NECATİ TAYYAR TAŞ

NECATİ TAYYAR TAŞ

VEREN EL OLMAK

VEREN EL OLMAK

Veren el olmak demek, yukarda olmanın, en üstün olmanın, kul olmanın, Müslüman olmanın şuurunda olmak, inanmanın gereği olan Kur’andan ve hadisten beslenen bütün değerlerle, faziletlerle, kıymetlerle, güzelliklerle ve hakkı resmeden bilumum erdemlerle arınmak, aklanmak, paklanmak ve taçlanmak demektir. Bu iklimin iksirinde kemale eren bir kul için bunun dışındaki bir hayat cehennem cenderesidir. Çünkü o, verince rahatlar, yardım edince dinlenir, canlara can ve kan olunca onur, huzur, sürur ve sükûn bulur. İşte o zaman hayatı cennettir, cenneti solur, cenneti teneffüs eder. Ama bir Allah dostunun dediği gibi “Cennet ucuz değil, cehennemde lüzumsuz değil…”

Vermekten daha kârlı bir şey var mı? Kur’anın şu muştusuna hep hayran olmuşumdur: “Allah yolunda mallarını harcayanların misâli, yedi başak bitiren bir dâne gibidir ki, her başakta yüz dâne vardır. Allah dilediğine kat kat verir. Allah’ın lütfu geniştir. O her şeyi bilir.” 2/26. Öyle ise, bu müjdeye, seraplarda suya koşmak gibi koşmak gerekmez mi? Dinleyelim Mevlâ’mızı: “Ey iman edenler! Kendisinde artık alış-veriş, dostluk ve kayırma bulunmayan kıyamet gelmeden önce, size verdiğimiz rızktan hayır yolunda harcayın. Gerçekleri inkâr edenler elbette zalimlerdir.” 2/254. Sonra, veren vermekle ne yaptığını zanneder? Bu töhmet, bu kasıntı, bu minnet, bu zorlanma, bu başa kakma, alanı horlama, azarlama niçindir acaba? Kim, kimin malını ve hakkını kime veriyor ki! Halbu ki, verilen sadaka, yapılan yardım verenin borcudur, alanın da hakkıdır. İşte Kur’anın beyanı: “Mallarında, yardım isteyen ve iffetinden dolayı istemeyip mahrum olanlar için bir hak vardı.” 51/19. Başkasının hakkını gasp edenlerin neticesiz ve faydasız şu hazin feryatlarına bir bakın: “Herhangi birinize ölüm gelip de: Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam demesinden önce, size verdiğimiz rızktan harcayın.” 63/10. Harcayın da, şu mısraların hayıf kokan mânâsına muhatap olmayın!

Sen yolcu, bu yalan dünya hancıdır

Öyle bir gün var ki, yürekte sancıdır

Yer, gök bir olup da hesap sorulunca

En sevdiğin bile senden davacıdır.

En iyisi; veren elin nasıl bir el olduğunu en iyi bilen, efendiler efendisi Efendimizden dinleyelim: Peygamberimiz buyururlar ki:

“Çok sadaka verin ki, rızkınız bollaşsın, dualarınız kabul olsun. Hastalarınızı sadakayla tedavi edin. İlmi olan ilminden, malı olan malından sadaka versin. İyilik ömrü artırır, sadaka günahları giderir ve kötü ölümden korur. Sadaka kibri yok eder. Sadaka vermeye engel olana lanet olsun. Sadaka, kabir azabından korur, kıyamette de himaye altına alır. Suyun ateşi söndürdüğü gibi, sadaka da günahları yok eder. Sadaka vermekle mal eksilmez. Sadaka malı artırır. Sadaka şeytanın belini kırar. Parayı saklayıp vermeyene, Allah da ihsanını keser. Bir hurma tanesi de olsa, sadaka olarak verin. Güne başlarken sadaka vermek, felaketleri önler. Sadaka, nafile oruç tutmaktan daha faziletlidir.

Müslüman ana babasına niyet edilerek verilen sadakanın sevabı, onlara da gider, kendi sevabından da bir şey eksilmez. Kendine ve çoluk çocuğuna harcanılan sadakadır. Her iyilik sadakadır. Güzel söz sadakadır. Güler yüzle selam vermek ve almak sadakadır. Din kardeşine güler yüz göstermek sadakadır. Bir ağacın meyvesi ve gölgesi, o ağacı diken için sadaka olur. Sorana yol göstermek, sokaktaki zararlı şeyleri temizlemek birer sadakadır. Sübhanallah, Elhamdülillah, Lâ ilahe illallah veya Allahü ekber demek sadakadır. İyiliği tavsiye etmek, kötülüğü önlemeye çalışmak, kötülük yapmaktan sakınmak sadakadır. Camiye giderken atılan her adım bir sadakadır. Ölümü hatırlamak sadakadır. Ödünç vermek sadakadır. Borçlu fakire, ödemesi için mühlet verenin, her günü bir sadakadır. Zevcine hizmet sadakadır. Nikâhlısıyla beraber olmak sadakadır. Haramlardan uzak duranlarla istişare etmek sadakadır.”

Bu yazı toplam 713 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
NECATİ TAYYAR TAŞ Arşivi
SON YAZILAR