemem dedim. Bunlar ödenecek dedim, ödettiler. Yedirmedim. Kamuoyu derken, kamuyu zarara uğratmadım. Buna elçilik yapmadım. Buna tamam demediğim için başıma bu haller geldi.

"PARALELCİLERİN EN ÖNDE GELENİYDİ"

İlçe başkanı Yalçın Karaca. İlçe başkanı olurken de ben buna karşıydım. Neden? Çünkü paralelcilerin en önde geleniydi. Paralel örgütü lideriydi. Mesajları var. Başkalarına gönderdiği mesajlar yanlışlıkla bana da geldi. 3 tane mesajı var. Genel merkez duymasın, onu bir dakika görevde tutmaz. Ben belgelerle konuşuyorum. Konuşacağım. Ey Yalçın Karaca beni seni istemedi diyerekten, beni bu hale düşürmek senin haddine değil. Ben milletin vicdanında, gönlünde yaşıyorsam, senin vicdanında, gönlünde olmak o kadar önemli değil. Bana hep yalan söyledin. Arkamda olduğunu söyledin, gittin kum ocağında benim kuyumu kazdın. Siyaset kum ocağında yapılmaz. Siyaset milletin içinde yapılır. Ben on yıl milletin içindeydim. 240 köyden 220 tanesine fiili gitmişliğim var. İlçende kaç tane köy gezdin. Kaç tane köyün yolunu biliyorsun. Teşkilatçılık bu değil. İkinci isim Hayati Kaba. İl Genel Meclis Üyesi Hakan Özkan. Şuanda partinin siyasi işlerden sorumlu başkan yardımcısı Zafer Seyyar. Ziraat odasında piyano olarak kullanılan Zafer Seyyar. İbrahim Polat’ı imha etmek için yem edilen Zafer Seyyar. 

"İLÇE BAŞKANINI TEHDİT ETTİ"

Nasıl ki ilçe başkanının, en samimi arkadaşı, birinci sıra adayı yapıldıysa, ben çekildikten sonra kendisine söz vermişler, bu kavgayı da yaptılar. Ve bu üç arkadaş ilçe başkanını tehdit etti. Biri dedi ki belediye başkan yardımcılığı sözü verilirse eteğinizden çekmem. Yalçın Karaca istifasını bana göstermiştir. İtiraz etmesin. Kayıtlarını telefonuma aldım. Ben eski siyasetçiyim. 30 yılımı vermişim bu işe. Hacı abi bunlar beni tehdit ediyor, şantajla sıkıştırıyorlar dedi. Birisi diyor ki ben il genel meclis üyesiyim, 1.sıra olmazsam MHP’ye giderim. Birisi ben Saadet’e giderim diyor. Tehditle, şantajla hepsi teşkilatta yer bulmuşlardır. Ben bugüne kadar hiç kimseyi tehdit etmedim. Şantajda yapmadım. Milletin huzuruna çıktım, milletin teveccühüyle, iki dönem aday oldum, arkamdan iki il genel meclis üyesi sözü verdim ve ikisini de çıkarttım. 

Genç, dinamik dediler bizi yaşlı gördüler. Gençleri getirdiler. Malum Osmaneli’de il genel meclis üyesi biri gitmiştir. Zararı kim görüyor? Benim köylüm görüyor. Bir elin nesi var iki elin sesi var. Biz iki dönem bütün illere sesini değil, yankısını duyurduk. 

"YATIRIM GELMESİN DİYE POLAT'IN ÖNÜ KESİLMİŞTİR"

Birde şunu söyleyeyim. Yine bu İl genel meclis üyesi sürecinde sayın il başkanımız benim adaylığım konusunda diyor ki, genel merkez arıyor. Telefon trafiği bize takıldı. Şahitleri var. Mehmet Yaylalı vs. Eski teşkilatçılar. Onun dükkanında oturuyorum. Bana telefon ediyor Nevzat Başkan. Bende telefonumu kapattım. Ankara’yı arıyor. Telefonu açık unutmuş. Diyor ki bu adam buraya tekrar gelirse, iktidarı muhalefeti, bürokrasiyi bürokratı herkesi yönlendirir meclis başkanı olur. Meclis başkanı olursa bütün yatırımları Osmaneli’ye kaydırır. Ey Osmanelili köylü kardeşlerim, çiftçi kardeşlerim bu yatırımlar size gelseydi zarar mı görecektiniz? Size yatırım gelmesin diye İbrahim Polat’ın önü kesilmiştir. Konya Milletvekili Mustafa BALOĞLU genel merkezden soruyor. Teşkilatlardan sorumlu genel başkan yardımcısı telefon kayıtlarında var. Nevzat başkana soruyor. Bu arkadaş isterse bir saatte teşkilatı feshettirebilir diyor. 1600 kişiyi partiye üye yapmış bir arkadaş diyor. Beni övüyor aynı zamanda. Oda diyor ki. Bu adamın neyi var, bir namussuzluğu mu var diyor. Hayır efendim kendimizden şüphe ederiz ondan etmeyiz diyor. E peki neden yok diyor. İl başkanımızla biraz restleşti, İl başkanımıza hakaret etti diyor. İl başkanının bazı taleplerini yerine getirmemek hakaretse, biz bu hakaretin bedelini ödedik. Kimin için ödedim. İlçem için ödedim. Milletin için ödedi. Hiçte gocunmuyorum.  Gururla 10 yıl görev yaptım. Çoluk çocuğumun, bana oy veren insanların başını öne eğecek bir şey yapmadım. Yaptı diyen biri varsa çıksın söylesin. Basın mensuplarının karşısına gelsin, bundan dolayı şu yanlışı yaptın desin. 

