ŞADİ  ERDAL

ŞADİ ERDAL

"HARCI ALEM", "DOSTLAR ALIŞVERİŞTE GÖRSÜN"

"HARCI ALEM", "DOSTLAR ALIŞVERİŞTE GÖRSÜN"

Başlıktaki sözlerin ne manaya gelidğini ve nerelerde söylendiğini biliyorsunuz. Bende ilgililerin davranışlarına karşı "Kinaye" olarak başlığa koydum.

Bozüyük'lü bir vatandaşımızı sağlık teşkilatına ait arabaları 4 Eylül Mahallesinde sık sık gördüğünü, birini evinden aldığını ve akşam getirdiğini bir mektupla gazetemize bildirmişti. Gazetemizde haber halinde neşretmemizle beraber sağlık teşkilatıyla ilgili haberler söküm etti. Yaptığımız araştırmalar gelen haberlerin doğru olduğunu gösterince yayınlamaya devam ettik.

Gelen ikinci el yazısıyla yazılan bir mektup, vatandaşımızın doğru gördüğünü şahitlik ediyordu. Bu haberler üzerine il makamı muhakkik tayin etti. Öyle birini tayin ettiki (tayin edilenin şahsına ilgili bir diyeceğim yok" yönetmeliklere aykırı olduğunu düşündüğüm, gelenek ve göreneklere uymayan bir doktor görevlendirildi. Geçen haftaki yazımda bahsetmiştim ama bir daha yazayım. Muhakkik olarak görevlendirilen doktor, amiri durumundaki biriyle ilgili iddiaları araştırıyor. Daha iyi anlaşılması için şöyle bir örnek gösterebiliriz. Valiyle igili iddiaları Vali Yardımcısı görevlendirilir mi? Aynen böyle. Böyle bir yanlışlığı görüncü haliyle "Olay kapatılmak isteniyor" diye düşünen olmaz mı?

Muhakkik arkadaş şoförlerin ifadelerini aldı. Şoförler gazetede yer alan haberi doğruladıklar. Bir Şube Müdürünü evinden alıp götürdüklerini, tekrar iş dönüşü evine bıraktıklarını ifadelerinde belirttiler. Temel'in mezar taşına "Hastayım dedim, hastayum deduym inanmadınız. Ha şimdi ne oldu!" dediği gibi, işi "Dostlar alışverişte görsün" kabilinden yapılan ise bu ifadeler karşısında ben "Ha şimdi ne oldu" demiyeyim mi?

1- Bu idilara basında yer aldığı andan itibaren Şube Müdürün açığa alınmalıydı.

2- Sağlık Müdürlüğüyle görevlendirilen Vali Yardımcısı muhakkik tayin edilmeliydi.

3- Kadrosu Bozüyük'te olduğu halde üç yıldır görevlendirmeyle Bilecik'te çalıştırıldığı iddiaları üzerine bugüne kadar alınan harcırahların miktarı araştırılmalıydı. Daha başka görevlindirmeler var mı? Bu görvlendirmeler birilerine kazanç kapısı mı açmış incelenmeliydi.

4- İleri sürülen iddialar verilen ifadeler ve araştırmalar neticesinde Bakanlıktan müfettiş istenmeli.

Daha sonraki haberimizde devletin parasıyla çerez alınığdı, resmi araçların kulanıldığı, Rize, İrfa ve Malatya gibi illere gidildiği yazılmıştı. Elbette, o kadar uzak illere gidildiğini iddia ettiğimiz yerlere görevli gidildiği muhakkak. Gidildi de ilimiz ne kazandı? Bize de mesela, Gaziantep, Kars, Ardahan gibi uzak ilerden görevli gelenler oldu mu? Rize, URfa ve Malatya illerinden personel içinden olanlar var mı? Kanunlarda, nizamlarda, yönetmeliklerde veya ahlaki kuralarımızda çerez parası devletten ödenir diye kaide var mı?

