İKTİDARI TOPA TUTTU
Ahmet MEŞE
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, sendikasının Bilecik Şube Başkanlığı tarafından düzenlenen "Kuruluştan kurtuluşa tek yürek buluşması" adlı programa katıldı.
Genel Başkan Koncuk burada yaptığı konuşmada iktidarı topa tuttu. İktidara sert eleştirilerde bulunan Koncuk," İktidara Bilecik'ten sesleniyorum, Osmanlı Devleti'nin kurulduğu bu mübarek topraklardan sesleniyorum. Aklınızı başınıza alın" dedi.
Kar Düğün Salonu'nda gerçekleşen program Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Ömer Yel'in konuşmasıyla başladı. Yel, programa katılanlara teşekkür etti. Yel, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitlerimizi anarak başladığı konuşmasında,"Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim –Sen zaten milli duyguları gelişmiş insanlardan oluşmaktadır. Buradaki tüm arkadaşlarım Çanakkale Zaferinin ne anlama geldiğini çok iyi bilmektedir" ifadesini kullandı.
'SENDİKACILIK ADINA DA ÇANAKKALE RUHUNA İHTİYAÇ DUYULMAKTADIR'
Yel açılış konuşmasında şunları aktardı:
"Ancak, bu günlerde sendikacılık adına da bir Çanakkale ruhuna ihtiyaç duyulmaktadır. Maalesef memurluk kavramını yok etmek isteyen, iş güvencemizi elimizden almak isteyen bir siyasi erk ve ona memurları peşkeş çekmeye kalkan yapılara fırsat vermemek için tüm gücümüzle çalışmak zorundayız. Devlet dairelerinde, okullarımızda tüm kamu çalışanlarına memurlar üzerinde oynanmak istenen oyunları her çalışana anlatmak zorundayız. Benim sizlerden isteğim bu çalışmalarımızı yaparken aynı 100 yıl önceki, Çanakkale’deki ruhla hareket etmeniz. Unutulmamalıdır ki, inanan insanların başaramayacağı hiçbir şey yoktur.
Bildiğiniz gibi şu anda Genel Merkezimizin aldığı karar gereği öğretmen arkadaşlarımız okullarımızda nöbet tutmama eylemi yapmaktadır. Eyleme katılım ilimiz genelinde de oldukça iyi durumdadır. Üyeleri nezdinde zor duruma düşen malum bu yapının kaymak yiyici üst takımı şimdi de eylem kırıcılığı görevini üstlenmiş görünmektedir. Geride bıraktığımız günlerde, kendine sendikacı diyen birileri bazı ilçelerimizde nöbet tutmama eylemi yapan arkadaşlarımızın okullarını gezerek öğretmenleri derslerden alıkoymakta ve onları korkutmaya çalışmaktadırlar. Bunların birçoğu okul müdürüdür. Mesai saatinde görev mahallini terk ettikleri yetmiyormuş gibi bir de öğretmen arkadaşların derse girmelerini engelleyerek eğitim öğretimi de aksatmaktadırlar. Buradan görülüyor ki arkadaşlarda korku bacayı sarmış" dedi.
Yel'in ardından söz alan Genel Başkan Koncuk, konuşmasına Çanakkale Zaferi'nin ve şehitlerimizi anarak başladı. Genel Başkan Koncuk," Bu yılın Çanakkale Zaferi'nin 100. yıldönümü olması önemli bir olay. Çanakkale Zaferi , Çanakkale Ruhu son zamanlarda çok kullanılan ifadeler ama bu ruhu Çanakkale savaşlarının ismini kullanan insanların ne kadar taşıdığını, temsil ettiğini de aziz milletimizin her ferdi çok iyi irdelemeli, değerlendirmesi lazım. Gerçekten Çanakkale'de şerefimizi, namusumuzu çiğnetmediler. Çünkü o ecdad biliyordu ki vatan elden gittiğinde, namus ve şeref kavramları da beraberinde çok ciddi tehdit altında kalıyordu. Onun için 253 bin Mehmetçik gözünü kırpmadan ölüme gitti. Çünkü en ufak bir korku hissetmesinin dahi geride kalan annesi, kardeşi, evladı için ne anlama geldiğini o nefer çok iyi biliyordu" dedi.
'ÜNİVERSİTELERİMİZİ, LİSELERİMİZİ ÇANAKKALE'DE GÖMDÜK'
Koncuk konuşmasında şunları kaydetti:
"253 bin vatan evladını, üniversitelerimizi, liselerimizi Çanakkale'de gömdük. Şerefimiz için, namusumuz için gömdük ama hiç kimse analar ağlamasın gibi saçma bir lafın peşine takılarak o cepheden kaçmadı. Analar, babalar ağlayacak, kız kardeşler göz yaşı dökecek ama şerefimize, namusumuza, bağımsızlığımıza, bayrağımıza, ezanımıza sahip çıkacağız. Bunlar ağlamadan olmuyor, ağlamazsanız vatanını terk edip gelen 2 milyon Suriyeli gibi olursunuz. Ağlamazsanız Irak'ta yaşayan insanlar gibi, Afganistan gibi olursunuz. Bugün ağlayacaksınız ki yarın evlatlarımız, torunlarımız bu ülkede göğsünü gere gere gezecek.
