İlk önce topraklarımızı kaybettik. İlk önce savaşlarda mağlup olduk. Yani ilk önce toprak emperyalizmine maruz kaldık. Bu emperyalizm bu mağlubiyetler bünyemizde bir eziklik duygusuna sebep oldu ve ardından kültür emperyalizmi baş gösterdi topraklarımızda. Kültür emperyalizmi bizi realiteden koparıp romantizmin kıyılarına sürükledi. İtidalimizi kaybetmiştik. Gün geldi Fransız gün geldi Alman olduk. İki yüz küsur yıl boyunca bir kendimiz olamadık.

Kültür emperyalizmi ilk önce münevverlerin idrakinde baş gösterdi. Halka yayılması daha sonra gerçekleşti. Hala daha gerçekleşmektedir. Şimdi belki de münevverlerin kimliklerinde kendimize dönüş başladı ve ileriki yıllarda halkta da kendine dönüş başlayacaktır.

Kültür emperyalizmi hayatın bütün birimlerine sızdı. İlk önce kamu hayatına sonra özel yaşamlara. Yıkım gele gele aileye kadar geldi.

Aile bir toplumun tohumudur. Aileye karşı duran bütün ideolojiler çöktü ama aile hala daha ayakta. Ancak sarsıntılar geçirmekte. Bu sarsıntıları en asgari düzeye indirmek devletin de görevidir. Bütün herkes gençlerimizden yakınmaktadır. Gençlerin duyarsız olduğu, ahlaki bir bozulmanın yaşandığını herkes söylüyor. Ancak şurası unutuluyor ki bozulma ilk önce aile yapısında yaşandı. Boşanmalar hızla artıyor. Birbirine tahammülsüzlük bunun en başlıca nedenlerinden. Ayrıca flört etmek toplumumuzun bir gerçeğiymiş gibi gösteriliyor. Tüm bunlar konunun başında da söyledik kültür emperyalizminin yansımaları. Özgürlük adı altında her türlü şey yapılıyor. Eğer toplumumuzun düzelmesini istiyorsak aile yapısını mutlak surette düzeltilmemiz ve korumamız lazımdır.

Devletimiz bunca imkâna kavuştu. Gençlik ve Spor Bakanlığı, Aile ve Sosyal İşler Bakanlığı ve TOKİ bir proje düzenlesin. Evlenmek isteyen fakat durumu olmayan gençlere sahip çıksınlar. Aile kurmalarında yardımcı olsunlar. Televizyonlardan evlenmeye, aile kurmaya yönelik teşvik edici yayınlar yapılsın, imkânlar sunulsun. Zaten gençlerin zinaya yönelmesi –alışkanlık haline getirmediyse tabi- önüne konulan engellerdir. Önce okulunu bitir. Sonra askere git. Sonra işe gir. Sonra da para kazan. E insan bunları yapıncaya kadar 30 yaşına geliyor. İnsanın bu yaşa gelinceye kadar her geçen süre hata yapma olasılığı artıyor. İnsan fıtratı hata yapmaya eğilimlidir. Efendimizin (sav) bu konu ile ilgili hadisleri var. Bu konu ayrıntı gibi gözükse de önemli bir konudur. İnsanın fıtratını değiştiremezsiniz.

Tüm bu engellemelerin yanında bir de medya üzerinden gelen saldırılar var. Feminist akımın ciddi tahrikleri var. Modern hayat sizi öyle bir kavrıyor ki yok kariyer yok mal mülk sanki mobilyalar ile evleniyor insanlar. Evlenmek için araç olan metalar amaç haline getiriliyor. Bu konu önemli buradan devletimize sesleniyorum. Eğer bu konuda ciddi bir çalışma yapılırsa milletimiz ahlaki noktada güzel bir ivme yakalayacaktır. Selam ve dua ile…