MUZAFFER ÇEVEN

MUZAFFER ÇEVEN

ÖMÜR TÖRPÜSÜ…

ÖMÜR TÖRPÜSÜ…

Zaman, mekân, insan ve hayat/ömür… Ömür dediğin, iki nokta arasında bir çizgi… Ömür dediğin, ete kemiğe büründüğün Yunus diye göründüğün görüntü… Hangi boyutta olunduğunun hesabı yapıladursun… Birinci boyuttan beşinci ve bilmediğimiz bilmem kaçıncı boyutta sürdürülen bir ömür… Bir ağlama sesiyle dünyaya atılan bir adım… Sonrası adım adım gelinen, törpülene törpülene sürdürülen bir ömür… Ağlama ve gülücüklerle paketlenen ve yaldızlanan ömür… Ömür dediğin, son kullanma tarihi gözükmeyen, ölünce tarihi otomatik kazınıp belli olan bir kredi kartı… Kredi kartının hoyratça kullanılmasıdır, ömür törpüsü… Sormanın, sorgulamanın görünür hâlidir, ömür törpüsü… Bu törpü olmadan, ömür; boşa harcanmış, kullanma tarihi geçmiş, yıpranmış işlevini yitirmiş kredi kartı… Törpü; ağaç, kurşun, kalay vb. yumuşak metallerin kabasını almaya yarayan, dişleri uzun ve aralıklı olan eğe… Törpü; bir şeyin yüzündeki pürüzleri gidermek, düzgünleştirmek için kullanılan kısa, ince, pürtüklü eğe… Törpü; rendelemek, törpülemek demek… Ömür törpüsü, ömrü törpüleyen, ömrü tüketen her bir şey… Tırnak törpüsü… Ömür törpüsü… Sinir törpüsü…

Kendi kendini tüketmenin farklı versiyonlarına, ömür törpüsü denilip geçilmekte… Her şeyin bir ömrü var… Canlı, cansız dediklerimizin… Madde boyutundan enerji boyutuna geçişi, şöyle ya da böyle tanımlamak; var olanı cansız mı canlı mı diye tasnif etmek de bizi farklı boyutlara taşımakta… Somutun soyuta, soyutun somuta evrildiği hengâme… Var olanın yoka, yok olanın var olana kucak açtığı eşikte kalmanın adıdır, ömür törpüsü… Bilindik kavramlar üzerinden yapılan açıklamaları kifayetsiz kaldığı nokta ya SIFIR’da ya da BİR’de düğümlenmekte… Sıfırı tükettiğimiz, kapasitemizin elvermediği nokta, Bir’in silinmesi… Bir gidince sıfırların çokluğu bir işe yaramıyor… Sıfırlara değer veren, bütün sayıları içinde barındıran bir… Birin sağına ve soluna koyulan bir, anlama anlam katan neden… Bilmem ne kadar ‘neden’ sorusunun tek cevabı bu…

