Prof. Dr. TANER BİLGİN

Prof. Dr. TANER BİLGİN

BİR ŞEFİK AYGÖL GEÇTİ BU DİYARDAN BİLECİK VALİSİ = VATANDAŞIN VALİSİ

BİR ŞEFİK AYGÖL GEÇTİ BU DİYARDAN BİLECİK VALİSİ = VATANDAŞIN VALİSİ

Aslında Bilecik valisi ile ilgili bir köşe yazısı yazmayı bundan yaklaşık 1 yıl önce düşünmüştüm. Lakin görevini sürdürüyor olması farklı çevreler tarafından yazacağım yazının yanlış anlaşılma düşüncesi bu yazıyı bugüne bırakmama neden oldu.

Hoş gerçi biz de insanların değeri kaybedildikten sonra anlaşılır. Al işte gitti!!!!

Bilecik büyük bir hizmet adamını kaybetti. Bu nedenle daha önce bu yazıyı yazmadığım için Kıymetli valimiz, Şefik Aygöl’den hassaten özür diliyorum.

Yaklaşık 20 yıldır Bilecik’te yaşıyorum. Dolayısıyla Bilecik sevdalısı birisi olarak Bilecik’e hizmet etmek bütün Bilecik halkının ve Türk milletinin asli görevi diye düşünüyorum. Dedem Ertuğrul Gazi’nin Otağını kurduğu, Osmanlı Devletinin Neşvünema bulduğu, Cumhuriyetin kuruluşunun temellerinin atıldığı bu kutsal topraklara bütün Türk halkının bir ahde vefa borcu var. Buraya gelen her devlet görevlisi işini aşkla, şevkle yapmalı, hatta bütün mesaisini Bilecik için harcamalı.

Elbette ki burada en büyük görevde ilin en üst noktasındaki ekâbire düşmekte. Bunların başında da ilin valisi gelmekte. Bu zamana kadar yaklaşık 10 kadar valiyi Bilecik’te tanıma fırsatı buldum. Muhakkak her biri Bilecik’e farklı hizmetlerde bulunmuştur.

Hatta bugüne kadar Bilecik’in efsaneleşen valisi Refik Arslan Öztürk’tü. (Buradan kendisini de bir kez daha hayırla yâd etmek istiyorum.) Çok kısa süre görev yapan ve bu süreçte önemli işlere imza atan Süleyman Elban valimi de zikretmek yerinde olur. (Süleyman Elban Valime de selamlarımı iletiyorum)

Bugünkü süreçte ise (yalnızca 2 yıl görev yapmasına rağmen) Vali, Şefik Aygöl’ü de BİLECİK’İN EFSANELEŞEN valileri kategorisine koymak gerekiyor. Neden mi?

Çünkü alışılmışın dışında bir vali figürü sergiledi.

Bu toprakların diliyle konuşmasını bildi.

Taraflı tarafsız bütün Bilecik halkının sevgisini kazanmayı bildi.

Atanmış bir vali gibi değil, halk tarafından seçilmiş bir siyasi gibi sanki yeniden atanabilmek için bütün mesaisini harcadı.

En sevdiği ailesini, küçük yaştaki çocuklarını ihmal etti. Hatta çoğu zaman birçoğumuzun çocuğunu kucağına alarak onların kalplerine dokundu. Anne-Babası olmayan çocuklara ayrı bir hassasiyet gösterdi. “Vali Amca” diye kendisine yazılan mektuplara kulak verdi.

Valilik odasından çıkmayan vatandaştan uzak vali portresini bir kenara bırakarak halkın içine karıştı.

Yaşlı ninelerimizin ve dedelerimizin kalplerine dokunup ellerini öptü. Hayır, duasını kazandı.

İl içerisinde yapılan bütün etkinliklere insanüstü bir çabayla katılmaya çalışarak herkesin gönlünü yapmaya çalıştı.

Devlet menfaatine olan her işte öncü olmaya çalıştı.

Gelen taleplere HAYIR deyip başını ağrıtmayan bürokratlara inat mantıklı olan her şeye EVET diyerek var gücüyle koşturdu.

Bilecik’in tanıtımı için son derece önemli olan medya ayağında Bilecik’in değerlerini ulusal kanallarda ön plana çıkartmaya çalıştı. Bilecik hiç olmadığı kadar Ulusal medyada görünür oldu.