Bütün bu ileri sürülen iddilara da tamda "Hacrıalem" usulü olsun gibi usulle İl Sağlık Müdürülğü Yardımcılarından biri muhakkik tayin ediliyor.

Biz zaten şu şu personel ismi vererek iddiada bulunmuyoruz. İleri sürülen iddiaların içinde görevlendirilen personelde olabilir. Var demiyorum. İl Müdürlüğünün personeli değil mi, olabilirdide. Hiç siz kendisine soruşturan Savcıya, kendisini mahkeme eden Hakime rastladınız mı? Beş tane Vali Yardımcısı ne güne duruyor? Bakanlığın müfettişleri neden istenmiyor?

Birkaç sene evvel bir İl Müdürüyle igili 1,5 sene içerisinde yaptığı yanlışla ilgili 18 sorum oldu. Ne Valilikten ne de ilgili Müdürlükten tek cevap gelmedi. Yapılan soruşturmalar şimdi oludğu gibi "Dostlar alışverişte görsün" usuluyle oldu. Ödenmeyen fatura manşette patlayınca son nokta oldu. Arkasında duran siyasetçilerde ortadan kayboldu. Nerede olduğunu şimdi ben de bilmiyorum.

Geçenlerde Konya'da havada arızalanan uçaktaki pilota kule görevlileri "Paraşütle atla kendini kurtar" ikazına pilot, belki uçağı kurtarabilirim ümidiyle, "Bu uçakta saçı bitmedik yetimin hakkı var" diyor. Ne yazıkki kurtaramıyor Şehit edilor.

705 lira asgari ücretle çalışıp, aile geçindiren bir ülkede, sanki bulunmaz bir eleman gibi görevlendirmelerde asgari ücretin üzerinde harcırah ödeniyor. Bir nevi kazanç kapısı yapılıyor. Bu paralarda "Saçı bitmedik yetimin hakkı" yok mu? İdarecilerimizden, canı pahasına, son saniyelerinde bile "Saçı bitmedik yetimin hakkını" düşünen pilot gibi hareket etmelerini isteme hakkımız var diye düşünüyorum.

Bana sahte isimle "Bütün bu yazdıklarmı ispat edebilir misin" diyerek ismini gizleyerek konuşan korkağa söylediğimi burada tekrarlıyorum. Benim bütün yazdıklarımın belgeleri ilgili dairenin arşivlerinde. Yeterki o arşivlerdeki dosyaları inceletecek idareci olsun.

Geçen hafta resmi araçla Bolu seyahatini yazdım. Bu haberle ilgili soruştumayıda herhangi bir şube müdürünün yeni memur olmuş, stajyer memura verilirse hiç şaşmam.

Bütün bunların üzüntüsüde saçı bitmemiş yetimin hakkını düşünenlere kalıyor.

TAŞI GEDİĞİNE

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "Yasamız 4 x 4 x 4 geliş nedeni şudur: 2030 yılına kadar 20 milyon dolarlık ihale yapacaklar".

CHP'liler ümitlenmeyin. Genel Başkanını bile 20 yıl iktidar olamayacağını yukarıdaki sözleri ile kabul ediyor.

TAŞI GEDİĞİNE

Kılıçdaroğlu 12 Eylül davasına mudahil olacaklarını söylüyor.

Anayasa değişikliğiyle 12 Eylül darbesini yapanlara mahkeme yolu açıldı.

Anayasa değişikliğine "HAYIR" diyerek kampanya yapan Kılıçdaroğlu "12 Eylül darbesini yapanlardan bir Anayasa değişikliği ile hesap sorulacak diyenler yalan söylüyorlar. Halkı aldatıyorlar" diyordu.

Şimdi müdahil oluyorsunuz. Kim halkı aldatmış. Hayır diyenler mi? Evet diyenler mi?

Bu yazı toplam 987 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ŞADİ ERDAL Arşivi
SON YAZILAR