NECATİ TAYYAR TAŞ

NECATİ TAYYAR TAŞ

BABALAR GÜNÜ

BABALAR GÜNÜ

İnsanın doğumuyla başlayıp, ölümüyle son bulan dünya hayatında, biri Allah’a, diğeri de mahlûkata ait olmak üzere iki sorumluluğu vardır. Birinci sorumluluk, insanın yaratanı ile olan râbıtasıdır. İnsan, O’nun varlığını bilecek, birliğine itikat edecek ve yüceliğini tefekkürden sonra dili ile O’nu zikrederek, bütün mahlûkatın mâliki olduğunu düşünmek suretiyle bedenî, malî, hem bedenî ve malî olan ibadetleri yerine getirecektir. İnsanın diğer sorumluluğu ise, yaratıklarla olan muamelelerinde mahlûkata şefkat ve merhamet gösterecek, haksızlık yapmayacak, herkesin hukukuna riayet ederek, her şeyin hakkını hakkıyla yerine koyacaktır.

İnsanın üzerinde en büyük hak sahibi olan ve en çok hürmet ve hizmete lâyık bulunan anne ve babadır. Çünkü Cenabı Hak, anne ve babaya itaati Zatıyla eş değerde tutarak şöyle buyurmuştur: “Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti.” Bizi hiç yoktan yaratıp sayısız nimetlere gark eden Rabbimize ibadet nasıl bir görev ise, bizim sebebi vücudumuz olan ana ve babamıza saygı ve ihsanda bulunmak da Allah’ın üzerimize yüklediği bir borçtur. Bu husustaki yükümlülüğümüzü Kur’andan dinlersek: “Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine “öf” bile deme, onları azarlama, ikisine de güzel söz söyle. Onları esirgeyerek alçak gönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara öyle rahmet et! Diyerek dua et. Eğer onlar seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi körü körüne bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonunda dönüşünüz ancak banadır. O zaman size, yapmış olduklarınızı haber veririm.”

Anne ve babaya gösterilecek saygı, sevgi, izzet ve ikramın, onların bize yaptıklarına karşı bir teşekkür mahiyeti taşıdığını yine kutlu kitabımızdan öğreniyoruz: “Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. İşte bunun için önce bana, sonra da ana-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak banadır.”

Ya kâinatın Efendisinin, bizleri derin derin düşünmeğe mahkûm edecek şu birbirinden mübarek talimatları: “Allah’ın rızası, ana ve babasını kendisinden hoşnut etmekle elde olunur. Ebeveyne itaat, Allah’a itaattir. Onlara isyan, Allah’a isyandır. Anasını ve babasını üzen Allah’a isyan etmiş gibi büyük günah kazanır. Ana ve babaya iyilikte bulunmak; namaz, sadaka, oruç, hac, umre ve Allah yolunda cihattan daha faziletlidir. Cennetin güzel kokusu bin yıllık mesafeden alındığı halde, anne ve babasına isyan edenler bu kokuyu alamaz.”

Evet, yarınlarımızın ebeveynleri olacak neslimiz veya ebeveynlerinin sağlığında ebeveyn olan ebeveynlerimiz, babalarını hatırlamayı yalnız Haziran ayının 3. Haftasının Pazar günü kutlanan, kuraklıktan ve çoraklıktan öte gitmeyen selam ve kelamlarla, içi tamtakır ve kuru bakır merasimlerle, mutlak yapılması gerekenler varken, avunmak ve sözüm ona avutmanın hortlattığı kapitalist bezirgânların ciyak ciyak pazarladığı ufak-tefek hediyelerle, bizi anlatmayan / anlatamayan ve kesinlikle bize özgü olmayan, bizim olmayan ve olmasına da ihtiyacımız bulunmayan, cılk ve cıvık bir sürü ‘günler’ gibi birinin / birilerinin keşfederek(!) ihraç ettiği “Babalar Gününe” teksif etmemeli, gayrilere körü körüne özenmemeli, ana ve babalarını kaybettikten sonra pişmanlık duyacakları olumsuzlukların bahtsız muhatabı olmamalıdır. Çünkü bazı şeyler vardır ki, onların kazası olmaz. İş işten geçince çekilen ahlar, vahlar, feryatlar, döğünmeler ve keşkeler ancak göz yaşartır, yürek dağlatır ve belki biraz ağlatır! Ötesi ve dahası var mı? Cennet mekân ecdadın, ‘etme bulma’ sözü, iz’an ve irfanı olan her kulakta altın küpe olmalıdır. Şair ne güzel söylemiş: ‘Atana yaptıkların çıkmamalı aklından / Onlara ne yapmışsan, onu um evladından…’

Bu yazı toplam 523 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
NECATİ TAYYAR TAŞ Arşivi
SON YAZILAR