“Ben Türkiye’nin geleceğine umutlu bakıyorum. Tüm fırsatlar elimizin altında. Rahmetli Özal bizim ufkumuzu açtı, ihracat, imalat, sanayi, turizm bilmezdik, doğal gaz yok metro yok bizim ufkumuzu açtı. Makamı cennet olsun. Bize ‘gidin dışarıya açılın, alın satın’ dedi. Biz de alır satar olduk. Bugün 160 milyar dolar ihracat yapar noktaya geldik. O zamanlar tarım ürünü şimdi ise sanayi malı satar olduk. Geçen yıl itibarıyla dünyada girmediğimiz tek bir ülke kalmadı. İşte bunu sizler yapıyorsunuz. Öyle bir hale getirdi ki benim neslim 30 yılda İtalya ile Çin’in arasında sanayi devi olan bir ülke haline geldik. Sanayide bir numarayız, müteahhitlikte ve taşımacılıkta dünya ikincisiyiz. Benim neslim bu ülkeyi 27’inci büyük ekonomiden aldı 17’inci büyük ekonomi haline getirdi."

Yukarıdaki açıklamayı Türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu yapıyor.

Özal, 1993 yılında vefat etti. Ölümü üzerinden 21 yıl geçti. Henüz çeyrek yıl bile olmadı. Türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşu başkanlarından biri  Özal'ın ülkeye yaptığı faydaları anlatıyor. 

Ülkeye bir çivi çakanın yanında oldum. Ulu Hakan 2. Abdulhamid'i tahttan indirmek için atılan iftiralar neticesinde oluşturulan kamuoyuyla birlikte büyük Hakan'ı kaybetmekle kalmadık koca imparatorluktan Anadolu'yu zor kurtardık. Onu bile çok görüyorlar. 

Rahmetli Özal'a iftira atanlar halen köşe yazılarına devam ediyorlar. Hisarcıklıoğlu'nun açıklamasını okuduktan sonra birazcık olsun utanmaları gerekmez mi? Gerekmesine gerekir de hiç zannetmiyorum.

Çok partili iktidarlar döneminin ilk Başbakanı rahmetli Adanan Menderes'e atılan iftiralar ve yaptığı hizmetlerin karşılığı idam sehpasına çıkarmak oldu. 

Aselsan, Tusaş, Tümosan gibi milli şirketleri kuran Erbakan'a yapılan iftira ve eziyetleri biliyor musunuz? Daha 15 sene evvel ordumuzun elindeki tankları bile tamir etmek için İsrail'in kapısını çalanlar vardı. Bugün Aselsan sıfır tanklarımızı ve silahlarımızı üretiyor. Tusaş, uçak sanayimizi geliştirdi, kendi uçağımızı yapma hamleleri içerisinde.

Erbakan siyasete atıldığında 'Ağır sanayi' sözünü onun ağzından duyduk. 'Ağır sanayi' denilince ağızları yırtılırcasına gülenlerin kim olduğunu millet iyi biliyor. 

Özal, Türkiye'yi dünya pazarlarına açtı. 1 doları cebinde bulunduranlar yıllarca hapiste yatardı. Doları serbest bırakan Özal'a karşı çıkanlar şimdi dolar ağababası oldu. 

Abdülhamid'e, Menderes'e, Özal'a, Erbakan'a karşı umulmadık iftiraları atanlar şimdilerde Demirel'e toz kondurmuyorlar. Onun ailesinden banka batıranları, hayali ihracat yapanları Türk adaleti mahkum etmedi mi? Onun aile fotoğrafında yer alanlar 10'un üzerinde bankayı soymadılar mı?

Sıra Recep Tayyip Erdoğan'da. Millet ardında sımsıkı durdukça deviremedik diye deliye dönüyorlar. Muhalefet 'Ben iktidar olsam yaptığınızın daha iyisini yaparım' demek olmalı değil mi? Ne gezer… Avrupa'nın en büyük hava alanının mı yapıyorsunuz? İstemezük. Üçüncü boğaz köprüsünü istemezük. İstanbul boğazını rahatlatmak için Kanal İstanbul'u mu yapacaksınız? İstemezük. Be ağızları büzülesiceler siz Türkiye'nin küçülmesini istemenin dışında başka bir şey istemez misiniz?

Tutturdunuz, 17-25 Aralık hırsızların, soyguncuların yakalandığı gün diye. Henüz Türk adaletinin verdiği bir karar yok. Adı geçen bakanlar için 5 Ocak'ta TBMM'de yüce divanda yargılanmalarıyla ilgili oylama yapılacak. Bu arkadaşlar oylamadan evvel meclis kürsüsüne çıkıp milletvekillerinden yüce divana sevk edilmeleri yönünde oy kullanmalarını istemeliler. Varsa aslı cezalarını çeksinler. Yoksa aklanırlar, 1 yıldır kamuoyunu meşgul eden olay gündemden düşer. Partilerini ve liderlerini şaibeden kurtarırlar. 

Beni en çok üzen 12 adaları 1947 yılında İtalyanların 'Gelin adaları alın' demelerine rağmen Yunanlara verilmesini sağlayanlar bugün herkesten çok bağırıp çağırıyor ona kızıyorum. 80 yılı aşkın süredir ülkeye verdiğiniz zararları saymaya kalkarsak rakamlar yetmez. 12 adanın elimizden gitmesi bile veremeyeceğiniz bir hesap olarak karşımızda duruyor. 

Siz ona buna sataşacağınıza 'Bu millet bizi neden iktidar yapmıyor? sorusunu kendinize sorun.

Millet sizi tanıdı, siz milleti tanımamakta devam ediyorsunuz.