NECATİ TAYYAR TAŞ

NECATİ TAYYAR TAŞ

BİZ DE DERS ALALIM!

BİZ DE DERS ALALIM!

Bir ulu pîr, Hâtem-i Asam der ki: İslâm yoluna giren dört ölüme râzı olsun: Beyaz ölüm: Açlık… Siyah ölüm: Sabır… Kızıl ölüm: Nefse karşı gelmek, nefse kul olmamak… Yeşil ölüm: Gönül elbisesini yamalardan dikmek, küçülmek…

 ***

Malım-malım diye çırpınanlara onun öğütlerindendir: Şeriatta: Senin ki senin, benim ki benim… Tarikatta: Senin ki senin, benim ki de senin… Hakikatte: Ne senin ki senin, ne de benim ki benim… Hepsi Allah’ın…

*** 

O, iki yüz dirhem den başka hiç bir şeyim yoktur. Ne kadar zekât vermeliyim diyene: “Zekât payı olan beş dirhem ve iki yüz dirhemin tamamı…” Adamcağız söylendi: “Haydi, malın hepsini birden vermeyi anladık diyelim, fakat ya şu beş dirhem ne oluyor?” Cevap verdi: “O da, malın hepsini verdikten sonra, bir de zekât payı kadar borca girip bunu da vermenin işareti…”

***

Bir gün kâinatın efendisi, Said bin Yerbu ismindeki aksakallı pîr-i faniye sordu: “Said, hangimiz büyüğüz?” Said’in edebi ben büyüğüm demeye müsaade etmedi. Küçüğüm diyerek yalan söylemeyi de uygun bulmadı. Bakın nasıl bir nezâket ve zarâfet anlayışı içinde doğruyu söyledi: “Ya Resulallah, siz benden büyüksünüz, ben ise sizden yaşlıyım.”

*** 

Hz.Aişe, bir fakire madenî paralarla sadaka verecekse, ilk önce o parayı yıkar, parlatır, sonra verirdi. Sebebi sorulduğun da: Hz. Peygamberden duydum ki: “Fakire verilen sadaka, fakirin eline değmeden, Allah’ın eline ulaşır. Allah’ın eline değecek para kirli ve paslı olmamalı.”

 ***

Büyük mütefekkir Dr. Muhammed İkbal’in nefes kesen şu sözü üzerinde, inanan her şuur sahibi çok derin ama çok çok derin düşünmelidir: “Müslüman kardeşim! Dünyanın mutlak ve muhakkak şerefi olan Hz. Muhammed, kıyamet gününde sana: Hak sözünü bizden aldın; o halde niçin diğerlerine bu hakikatleri ulaştırmadın dediği zaman, senin halini göz önüne getirip utancımdan tir tir titriyorum.”

*** 

Mevlana, Papaza sorar: “Sen mi büyüksün, sakalın mı?” Papaz: “Ben sakalımdan yirmi yaş daha büyüğüm” der. Mevlana: “Yirmi yaş senden küçük olan sakalın ağarmış da sen hâlâ karanlıklar içindesin, yazık değil mi?” Papaz Müslüman olur.

 ***

 Milletimizin kıvrak zekâ ürünü ‘bilmece’ ustalığı, hiçbir milletin kültüründe bulunmayacak kalitede bir şaheserdir. Yabancı namuslu bilgelerin itirafı bu gerçeğin hakikatidir. İşte binlercesinden manzum bir bilmece: Âşık oldum bir “Mim” e / İnciler dizilmiş “Cim” e / Cim öyle bir cim ki, “Elif” ten “Kaf” getirir “Mim” e.

Bilmecenin çözümü:

Mim: Hz. Muhammed, Cim: Cebrail, Elif: Allah, Kaf: Kur’an-ı Kerim.

 

 

Bu yazı toplam 595 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
NECATİ TAYYAR TAŞ Arşivi
SON YAZILAR