Bir ömre bedel değer, çok güzel, çok değerli, çok iyi, bir ömre değecek denli hoş olan şey nedir, ne değildir? Buna kafa yormanın kaçamak ifadesi midir, ömür törpüsü? Sevdiklerimizin, nefret ettiklerimizin bakışları arasındaki gelgitler midir, ömür törpüsü? Kimilerine göre büyük aşkların nefretle başlamasını nasıl izah edeceğiz? Bir ömre bedel olan da ömür törpüsü o hâlde… Duygu yoğunluğunun düşüncelerle yoğrulmasıdır bu… Ömür törpüsü dediğimiz, her ne ise, sürtünmenin farklı açıklamaları olsa gerek… Sürtünmenin sıfırlanması, yok olma boyutu… Var ya da yok dediğimiz nokta; yokluğu da var kılmakta… ‘Yok’ olandan, olmayandan söz etmek, var olanın kanıtı… Düğümlerin çözülemediği nokta öncesizlik ve sonsuzluk… İki nokta arasındaki çizgi ile ömür ile bunu algılayabilme kapasitesine sahip insan… İnsan, iç içe dürülü bir âlem… Enesiyle (nefsiyle, egosuyla) insan, insandır… Ene, (Arapça, ben), birinci şahıs tekil zamiri… Hû (Arapça, o, yaratan), üçüncü şahıs tekil zamiri… Dilimize yerleşen kavramlar… Ene, enânet (benlik), enâniyyet (izâfî/göreceli olarak hakikat), enâiyyet ve enniyyet (yaratanın kendine özgü hakikatlerle zuhur etmesi/görünmesi) … Kısaca, benlik… Benlik bir durum yok desek de, bir ‘ben’ var ki, her bir ‘ben’, biz oluyor… ‘Ben’ olmadan sen, sen değilsin… Ben, sen, o, biz, siz, onlar; bizsiz olamazlar… Hareket ve bereket… Hareketsiz ve bereketsiz… ‘Siz’, sizi bile sizsiz yapmaya muktedir… Ömür törpüsü, şeyi şey olmaktan çıkaran, işte böyle bir şey… Enayi (enâî), asıl anlamı itibariyle ‘ene’den geçip ‘Hüve’ye gelemeyen, benlik davasını güden anlamında… Bilindik enayi ise, akılsız (argo, ahmak) mânâsında… Enayi olmak ya da olmamak, ömrün iki uç noktası… Ömrün ne kadar törpülendiği, iki uç arasındaki zikzaklara bağlı… Ömür törpüsü ise, ömrü törpüleyen tek fâil değil… Ömrü törpüleyen, tüketen o kadar çok sâik var ki… Ömrü ve ömür törpüsünü birkaç sözcükle tasvir eden güzel bir hikâye… İnsanlığın tarihini öğrenmek için, ilmi bir heyet kuran genç bir hükümdar, otuz yıl sonra kendisine bir kaç cilt halinde takdim olunan özetleri de çok bulmuş kendince… Özetlerin daha kısaltılmasını istemiş; çalışmalar yıllarca sürmüş… İnsanlık tarihini yazan heyetin bir üyesi hariç hepsi ölmüş… Arkadaşları ölmüş olduğu için, tek kişi kalan, ilmi heyetin son üyesi hükümdarın huzuruna çıkmış; hükümdarı ölüm döşeğinde bulmuş… Hükümdar'ın : “Yazık! Bu kadar çalışmaya rağmen, demek insanlığın tarihini öğrenmeden öleceğim.” demesi üzerine, yaşlı bilgin “Üzülmeyin hükümdarım, ben size insanlığın tarihini kısaca bir cümle ile özetleyeyim.” demiş… “İnsanlar doğdular, ıstırap çektiler ve öldüler.” demiş…

‘Ömür Törpüsü mü Bal Küpü mü’ (ebeveynler için ergenlikte Montessisori yaklaşımı), Claudia Schafer tarafından kaleme alınmış, 2006’da Sistem Yayıncılık tarafından yayınlanmış eser… ‘Ömür Törpüsü’, Kanal 7’de 2020’de yayınlanan, hayatını, ailesini mutlu etmeye adamış bir adamın hikâyesini anlatan bir TV filmi… Dünden ölmüş bugüne kalmışlar için; yaptıkları, yapacakları her şey ömür törpüsü… Âşıklar için, bitmez dinmez hasret ömür törpüsü… Yapmak zorunda kaldığımız her bir davranış, ömür törpüsü… Kimileri, ağızlarıyla kuş tutsalar birileri için hep ömür törpüsü… Ömrünü başkalarının ömürleri üzerine etiketleyenlerin hâli, her bir kimse için ömür törpüsü… Kişiliğini değil, görüntüsünü öne çıkaranların durumu, gerçekten ömür törpüsü… Ömür törpüsü sarmalına teslim olmak, ahmaklık ötesi ömür törpüsü… Ömür törpüsünü besleyip semirten nedenler o kadar çok ki… Meselâ, yaz-kış, gece-gündüz durmaksızın dinlenmesini bilmeden karın tokluğuna çalışmak… Çalışıp da para kazanamamak… Stresli, öfkeli olmak… Aceleci ve sabırsız olmak… Çok sigara çekmek… Balık vb. gıdaları yememek… Süt içmemek… Tembel olmak… Dertleri dert edinerek, amaçsız yaşamak… Geliri olmamak ya da gideri gelirinden çok olmak… Emek sarf etmeden hazırdan geçinmek…

Ömrünü gereksiz yere gereksiz işlerle harcayıp tüketen, ziyanda… Anlamsız tartışmalarla ömrümüzü törpülemeye değmez… Zaman, su misâli, hızlıca akıp geçmekte… Ömrümüzü ne bizim ne sizin ne onların törpülemesine izin verelim… Ömürsün deyip ömürden olmayalım… Ömrümüzün kıymetini bilelim, ömrümüzün limitini hoyratça kullanmayalım… Hebâ olan ömür, geri gelmiyor… Selam, sevgi ve saygılarımla.

Bu yazı toplam 1695 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
MUZAFFER ÇEVEN Arşivi
SON YAZILAR