ŞADİ  ERDAL

ŞADİ ERDAL

ASİLLER, VEKİLLERİNDEN AÇIKLAMA BEKLİYOR

ASİLLER, VEKİLLERİNDEN AÇIKLAMA BEKLİYOR

KOSGEB, Kobileri, yanı küçük esnafı desteklemek için Sanayi Bakanlığı bünyesinde kurulmuş birim. Son yıllarda hükümet bu kuruluşa önem verdi. Bütçesine önemli paralar aktardı.KOSGEB’de çalışanlar sanki özel sektör elemanı gibi gayretliler. “Bugün git yarın gel” anlayışı yok.

Hükümetin KOSGEB’e bütçeden para aktarılması ve memurların Kosgeb üyesi esnafa hizmet anlayışı ekonomide canlılık meydana getirdi. Krizin etkisi ile zor yaşayan esnaf, Kosgeb’in verdiği desteklerle ayakta kalmasını ve hatta işini ilerletmeyi başardı.

Kosgeb, eleman, fuar, bilgi işlem desteği yanında ihracaat kredisi, 5 sigortalı işçi alana 100 bin TL. Faizsiz 18 ayda ödemeli kredi verdi ve bazı destekleri devam ediyor. Ayrıca iki sefer faizsiz 25’er Bin Lira 3 ay ödemesiz 12 ay taksitlerle ödemeli esnafa para verdi. Kosgeb’in daha birçok esnafın faydalanabileceği imkanları olduğunuda belirtmeliyim.

KOSGEB geçtiğimiz Kasım ayı sonunda esnafımıza 3 ayrı kredi imkanından faydalanabilmesi için müracaat kapılarını açtı. KOSGEB’in aradığı şartları yerine getirenler 30 Bin, 50 Bin ve 80 Bin’e kadar dörtte üçünü devletin dörtte birini krediyi alanın ödeyeceği anlaştığı bankadan alabilecek.

Benim esas üzerinde durmak istediğim noktaya gelelim. Bu kredinin verileceği eylül ayında Bakan tarafından kamuoyuna duyuruldu. Kasım ayı sonunda müracaatlar bankalar kanalı ile yapıldı. Üzülerek söylüyorum İl çapında 1 banka hariç KOSGEB’in internetine giremedi. Bazı bankalar hiç giremedi.(geneli öyle) girebilselerde 1 veya ikiyi geçmedi. Burada bankaları suçlamak istemiyorum, yoğun müracaat dolayısıyla KOSGEB’in sistemi kilitleniyor. Bu kilitlenmeden dolayı esnafımız devletin verdiği bu önemli destekten faydalanamıyor. Henüz KOSGEB müracaatları değerlendirilip kredi musluklarını açmış değil. Açsada Bilecik’te il çapında bu imkanlardan faydalananın sayısı görünen o ki 25 veya 30’u geçmeyecek.

KOSGEB’in sistemine girilemeyişinden kaynaklanan esnafımızın uğrayacağı mağduriyetten dolayı Ticaret ve esnaf odalarımızın ayağa kalkmasını bekledim ama henüz derin uykudan uyanmış değiller.

Bugünkü durumla elbette ileride yine karşılaşabiliriz. Sisteme girilemeyiş ilimizdeki eksik internet imkansızlıklarından kaynaklanıyor ise ilgililerin ve siyasilerin gereğini yapmalarını istiyorum. KOSGEB’ten kaynaklanıyor ise ya sistemi yenilemeli veya her il’e esnaf sayısına göre imkanlarını taksim edip dağıtımını yapmalı. Böyle “altta kalanın canı çıksın” anlayışı ile devlet imkanlarını dağıtmak hakkaniyete uygun mu?

Her iki Milletvekilinden de konuya eğilmelerini bekliyorum. Asillerinizi bilgilendirmek için sahifem açıklamalarınızı bekliyor.

PTT ASLİ GÖREVİNDEN UZAKLAŞIYOR MU?