'ÇANAKKALE RUHUNU ANLAYAMAZSINIZ'
Çanakkale ruhu diyenler siz Çanakkale ruhunun neresindesiniz? Çanakkale ruhundan esinti var mı sizin yüreğinizde? Ne mutlu Türküm diyene sözünü dağlardan kazıyarak Çanakkale ruhunu anlayamazsınız. Adımızı kaldırarak, bölücü çevrelerin gözüne gireceğiz diye davranarak, Şivan Perver'lerin önüne kırmızı halı sererek Çanakkale ruhunu anlayamazsınız ve anlamayacaksınız. Çanakkale deyince aklına bunları getirmeyen insan nerde olursa olsun Çanakkale ruhu budur. Karşılıksız Türkiye sevdalısı olmak, vatanseverliktir, milliyetçiliktir Çanakkale ruhu. Sadece kendisi için yaşayanlar, İsviçre bankalarında dolar hesabı olanların Çanakkale ruhunu anlamasını elbette bekleyemeyiz.
'HEPİMİZ SORUMLUYUZ'
Bu ruhu anlaması gereken aydın denilen insanların tercihlerini gördüğümde Türkiye nereye gidiyor diye sorguluyorum. Toplumun dinamikleri dediğimiz insanlara kendine gel dememiz lazım. Öğretmeninden sağlıkçısına, din adamından profesörüne, hizmetlisine kadar herkese kendine gel dememiz lazım. Hep beraber söyleyeceğiz, yumruğu hep beraber vuracağız ki ses getirebilelim. İnsanları kendine getirebilelim yoksa olmaz. Bu ülkenin geleceği bizim açımızdan çok önemli. Evlatlarımız, torunlarımız açısından önemliyse gerekli tepkiyi vereceğiz. Hukuk devleti ilkesi bu ülkede ayaklar altına alınıyor. yargı bağımsızlığı kalmadı, hakim ve savcılar kanunlara bakarak karar veremiyor. O zaman hepimiz sorumluyuz.
Türkiye Kamu-Sen olarak alın terine, hakka inanıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin her vatandaşının kıymetli olduğuna inanıyoruz. Dilimizin ucuyla söylemiyoruz, kalbimizle söylüyoruz. Bu anlayış her ferdin yüreğine nakşedilmediği sürece bu insanların mutlu olamayacağına inanıyoruz. Onun için bu mücadeleyi veriyoruz.
'İŞ GÜVENCEMİZ ELİMİZDEN ALINMAK ÜZERE'
Çalışma hayatımızı ele alalım. İş güvencemiz elimizden alınmak üzere. Eğer mevcut siyasal iktidar anayasayı değiştirme gücüne sahip olursa ilk değiştireceği maddelerden bir tanesi anayasanın 128. maddesi. Yani devlet memurunu tanımlayan madde. Bunların kafasında devlet memuru yok, tüm devlet memurları siyasal anlayışı, ideolojisi ne olursa olsun, tüm memurların artık aklını başına alması lazım. İster bu iktidara oy versin, ister vermesin ama mezarını kazanların eline kazmada vermesin. Sayın Cumhurbaşkanı işçi ve memur ayrımını kaldıracağız diyor. Bunu söylerken gizlemiyor, onun fikri. Bunu bir yandaş sendikanın toplantısında söylüyor ve onlarda alkışlıyor. Ama bu ülkenin memurları öbek öbek koşuyor bu sendikaya üye oluyor. Bunlar ülkenin aydın dediğimiz insanları. Sen müdür olsan, rektör olsan, başhekim olsan ne olacak? Kaderin siyasilerin iki dudağı arasında olduğu müddetçe hangi iktidara yağ çekmekle geçecek ömrümüz. Hiçbir devlet memurunun hiçbir siyasal iktidarın önünde yağ çekmesi, ceket iliklemesi diye bir mecburiyeti asla olamaz. Bu sebeple kazanımlarımıza sahip çıkmak zorundayız. Devlet memurluğu adına ve haklara sahip çıkmak zorundayız, asla devlet memurluğu adından vazgeçmeyeceğimizi tüm Türkiye'ye ilan edeceğiz. Bizimle hesabı olanın bizim de onla hesabımız olacaktır. Devlet memuru ile kimin bir hesabı varsa bizimde onunla hesabımız var. O hesabı 7 Haziran'da da görürüz, 17 Haziran'da da görürüz.
'AKLINIZI BAŞINIZA ALIN'
İktidara Bilecik'ten sesleniyorum, Osmanlı Devleti'nin kurulduğu bu mübarek topraklardan sesleniyorum. Aklınızı başınıza alın. Şımarık iktidar anlayışından vazgeçin, devlet memurları arasına kan davası sokmayın. Devlet memurluğunu kaldırmak gibi bir hakkınız yok. İsterseniz 550 milletvekiliniz olsun bu millet, bu kamu çalışanları size bu hakkı asla vermiyor. Onun için aklınızı başınıza alın, ateşle oynamayın. Azan belasını bulur, şımaran belasını bulur. Yüce Allah böyle diyor. Daha fazla beddua almayın, kendinize gelin diyorum. Osmanlı topraklarından Şeyh Edebali'nin memleketinden aklınızı başınıza alın diyorum" dedi.
Konuşmasının ardından Koncuk'a Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Bilecik Şube Başkanı Ömer Yel, Osmanlı armasının bulunduğu tablo ve Kadın Komisyonları Başkanı Ayla Kıvırcık da çiçek verdi.
Bu haber toplam 0 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.