"ÜLKÜCÜ MUHTARLAR"

İbrahim Polat Ziraat Odası Başkanı olursa tekrar yücelecek, sivil toplum örgütünde güçlenecek. 2019’da Münür Şahin milletvekili adayı olursa.. Hesaplara bakın... Bunu nerede konuşuyorlar? MHP İl genel meclis üyesi arkadaşımız Orhan Uğur’un mekanında. Kimler konuşuyor? Az önce saydığım arkadaşların bazıları. Birkaç tane muhtar. Kim bu muhtarlar. Ülkücü muhtarlar. Bizim teşkilatımız ülkücü muhtarların kaderine bırakılmış. Çiftçinin dediği değil, 3-5 tane ülkücü muhtar, ülkücü muhtar derken Ülkü Ocaklarını veya Milliyetçi Hareket Partisini zan altında bırakmayalım. Bu süreçte Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi teşkilatları adam gibi dik durmuşlardır. Sivil Toplum Örgütünün tarafında hiç olmamışlardır. Tarafsız bir şekilde odaya kim başkan olursa bunu takdir ederiz diye kamuoyuna bilgi vermişlerdir. 

"HAKKIM VARSA, HELAL ETMİYORUM"

Arkadaşlar bizim teşkilatımız ne yapmıştır. Kendi içlerinden, kendi bağırlarından çıkarttıkları arkadaşı ve bu odaya da ilçe başkanı olmamam konusunda yine onlar ikna etmişlerdir. İlçe başkanlığına girme, seni Ziraat Odası başkanı yapalım, ilçenin göletlerini yaptın üretilen ürünlere de pazar bulursun mantığıyla, Sayın Belediye Başkanı seninle köy köy gezeceğim demiştir, beni buraya itelemiştir. Arkamdan da hançeri vurmuştur. Bunlara hakkım varsa helal etmiyorum. Ölüme de gelmesinler, bende gitmeyeceğim. Bu kadar net söylüyorum. İçim yanıyor. Kendi içim değil. Aç kalmadım ben. 1 yıldır boşum. Aç mı kaldım hayır. Ben emekliyim. Devletim bana bakıyor. Bende evlenecek yok. İbrahim Polat neden bunlar yapıldı? Ben cevap bekliyorum. 

"KENDİLERİ İHRAÇ ETSİNLER"

Ben Ak Parti’nin kurucusuyum. Ak Parti yokken biz milli görüş ile gelen bir insan olarak partiden ihraç edilmediğim sürece partiden istifa etmem söz konusu değil. Çünkü bu arkadaşlar zaten partiden istifa etmiş ismini zikir ettiğim arkadaşlar emanetçi olarak duruyorlar. Biz emaneti bir gün devir alacağımız için hak yerini bulacak düşüncesi ile asla istifa etmem. Kendileri ihraç etsinler. 

İlçe Başkanımız Yalçın Karaca her ne kadar ben bu işte senin yanında oluyorum dese de perde arkasında farklı oynadı. 10 yıl omuz omuza çalıştığım Hayati Kaba arkadaşım. Yine babamızsın büyümüzsün diyen şuanda İl Genel Meclis üyesi Hakan Özkan kardeşimiz. Bu işlerde piyon olarak kullanılan her zaman bir malzeme buluyor bu arkadaşlar şuan da İlçe Başkan yardımcımız Zafer Seyyar arkadaşımız. 

