Sayın okuyucum, bugün Türk toplumunda meydana gelen sınıfların birbirine karışması ve bunun sonucunda meydana gelen çarpık toplum yapısını dillendirmeye çalışacağım.

Sene 1923 Osmanlı Devleti yıkılmış ardından Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Toplum yapısına göz attığımız da ise İstanbul’un dışındaki yerler taşra sayılıyor ve bugün şark görevi diye söylediğimiz görev yeri sadece Doğu Anadolu veya Güneydoğu Anadolu değil İstanbul’un dışındaki bütün memleket vilayetleri o “şark” –ın içine giriyordu.

Bir zaman tek parti dönemi sürdü ve ardından Demokrat parti ile ezilen halk biraz olsun rahat yüzü gördü ancak Demokrat Parti zamanında halkın büyük bir atılım yaptığını yine de söyleyemeyiz. Hala daha İstanbul dışında ki vilayetler pasif durumdadır. Anadolu çocuğu çiftçilik, rençperlik, çobanlık ile uğraşmak durumunda kalmıştır. Ardından gelen Demirel dönemi ise halka kültürel anlamda pek bir değer katmamıştır. Yani işin Türkçesi Anadolu çocuğu hala üniversite yolunu tutmamıştır. Rahmetli Erbakan Hoca bu süreçte bir hamle yapmış olsa da kısmen başarılı olabilmiştir. Ancak 1970 ikinci yarısından sonra Anadolu da bir uyanış gerçekleşmiş ve Özal’ın başbakan olmasıyla birlikte taşradan İstanbul’a bir göç başlamış bu göçün sonrasında ise İstanbul’da gecekondu mahalleleri oluşmuştur. İşte tam bu zamandan sonra toplumda elit ve yoksul kesimin bir kaynaşması bir iç içe geçiş süreci başladı. Toplum bu şekline geldi. Peki ya toplumun şuan ki yapısı durumu nasıl? Toplumda hakikaten çok ciddi bir yozlaşma var. Bir sonradan görme furyası başlamış ki aman aman. Bu mevcut hükümet iktidarı ile iktidarı ele alan Müslümanlar “İslamcılar” ciddi bir yozlaşma sürecine girmiştir. Bugünkü yetişen Müslüman “İslamcı “ kesimin evlatları ne yapmak istediklerini bilmemektedirler. Parayı bulduktan sonra yapacakları şeyleri seküler kesimden öğrenmişlerdir. Çünkü para önceden onlardaydı. Para olunca ne yapılır; mesela diskoya gidilir. Ee disko da içki içilir ee karşı cinsler halk tabiri ile birbirini keser yani harama bakar. Şimdi başlıyor Müslüman gencin krizi, nedir o? O şudur ki: Diskoya gidipte alkol almadan olmaz. Harama bakmadan olmaz. Niye, hamama giren terler. Güney kumsallarına gidipte harama bakmadan olmaz. Elbet bakacaksın. İşte Müslüman yani “İslamcı” gencin hatta ve hatta Anadolu çocuğunun çıkmazı buradadır. Böylelikle yozlaşma sürecine girilmiş oldu. Gelgelelim bayanlara. Orada ne var orada da modaya uymak niyetinde olan başörtülü kardeşlerimiz maalesef bugün çok komik duruma düşmeleridir. Ne yapıyor bu ablamız? Bu ablamızın derdi de bir yandan dinin yasaklarına girmeden modaya uymak. Olabilir mi? Belki. Ama olmayınca da halk tabiri ile “ üstü Mekke altı Paris” tipler ortaya çıkıyor ve bu Müslümanlığa da zarar veriyor. Hem de çok ciddi çünkü bu hariçten gelmiyor dâhilden geliyor ve içini boşaltıyor.

Evet, toplum yapısı birbirine geçerek çok ciddi sorunlar teşkil eden durumları ortaya çıkıyor. Yapılan işin düşüncesini, derinliğini, maneviyatını anlamayan tipler ortaya çıkıyor ve o eskiler gün geçtikçe azalıyor. Bu toplumun kültür seviyesini de düşürüyor. Alev Alatlı’nın deyimiyle hödükleşen, paçozlaşan insan tipleri çıkıyor ve bu tipler pek hayra alamet değil söyleyeyim. Selametle…