Başkan Melek Mızrak Subaşı hanımefendi basınla yaptığı toplantıda önemli açıklamalarda bulundu. Melek Hanım polemik yapmasını, suçu başkalarının üstüne atmasını iyi beceriyor.

“Belediye araçları yakıt almak için Bozüyük’e mi gidiyor” başlıklı haberimize, Başkan Subaşı;

“Gündemde yer alan bir haber ile ilgili bir açıklama yapmak istiyorum. Belediye olarak akaryakıt alımlarını ihale ile yapıyoruz. İsteriz ki Bilecikli esnafımızı koruyalım buradan yakıt alalım. Fakat Sayıştay bunu kabul etmiyor. “Sen en ucuz hizmeti almak zorundasın” diyor bize. Belediyemize ait mazot tankımız var fakat benzin tankımız yok. İhalemiz de yakın zamanda yapıldı. Tüm Türkiye’ye hizmet veren bir firmadan almaya başladık yakıtı. Bu firmanın da İnegöl yoluna giderken sapakta bir tane zannedersem Söğüt’te de iki tane istasyonu var. Belediye oraya giderek zarar ediyor gibi söylentiler doğru değil. Bu konuda herhangi bir zararımız yok” diyor.

Bilecik-Bozüyük arası 30 km, gidiş-dönüş 60 km. Deposunu doldurmak için onca yol kat ediyor, belediyenin zararı olmuyor.

Benzin yakıtını, arabanın lastiklerinin yıpranmasını firma mı karşılıyor, cevap yok. Demek ki Belediye sineye çekiyor, buna rağmen nasıl zarar edilmiyor, açıklansın.

Çöp, çöp konteynerleri belediyenin başını ağrıtmaya devam ediyor. Bu konular her gündeme geldiğinde Melek Hanım;

“Biz birliğe ısrarla yazıyoruz, sen bizim çöpümüzü tartmak zorundasın diye ama bir karşılık alamıyoruz. Kamyonlar benim bölgemde hem boş hem dolu olarak tartılmak zorunda diyoruz, ama sonuç alamıyoruz. Belki benim bölgeme başka yerden çöp geliyor, belki kamyonlarda çöp suyu oluyor. Sonra bize başkanım bize güvenmiyor musunuz diyorlar. Hayır güvenmiyorum. Plaka belirtin diyorum plaka belirtmiyorlar, herhangi bir bilgi ya da sonuç alamıyoruz yani birlikten. Bizi birlikten çıkartın desek öyle bir sözleşme yapılmış ki birlikten çıkmamız da mümkün olmuyor” şikayetini yapıyor.

Biosun firmasıyla yapılan sözleşmeye hep belediyenin yerine getirilmesi gerek yükümlülükler mi yazılmış? Şirketin yerine getirmesi gereken şartlar neler? Bunlar kamuoyuna açıklanmalı.

Çöpler her gece toplanıyor, bir yere depo mu yapılıyor? Yoksa organik gübre yapılacağı açıklanmıştı, üretilen gübreleri gören var mı?

Başkan çöp arabalarının dolusu ve boşu tartılmalı diyor ama konuşmasından tarttırılamadığını anlıyoruz.

Başkan, şirketin görevlerini tam yerine getirmediğini ima ediyor.

Bu düşüncedeyse, gerçekten öyleyse mahkemeler ne güne duruyor, Bilecik halkının hakkını adalet yoluyla almalı, kendisi de yöneltilen iddialardan kurtulmalı.

Belediye ne kadar taşınmaz emlaka sahipmiş. CHP Belediyeciliği sattıkça iştaha geliyor, yine 42 arsa satışa çıktı.

Yazımı, yaşanmış bir hikaye ile bitireyim. Belki ders çıkaran olur.

Emlakçı, ofisinde arkadaşıyla muhabbet ederken biri içeri girer, arsasını olduğunu, satmak istediğini söyler. Emlakçı, adamın arsasını kendi aldığını bir şekilde öğrenir.

“Şimdi işim çok, arsayı görmeye gidemeyeceğim sonra tekrar gelin” der.

Az sonra yine birisi gelir arsasını satmak istediğini belirtir. Emlakçı müşterinin babasından kalan arsayı satmak istediğini öğrenir ve pazarlık sonunda arsayı alır.

Emlakçının arkadaşının; “Az evvel gelen adamın arsasını almadın sonra gel dedin. Buna zorluk çıkartmadan aldın, neden böyle davrandın?” sorusuna emlakçı;

Birinci gelen müşteri arsayı kendi almış, o emek sarf etmiş para kazanmış, kıymetini bilir bize para kazandırmaz. İkinci gelen babadan miras arsayı satıyor, mirasyedi alırken alnı terlemedi, para kazandırır” diyor.

Satın, satın alırken alnınız terlemedi, nasıl olsa mirasyediniz.

Muhalefetteyken bir arsa satışını mahkemeye taşıyan CHP, şimdi onlarca arsayı geçtim 200 lere dayanan arsaları mirasyedi emlakçı gibi satıyor. Hem de “Memleketimi parsel parsel sattırmam” diyenler tarafından.