'SENDİKAL DAVAMIZDAN TAVİZ VERMEYECEĞİZ!'

'SENDİKAL DAVAMIZDAN TAVİZ VERMEYECEĞİZ!'

Türkiye Çimse-İş Sendikası Bozüyük Ertuğrulgazi Şube Başkanı Hasan Emer, Porland Porselen'in Sahibi Süleyman Pamukçu'yu ağır bir dille eleştirdi. İşverenin işçilere baskı yaparak sendikadan istifaya zorladığını iddia eden Emer, işçilerin ekmek paraları üzerinden tehdit ve şantajla karşı karşıya kaldığını öne sürdü. 

Emer, baskı altında gerçekleştirildiğini savunduğu istifalar ile Ocak ayında yetki alamadıklarını belirterek, hukuk mücadelelerine devam edeceğine vurgu yaptı. Emer,"Sendikal davamızdan taviz vermeyeceğiz" ifadesini kullandı. 

Türkiye Çimse-İş Sendikası Bozüyük Ertuğrulgazi Şube Başkanı Hasan Emer, Porland Porselen fabrikasında, işveren ile işçiler arasında yaşananlar hakkında basın açıklaması düzenledi. Sendikanın Bilecik'teki Anadolu Temsilciliği binasında düzenlenen basın açıklamasına Türk-İş İl Temsilcisi Cemal Güney, Çimse-İş Anadolu Bölge Temsilcisi İbrahim Tunca, Kütahya Çimse-İş Dumlupınar Şube Başkanı Ramazan Altın, Eskişehir Çimse-İş Yunus Emre Şube Başkanı Yalçın Özgür, Güvenlik-İş İl Temsilcisi  Selahattin Ceyhan'da katıldı. 

Porland Porselen fabrikasındaki sendikal faaliyetlerin başlamasından günümüze kadar yaşanan süreci anlatan Hasan Emer, bundan sonraki süreçteyse mücadelelerinin devam edeceğini ifade etti. Emer, Porland Porselen Fabrikası Sahibi Süleyman Pamukçu'yu sert bir dille eleştirerek, yaşanan sürece ilişkin şunları dile getirdi:

"2013 yılı sonlarında; Porland Porselen işçilerinin büyük çoğunluğu, sendikal örgütlenme hakkını kullanarak Türkiye Çimse-İş Sendikamıza üye olmuş ve Toplu İş Sözleşmesi imzalamak üzere Çalışma Bakanlığı tarafından sendikamıza yetki tespit belgesi verilmiştir.

Ancak o zamana kadar, işçileri kendi menfaatine ve insafına göre çalıştıran Porland İşvereni, fabrikaya sendikanın girmesini sindirememiş, bu kara düzenin bozulmaması için yetki tespitine itiraz etmiştir.

İşçilerin iradesini ve anayasal özgürlüğünü hiçe sayan işveren, hukuk karşısında bir sonuç alamayacağını çok iyi bildiği için, üye olanları işten çıkarmaya başlamış, tehditle onları sendikadan istifa etmeye zorlamıştır. Ekmeği ile tehdit edilen üyelerimiz, ne yazık ki bu şiddetli baskılara direnç gösterememiştir.

İşverenin, bu şartlarda toplu sözleşme imzalanırsa itirazını geri çekeceğini beyan etmesi üzerine, bizler de işyerinde çalışma barışının bozulmaması adına, 3 yıllık makul bir toplu sözleşmeye imza attık.

İmzalamış olduğumuz bu toplu iş sözleşmesinin 3. yıl zammı, yasal asgari ücrete gelen zammın 1 puan refah payı eklenerek uygulanması gerekmekteyken, işveren bu zammı veremeyeceğini sözlü ve yazılı olarak bizlere bildirmiştir. Ancak işyerinde çalışmakta olan üyelerimizin büyük çoğunluğu zaten asgari ücret ile çalıştığından, işverenin vermek istemediği zam, aslında yasal olarak da yapmak zorunda olduğu bir artıştı.

Bizler, hem yasadan hem de toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini bildirdik. Bunun üzerine; Porland işvereni üyelerimizi fabrika yemekhanesinde toplamış, yükümlülüklerini yerine getirmeyeceğini, gerekirse fabrikayı kapatacağını ilan etmiş, yine anayasal suç işleyerek, tehdit ve şantajla üyelerimizi istifaya zorlamıştır.

bomba-iddia2.jpg

Bu olayın ardından, sendikamız Türkiye’deki tüm teşkilatı ile Bilecik’e gelmiş, Türk İşçi hareketinin de desteği ile büyük bir miting düzenleyerek Porland işçisinin bu haklı davasının sonuna kadar arkasında olduğunu göstermiş, aynı zamanda işverene bu yanlış uygulamalardan bir an önce vazgeçmesi için sesini duyurmuştur.

Sendikamız daima üyelerinin arkasında durarak geri adım atmamış ve hukuk mücadelesi başlatmıştır. İşverenin acımasız tehditleri karşısında ne yazık ki üyelerimiz, emekten gelen örgütlü gücünü kullanamayarak bir bir sendikadan istifa etmişlerdir.

Biz sendika olarak Toplu İş Sözleşmesinin tüm kazanımlarının arkasındayız ve hukuk mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Porland yöneticileri yaptıkları usulsüz uygulamanın sonunda ödemek zorunda kalacakları yüklü tazminatları bildiği için, sendikamızla samimiyetsiz bir şekilde, zaman kazanmaya yönelik diyaloglar sürdürmeye çalışmıştır.

Ancak, öne sürdükleri yeni dönem sözleşme teklifi Porland işçisinin mevcut kazanımlarını geriye götürecek, hak kayıpları ile dolu bir taslaktır. Bu taslağı kabul edersek “tüm işçileri Sendikanıza üye yaparız” diyerek hem Porland işçisini hem de T. Çimse-İş Sendikasını ipotek altına almaya yönelik seviyesiz tekliflerde bulunmuşlardır.

İşverenin sendikamıza sunmuş olduğu sözleşme teklifi budur. Biz bunu kabul etmedik. Bu taslağa göre Porland İşçisi asgari ücretten asla kurtulamayacaktır. Ancak ne yazık ki; Genel Başkanımızın kabul etmediği bu taslak, bireysel sözleşme olarak işçilere baskı altında tek tek imzalatılmıştır.

Türkiye Çimse-İş Sendikasının kararlı dik duruşu karşısında, yetki hesabına girişen işveren, Gebze’de bulunan işyerini kapatmış, Porland Bilecik Fabrikasında çalışan üyelerimizi huzuruna çağırarak bizzat istifa ettirmiş, böylece Ocak ayında yetki almamız engellenmiştir.

Böylece, en başından itibaren işyerinde sendikayı içine sindiremeyen, kurduğu modern kölelik sistemi ile işçisini boyun eğmeye mahkum etmeye alışmış bu zihniyet, şunu bilmelidir ki; biz Sendikal davamızdan taviz vermeyeceğiz.

Emanete sahip çıkmak boynumuzun borcudur. Üyelerimizin tek kuruşu işverende kalmayacaktır. Türkiye Çimse-İş Sendikası üyelerinin aleyhine hiçbir uygulamaya imza atmayacaktır. Türkiye Çimse-İş Sendikası adaletin yanındadır, hakkın yanındadır, alın terinin yanındadır. Türkiye Çimse-İş Sendikası haksızlığın, dayatmanın ve zulmün karşısındadır. Var olduğu sürece de karşısında olmaya devam edecektir.

Bütün bu olayları kamuoyunun bilgisine sunuyoruz."

 

Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 5136 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum