ALİ ERDAL

ALİ ERDAL

"HESABA ÇEKİLMEDEN..."

"HESABA ÇEKİLMEDEN..."

Kâinatın Efendisi (sav), “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır!” buyurmuşlar. Susan bu derecede yerildiğine göre, haksızlığı destekleyenin hali ne olur düşünmek ve korkudan titremek lâzım… Hele hele haksızlığı bizzat yapanın hali ne olur?

Dünyada hiçbir nizam, “haksızlıktan yanayım” demez, diyemez, dememiştir de… Hiçbir fert de… En büyük zalimler bile, zulümlerine sun´i kılıflar uydurmuşlardır. Arap dünyasındaki bugünün zalimlerinin “biz gidersek kargaşa çıkar ve falan tehlike gelir” gibi kendilerinin de inanmadıkları yalanlara sığındıklarını ve korkunun ecele faydası olmadığını ibretle görüyoruz.

Hiçbir nizam haksızlığa karşı olmak hususunda İslâm´dan daha etkili ve inandırıcı olamamıştır. Bunun için de İslâm´dan başka hiçbir nizam, haksızlık karşısında nasıl hareket edileceğini söyleyememiştir. Sadece bizim Rehberimiz, Peygamberimiz, İnsanlığın Ufku (sav); mücadelenin stratejisini çizmiştir: “Haksızlığı önce elinizle düzeltin; buna muktedir değilseniz, dilinizle düzeltin… Buna da gücünüz yetmiyorsa, kalbinizle buğzedin; bu imanın en zayıfıdır.” Her hal ü kârda ve bütün gücünüzle karşısında olun! Diğer rejimler, inanışlar, fikir manzumeleri yalandan bir strateji bile çizememişler, boş teneke misali propaganda lâfları edebilmişlerdir.

İnsanlar için de durum böyle. “Haksızlığa dayanamadıklarını” söyleyip övünenlerin, iş belli bir raddeye gelince yan çizdiklerini çok görmüşüzdür. “Haksızlığa dayanamam arkadaş!” diye mangalda kül bırakmayan pek çok kişinin, mevkileri, cepleri söz konusu olunca; mevkidekilere, güçlülere ve zenginlere karşı olmak söz konusu olunca suspus olmuşlardır. Hattâ mahcup olup susacakları yerde, doğru söyleyeni dokuz köyden kovmuşlardır

Ancak gerçek Müslüman haksızlığa karşı çıkabilir. Korkaklar, dünyada belli bir zaman ve mekânda kuvvetli olanların emirlerini, Kâmil Kudret´in (cc) emirlerine tercih etmişlerdir. Zavallılar, bir de hallerine kılıflar uydurmuşlar, sun´i tesellilerle avunmuşlardır. “Bugünün şartları öyle gerektiriyor” gibi kendilerinin de inanmadığı tesellileri çok dinlemişizdir.

Etrafınıza bakın, korkakları görürsünüz. Örnekleri pek çoktur. Göremiyorsanız, siz de “kılıf” ve “sun´i teselli” içindesiniz demektir. “Hesaba çekilmeden, kendinizi hesaba çekin!” (Hadis).

Bu yazı toplam 1410 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ALİ ERDAL Arşivi
SON YAZILAR