"BAŞKAN OLAMADIĞIM İÇİN SÖYLEMİYORUM"

Şunu açıklıkla belirteyim Ziraat Odası başkanı olamadığım için söylemiyorum bunu, ben az önce bahsettiğim kurumları 2013 yılında sayın vekilimize, koordinatör vekillere, genel merkeze kadar ilettim açık ve raporlar şeklinde ama kimse buna kulak asmadı herhalde ulaşmadı, ulaştırılmadı. Zaman zaman oturduğumuz toplumlarda, toplantılarda söyledim zaman zaman yüksek sesle zaman zaman basın aracılığıyla söyledim. Ama hiç kimse tüyünü kıpırdatmadı. Bedeli İbrahim Polat’ın siyasetten men edilmesi ile oldu. 

"KENDİMİ SAKARYA'YA ATACAĞIM"

İbrahim Polat buradan çekilince işler düzelecekse, deseler ki biz senin yaşamanı da istemiyoruz ben kendimi Sakarya’ya atacağım. Onlar rahatlayacaksa onların ufku açılacaksa ilçeme bir katkı saplayacaksa canımla bedelini ödemeye razıyım. 

"BENİM İŞİM GARANTİ DEDİ"

Ziraat odası seçimlerinde sıkıntılı süreç oldu aday adaylığı konusunda. İkimiz aynı camiadan geliyoruz teşkilat beni ön gördü ben erken başladım dediğimde kendisine rica ettim birlikte çalışalım diye. Benim işim garanti ben bu işten vazgeçmem dedi. Bu süreçte beni yıpratmak için bize hakaretvari söylemlerde bulunursan, bizi rencide edecek söylemlerde bulunursan bizde kimliği belirsiz bir sürü insan çalışıyor dedi. 

"SEN ÇEKİL TORUN BAK"

Sayın Belediye Başkanımıza, İlçe Başkanımıza da söyledim tehdit ediliyorum siz hale tüyünüzü kıpırdatmıyorsunuz ne olacak bu işin sonu dediğimde o zaman ikinizde olmayın Ertuğrul Bey devam etsin dedi Başkan. Sen çekil torun bak dedi bana kendisine Başkanımız, Kendimi kendisine siper ettiğim dayım. Yanına bulduğu emanetçi istifa eden arkadaşlar ile yola devam etsin dayım. 

Genel merkeze giden vekilin ve il başkanının talep dosyasında başka bir isim vardı. Sayın vekilimiz ile yaptığımız istişare sonucu Münir Şahin ile ilgili bir sıkıntının olmadığını bu görevi kabul edeceğini konuştuk. 

"KAMUYU ZARARA UĞRATMADIK"

Sayın valimizin akıllı tavır ve tutumu ile biz kamuya zarara sokmadan dönmüşüzdür. Sayın valimize mevcut Belediye Başkanımız, Hayati Kaba ve o günkü Meclis Başkanımız Hasan Hüseyin Çelik ile gittim. Aynen burada söylediğim gibi, sayın valim bizden böyle bir talep var. Sayın kaymakamıma da yapılmıştır aynı talep. Mevcut Haldim Müsellimoğlu denilen sanayici ve İlçe Başkanımızın olduğu bir ortamda Kaymakamımıza Hayati Bey ile benim olduğum bir ortamda ısrarla buranın 40 liradan verilmesi yönünde. Kaymakamımız da benim amirim valimdir demiştir. Sayın valimize atmıştır topu. Bizde bu arkadaşlarla beraber valimize durumu arz ettik. Valimiz bu konuyu hiç kimseyi rahatsız etmeden, sanayicinin de dediğini yapmadan, yine düşündüğümüz gibi müteşebbis heyetin aldığı 50 liralık karar doğrultusunda sattık. Kamuyu zarara uğratmadık. 

"BANA KİN NEFRET BESLEMİŞ BİR İNSAN"

Ama bu taleplere benim iyi ortam hazırlayamadığımdan dolayı başıma bunların geldiğini düşünüyorum. Çünkü bunu grup başkan vekili olarak benim grubu ikna etmemi söyleyen Sayın Ramazan Kurtulmuştur. Dün Bilecik’e geldim. İl Özel İdaresi’nin önünde sayın vekil adayımız, aday adayımız 13 yıl beraber çalıştığımız bir genel meclis üyesine ile geldiğinde hoş geldin diyemeyecek kadar bana kin nefret beslemiş bir insan. Bu gün milletvekili aday adayı olarak ortalıkta geziyor. 

Bileciklilerin bunları bilmesini istiyorum. Hainlik yapmadım. Kimsenin hakkını kimseye yedirmedim. Bilerek bir şey yapmadım. Bilmeyerek yaptığım bir şey varsa benim bilmediklerimi söylesinler diyorum. 