PTT; Posta, telgraf ve telefon harflerinin kısaltılmış ismi. Telgraf iletişim teknolojisinin ilerlemesi ile kullanılmaz hale geldi. Telefonu ise “Telekom” olarak ayrı kuruluş oldu. Adı PTT olarak kalsada hizmet olarak posta işi kaldı. Şimdi, banka ve kargo hizmetleri vazifesinide yapıyor. Ne yazık ki asli vazifesi kısaltılmış adının başta Posta kelimesinden mülhem P harfini taşısada posta işini tam yapamıyor. Şimdilerde hızlı tren projesi olmaya başlasada, daha Birkaç yıl evveline kadar Devlet Demir Yollarında “Posta” adıyla tren seferleri vardı. Bilecik’ten akşam saat 6’da kalkardı, sabah 6’da Ankara’da olurdu. Şimdi Eskişehir’den kalkan hızlı tren 1 saat 15 dakikada Ankara’ya varıyor.

Ne yazıkki aynı Bakanlığa bağlı PTT’de posta hizmetleri saatte 200 km. Yapan araçlar devrinde 400 km. 250km. Yerleşim yerlerinden gönderilen bayram tebriklerini ve gazeteleri tam 1 ay sonra elinize ulaştırıyor.

Manisa Demirci’den 28.10.2010 tarihinde gönderilen “Halıkent” gazetesi 9.12.2010 Perşembe günü, tam 42 gün, 29.11.2010 tarihinde gönderilen 41 gün, 28.11.2010 tarihinde gönderilen 31 gün, 12.11.2010 günü gönderilen ise 27 gün sonra işyerine teslim ediliyor.

Yine İstanbul Mecidiyeköy postahanesinden gönderilen 12.11.2010 tarihli bayram tebriği 27 gün sonra elime geçiyor.

İsminin PTT olan müessesenin yetkilileri. İsminde yer alan iki T’nin T’leri kalmış ama hizmetleri üzerinden gitmiş. Sadece Posta isminden mülhem remzinde P harfi kalınmış . İsmine hürmeten şu posta işini bari sağlam yap.

Vatandaşa hizmette epey düşüş görünüyor.

KALEMİ ELİNE ALAN KONUŞUYOR

Anavatan partisinin yıllarca ilçe ve il başkanlığını yapan Sayın Recep Beyhan Belediyenin, eski Belediye binasını satışına karşı çıkanlara çatıyor. “Kalemi olan yazıyor” diye başladığı açıklamasına o’da eline kalemi almış maşallah döktürmüş.

Sayın Beyhan “Bana göre Belediyenin yeri şehrin merkezinde ve Atatürk Anıtının tam karşısında, bu güne kadar terk edilmiş bir vaziyette kaldı. Kime ne fayda sağladı. Belediyenin projesini gerçekleştiğinde eleştirenler ne diyecek?” diyor.

1- Eski Belediye binasının boş bırakılmasını, inşaat yapılamıyorsa neden kiraya verilemediğini bu yüzden belediyenin zarara uğratıldığını ilk yazan benim. Buna rağmen üç yıl daha zarara uğratılmasına devam edildi. Buna sebep olanlara hesap soracağına Sayın Beyhan, arsanın satışına karşı çıkanları suçlar tavrına hayret ettim.

2- Arsanın satışına karşı çıkarken hiç bir zaman Belediye imkanları ile inşaatı yapmalı anlayışında olmadım. Sayın Belediye Başkanıda meclisinde yaptığı konuşmada “Belediye’ye ait dükkanlar ile şahıslara ait dükkanlar arasında kira farkının büyük” olduğunu ileri sürerek bu yüzden satılmasını istediklerini belirtiyor.

Bu arsanın özel sektör tarafından değerlendirilmesi daha iyi olur. Belediye imkanları ile o projeyi gerçekleştirmesi zor. Ne varki satacağına kat karşılığı verip hissesine düşen dükkanları esnafa satma yoluna gitseydi belediye bu günkü arsayı satarak elde ettiği kazancın daha fazlasını kazanırdı.

Proje gerçekleştiğinde sağ olursak elbette değerlendireceğiz.

Sayın Beyhan bu projeyi kastederek “Bilecik için kiralardan yılmış bıkmış esnaf için önemli bir kazanç.......” diyor.

Esnafı kiralardan yılmış ve bıkmış hale getirenler 6 yıldır o projeleri gerçekleştirmeyi akıl edemeyenler. Akıl ettiklerinde de yanlış uygulama yaptılar. Kat karşılığı arsasını verenleri gözönüne almak kafi gelir sanırım.

Bu yazı toplam 1289 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ŞADİ ERDAL Arşivi
SON YAZILAR