ŞADİ  ERDAL

ŞADİ ERDAL

SULARI KESEN DEV

SULARI KESEN DEV

Masal buya, Dev bol sulu dağı tutar seları keser. Susuz kalan halk devden suları salmasını ister. Dev o an ihtiyaç ne ise söyler. Halk mecburen isteği kabul eder, dev de suları salar. Bir müddet sonra devin isteği yine kabarır yine suları keser. Dev istediğini alır suları salar. Bu sorumsuz, iştahı hiç bitmeden devam eden, ara ara sularını kesen dev yüzünden halkın rahatsızlığı devam eder.
Masal, hikaye, fıkra gibi anlatılanlardan rahatsız olmaktan ziyade payına düşen dersi çıkartmalıyız.
Son günlerde Hürriyet mahallesi ve bilhassa yüksek yerlerdeki yerleşim yerleri sık sık kesilen su yüzünden ne yapacaklarını bilemez haldedirler. İşin en üzücü tarafı ilgililerin vatandaşa hiç bir bilgi vermeyişi. Susuzluğu çeken vatandaşta hangi sebepten susuzluk çekiyor onu bilmiyor. Karasudan gelen su gelmeden evvel aynı sıkıntıyı yaşamayan mahalle sakinleri "Belediyenin ak masasına defalarca telefonla durumu anlatıyoruz, bu su kesintileri neden oluyor? Daha ne kadar devam edecek diyoruz. Cevap olarak biz size az sonra dönerek bilgi verelim demelerine rağmen hiç aramıyorlar" diyorlar. Anlaşılan Belediyenin Ak masası Ak masa olmaktan çıkmış "Marko paşa" haline gelmiş.
Marko Paşa da herkesin şikayetlerini dinler ama çareye gelince hiç bir şey üretmezmiş. Ak masada halkın şikayetlerini ilgililere aktarmak yerine, milleti dinliyormuş gibi yapıp dalga geçmiş olmuyor mu?
Hürriyet mahallesi sakinleri "Bizim işimiz Nasrettin Hocanın işine benzedi. Hocaya "Hocam filan senin için hiç iyi konuşmuyor. Hoca, o şahsa ben hiç iyilik yapmadım ne diye benim aleyhimede konuşsun dediği gibi bizde seçimlerde başkana en fazla oyu veren mahalleyiz onun karşılığını sularımız kesilerek mi görüyoruz?" diyorlar.
Başkan Yağcı’nın evide Bahçelievler mahallesinin tepesinde olduğunu aynı sıkıntıyı yaşaması gerektiğini söyleselerde başkanın evinde su kesintisi olmadığına inanıyorlar. Gerekçe olarakda " Ağaçtan düşenin halini ağaçtan düşen bilir. Başkan evinde su sıkıntısı çekse bizim halimizi anlar ve bu sıkıntıları giderir" demektedirler.
Başkanın tarafında gözükmenin Hürriyet mahallesine hiç bir artı getirmediğini ifade eden mahalle sakinleri gerekçe olarak "beton asfalt çalışmalarından mahrum bırakıldık. Yaz bitti bir metre bile asfalt yapılmadı.
Kış geldi belediyenin greyderi kar kaplı yollarımızı üç-dört gün sonra ara ara açar. Şimdi de sularımız kesiliyor. Basında sık sık "Başkana oy vermedik diye bizim mahalleye hizmet yapmıyor" haberleri çıkar. Dünya tersine mi dönüyor ne, biz oy verdiğimiz halde hizmet gelmiyor" diyerek serzenişte bulunuyorlar.
Mahalle sakinlerini en çok üzen taraf ise belediyenin yaşanan su sıkıntısıyla ilgili halka hiç bir açıklamama yapmaması.
Bu sıkıntı neden yaşanıyor? Ne gibi çalışma yapıyorlar? Ne zaman sonra erecek? Ne gibi tedbirler alalım ki sıkıntı en az seviyede atlatılsın.
Halka tepeden mi bakılıyor? "Bizim bütçemiz yeter. Size bilgi vermek zorunda değiliz. Su gelirse gelir, gelmesse sessizce oturup bekleyeceksiniz" anlayışı mı hakim?
CHP devrinin Ankara Valisi Nevzat Tandoğan , milliyetçi, muhafazakar kesiminin önde gelen temsilcilerinden rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti’nin üniversite yıllarında yaptıkları bir yürüyüşten sonra makamına getirtir. "Ulan öküz Anadolulu kim, sen kim oluyorsunda bazı isteklerde bulunuyorsun.Bu memlekete faşistlikte, koministlikte getirilecekse biz getiririz. Siz çiftçilikle uğraşın. Üretin askere çağrılıncada askerliğinizi yapın" dediği söylenir.
Belediyenin 15-20 gündür su kesintileri üzerine hiçbir açıklama yapmaması " o günlere geri mi dönüyoruz" dedirtiyor.
Elde olmayan bir sebepten dolayı bu sıkıntılar yaşanıyorsa tamam. Ama halkta bilsin, su kesintilerini normal karşılayarak göğüslesin.
Şu Ak masada " marko paşa " anlayışından bir an evvel kurtarılsın.
Umarız su kesintisine sebep olanlar sese kulak verirler.

Bu yazı toplam 1423 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ŞADİ ERDAL Arşivi
SON YAZILAR