"VALİ AKPINAR ŞAHİN'İ ÖNERDİ"

Mecliste Sayın valimiz de vardı. Sayın valimizin başka konuları da vardı. Bizim organize sanayilerin işleri ilgiliydi. Meclise girdik 10-15 dakika görüşme yaptık. Biz bunları konuşurken sayın valimiz de vardı. Sayın valimizin şöyle bir teklifi de oldu. Osmaneli’de Münir Şahin’in haricinde seçim kazanma şansımızın olmadığını söyledi sayın valimiz söyledi. Bir takım ilçeleri de kaybedebileceğimizi valimiz açık yüreklilikle söyledi. Kaybedeceklerimizin %90’ını bildi. Sayın valimiz bizden daha iyi çalışmış. 

Osmaneli’ne Münir Şahin’i ısrarla istememin sebebi dayım olduğu için değil. Osmaneli ilçemize Münir Şahin on gömlek fazla bir insan. Kendi misyonu, vizyonu ile on gömlek fazla insan ama benim için ilçem önemliydi. Belli bir yere gelmiş alt yapısı bitmiş nihai meyvesini alacak bir düzeyde orada bir kaptan değişikliği siyasi partinin iktidar partisinden değil başka partiden birinin belediye başkanı olması benim halkımı daha fazla üzecekti. Bunun için biz Münir Şahin dedik ve başarılı da olduk. Doğru bir karar vermişim doğru adamın arkasında durmuşum. Bu konuda sıkıntım yok. Vali Bey diğer ilçeler için isim önermedi sadece Osmaneli’ni konuştuğumuz için Osmaneli’ne Münir Şahin’i önerdi. 

"CUMHURBAŞKANIMIZ GİBİ KEFENİ GİYİP YOLA ÇIKMIŞIZ"

Bunu bedelini ölümle ödeyeceğim diyorum siz disiplin kurulundan bahsediyorsunuz. Biz Sayın Cumhurbaşkanımız gibi kefeni giyip yola çıkmışız. Açık ve samimi söylüyorum ilçem için eğer birini feda edeceklerse beni feda etsinler. Ben feda edilmişim zaten. Ne için feda edildim öğrenmek istiyorum. Neden bu kadar nefret kin ne yapmışım ben? 

"BU ÜÇLÜ BENDEN NEDEN KORKUYOR?"

İlçe Bakanımız şunu da söyledi. Ağabey senden bu üçlü çok korkuyor dedi. Sayın Yalçın Karaca buradan sesleniyorum. Bu üçlü benden neden korkuyor? Yanlış yaptırmayacak bu adam bize diye mi korkuyor yoksa bu adam hepten yanlış diye mi korkuyor? Açıklayın. Ben yaşayan ölü olmuşum siz bana diyorsunuz disipline verilecek. Bunu da denediler. Disiplin kurulunda ihraç etme kararı aldılar. İl başkanı talimat verdi ilçeye ama ilçe o cesareti gösteremedi. Bana bütün köylerden partiden istifa için bu işe tepki koymak için gelenler var. 

"BENİM PARTİMLE DERDİM YOK"

Ben şunun önüne geçmeye çalışıyorum. Benim partim ile parti yönetimimle bir derdim yok. Benim partililerimle bize oy verenlerle bir derdim yok. Bu bireyselleşmiş insan. Benim Ak Parti ile derdim olmaz. Ak Parti için kendimi feda ediyorum, edeceğim de. Parti yönetiminde bir Allah’ın kulunun bu işten haberi yok. Sadece siyasi hukuki işler başkanı bir de ilçe başkanı. Diğerlerine sorulmuyor bile. İlçe başkanı şunu söyledi. Ben Zafer Seyyar’a senin başkalığının karşısında ilçe başkanlığını bırakacağım dedi. Bırakma dedim ilçe başkanlığını sadece yönetimden istifa etsin şemsiyesiz çıksın dedim. Bunu da hak etmiyor o artık dedi. Bu bize yanlış yaptı. Zafer’den başka ilçe başkanlığını bırakacak insan yok mu diyince bütün yönetim kuruluna hakaretle adam mı var ki dedi. Bende söyle o zaman geri kalan listeyi etek alayım dedim ilçe başkanına. Üç ay önce seçilmiş yönetim kuruluna ilçe başkanlığı verilecek bir insanın olmadığı adam mı var diye hakaret edebilecek kadar alçalmış bir ilçe başkanı Ak Parti’nin temsilcisi olamaz. Ben kabul etmiyorum kabul edeceklerse devam etsinler. İl başkanı, genel merkeze nereye gidecekse gitsin bu konu. Gelsinler değerlendirsinler." dedi. 

Bu haber toplam 0 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.