Halkın nefes aldığı Pelitözü Gölpark’ı yeniden imar etti.

Türkiye'nin en zorlu ve en büyük motorkros parkurunu Bilecik’te inşa etti.

Valilik binasının siluetini büyük oranda bitirdi.

Karavan meraklıları için güzel bir tesis inşa etti.

Her şeyden önemlisi “Bilecik’in geleceği Şeyh Edebali Havzasındadır” diyerek Edebali Külliyesine inen güzergâhtaki evleri giydirip tarihi bir hava yarattı.

Şehrin Tarihi kimliğine büyük katkılar sağladı.

Gölpazarı- Vezirhanda bulunan Sakarya nehri arasındaki Beşgölleri Turizme kazandırma startını verdi.

Meryem Dağı’nı Yamaç Paraşütü Merkezi haline getirdi.

Hasılı az uyudu, çok koştu.

Elbette ki yaptıkları sadece bu yazdıklarımdan ibaret değildi. Birçok projesi ne yazık ki yarıda kaldı.

Bilecik’te ilk defa bir vali görevinden ayrılırken insanlar sel olup Hükümet binasının önüne koşarak çok sevdikleri bu adamı uğurlamaya akın etti. Küçük çocuklar “Vali Amca gitme” diye ağlarken, yaşlı teyze ve amcalar da gözyaşlarını tutamadı. Son derece duygusal anlar yaşandı. Elbette ki kendisi de gözyaşlarını tutamadı.

Dolayısıyla İsmini Bilecik’e ALTIN HARFLERLE kazıdı.

Bilecik Ankara’dan Nokta olarak bile gözükmez. Bu nedenle de Sakarya Gazetesi Sahibi Şadi Erdal’ın dediği gibi “Bilecik’e gelen valilerin ya ilk valiliğidir, ya da son.”

Burada Bilecik Bürokrasisinin de dönüp bir aynaya artık bakması gerek diye düşünüyorum. Düşünsenize 30 yıl geçmiş, 30 km olan Yenişehir-Bilecik yolu henüz yapılabilmiş. Bu yol acaba Rize’de olsaydı ne olurdu? Eminim ki bu yola 30 km lik viyadük veya 30 kmlik hızlı tren hattı birkaç yıl içerisinde yapılmış olurdu.

Bu nedenle Şefik Aygöl neden gitti? Buna neden müsaade edildi? 2 yıl içerisinde yapılabileceklerinin elbette ki fazlasını yapsa da yarım kalan projelerini tamamlasa olmaz mıydı? Uzun yıllar sonra kıymetli bir yönetici buluyorsun o zaman nasıl olurda buna müsaade edersin? Yaklaşık 30 Milyon nüfusa sahip şehirlerin tam ortasında bulunan stratejik bir şehir olan BİLECİK neden bu durumda?

2 Yılda bunları yapan bir Vali.

Tasavvur edin bakalım, 5 yıl kalmış olsaydı acaba neler yapardı?

Bu soruları elbette ki çoğaltabiliriz. Buna bir başka köşe yazısında devam edeyim.

Sözlerimi bitirirken, ben sizden razıyım Sayın Valim, Ağabeyim. Ahirette şahitlik etmem gerekirse güzel adamdı. İyi insandı. Liyakat sahibiydi. Bilecik’e hakkıyla hizmet etti derim.

Sizinle tanışmaktan büyük şeref duyduğumu belirtmek isterim.

Allah sayılarınızı artırsın, Yolunuz açık, Allah yar ve yardımcınız olsun. Bu vatan sizden daha çok hizmet bekliyor. Eminim ki bu çalışma azminiz sayesinde sizi çok daha iyi yerlerde göreceğiz.

Gerçi niyetiniz hayır olduğu için akıbetinizi düşünmeye gerek yok…

Allah size evlatlarınız, eşiniz ve sevdikleriniz ile birlikte sağlıklı ömürler versin.

Her Ne kadar Bilecik’ten bedenen gitmiş olsanız da Gönüllerde kaldınız. İYİKİ VARSINIZ.

Bu yazı toplam 2187 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Prof. Dr. TANER BİLGİN Arşivi
SON YAZILAR