KADERSİZ BİLECİK
Değerli dostlar son yazı dizimizin konusu oldukça kavramsaldı. Konu çok önemli olmasına karşın öğrenilmesi biraz daha fazla emek gerektirmektedir. Okuyucularımızın en azından yazar ve konu hakkında fikir sahibi olduklarını düşünerek yeni bir yazı dizimize başlıyoruz. Tarihimizin ve ülkemizin en önemli coğrafyasına sahip olan Bilecik ili değil bu avantajları kullanmak bilakis onun dayanılmaz yükünü taşımaktadır.
Yazımıza yıllar önce okuduğum bir makaleden aktarımla başlamak istiyorum. Tıpkı bizim çocukluğumuzdaki gibi tarlada çiftçi öküzüyle çift sürmektedir. Yanındaki oğlu heyecanla elini havaya kaldırıp uzaklardan geçmekte olan uçağı işaret ederek “Baba bak uçak der.” Köylü terli başını gökyüzüne kaldırır, geçen uçağa bakar ve oğluna dönüp “Bırak geçsin der.” Evet ilimiz için yaşanan aynen budur. Bırak geçsin gitsin. Şimdi burada bir nokta koyalım ve bu sene yaşadığın olaya dönelim
7. Uluslararası Türk Dünyası Turizm Kongresi, 21-25 Mayıs 2025 tarihleri arasında, Doğu Akdeniz Üniversitesi ev sahipliğinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yapıldı. Kongreye davet için maili aldıktan sonra konu düşünmeye başladık. Yapılacak en uygun tercih ilimize ait olacaktı. Bu nedenle “KURULUŞ VE KURTULUŞUN ŞEHRİ: BİLECİK TURİZMİ” başlıklı önerimizi gönderdik ve kabul gördü. Günü gelip kongreye gittiğimizde uluslararası katılımı son derece yüksek olan ve Kıbrıs devlet ve üniversite yönetiminin güçlü bir şekilde sahip çıktı organizasyon ile karşılaştık. Uzatmadan sunumuzun olduğu kısma geçelim. Sıra bize geldiğinde oturumu yöneten hocamız ilk cümleyi kendisi söylemek istediğini belirtip sanki 700 yıllık Bilecikli gibi şunları söyledi. “Büyük illerin arasına sıkışmış, potansiyellerini kullanamayan sahipsiz, kadersiz Bilecik” Evet vicdanı olan her Bileciklinin altına imzasını atacağı ve ilimizi en iyi tanımlayabilecek cümle.
Bu açılıştan sonra biz sunumumuzu yaptık. Ama hocamız aklımızdan hiç çıkmadı. Bilecik ile organik bağı olmayan bir kişinin bir sorunu turizm üzerinden birkaç kelime ile ancak bu kadar güzel ifade edebilirdi.
Çağımızın önemli hastalıklarından birisi de durmaksızın eleştirmek ama çaba göstermemektir. Çaba göstermek yerine başkalarının yaptıklarını eleştirmek kolaycılıktan öteye geçmez ve sonuç da yaratmaz. Okuyucularımız doğal olarak soracaklardır “Sen yazıyorsun ama yazdığın konular hakkında ne yapıyorsun?” örnek kapsamında konu üzerinden çabalarımızı anlatalım. 2 sene önce komşu bir ilimizin turizm stratejik planını inceleme fırsatımız oldu. Uzun bir emek sonucu konunun ilgilileri güzel bir belge hazırlamışlar. Ancak baktığımızda bu planı yaparken hangi verileri modelleyip kullandıkları, bunlardan ne gibi çıkarımlarda bulundukları yer almıyordu. Sonrasında biz de kalktık, İl Kültür ve Turizm Müdürümüz Serkan Bircan’dan randevu alıp görüşmek için Bilecik’e geldik. Sağ olsun kendisiyle önceden de tanışıklığımız vardı. Sürekli yoğun bir tempoda çalışan Serkan Bey bize iyi bir zaman ayırdı. Teklifimiz şu idi. Bölümümdeki akademisyen arkadaşlarım ile Bilecik Turizmine ait verileri işleme sokmak ve buradan çıkacak sonuçlar ile gerçekçi bir stratejik plan hazırlamak. Bu bizim için yeterli veriler olduğu sürece son derece kolay bir iş. Peki neden veri. Artık gelişmiş karar vericiler yöneticilerin tecrübeleri ötesinde çok daha gelişmiş yöntemler kullanmaktadırlar. Örnek vermek gerekirse bir otomobilin hızını ilgili mühendisler bir ölçüm yapmadan oturup ortak çıkarımlar ile ortaya koyamazlar. Farklı değişkenlere ait yapılacak ölçümler sonucu elde edecekleri değerleri modelleyip gerçek sonuca ulaşabilirler. Ki bunu bir önceki mesleğimde yapmıştık. Eğitim alay komutanlığına başlar başlamaz 210 değişkene ait on binlerce veriyi yaklaşık 2 yıl boyunca ölçüp, modelleyip birçok önermeyi test ettik. Sadece veri havuzumuzdan 1000’e yakın doktora tezi yazılabilirdi. Belli öncelikli önermelere ait sonuçları hemen uygulamaya çevirdik. Öncelikli değişkenler üzerinde yaptığımız bu yenilikler kısa zamanda ciddi performans artışları sağladı. Ve hem çalışmanın sonuçlarını hem de buradan kaynaklı yaptığımız uygulamaları rapor halinde üst makamlara sunduk. Benzer durumu Bilecik Turizmi için yapabileceğimi değerlendirip Serkan Bey’e gelmiştim. Kendisi ve ekibi konuya büyük bir ilgi gösterdiler. Ancak bir sorunumuz vardı. Eldeki verilerin miktarı ve çeşitliliği bir model kurmak için yeterli değildi. Çünkü modelin doğru sonuçlar verip gerçeği temsil edebilmesi için belli çeşitlilikte ve miktarda veri işleme tabi tutulmalıdır. Sonuçta mevcut veri miktarı ve çeşitliliği yeterli olmadığından girişimimiz başlayamadı.
Eleştirmek değil çaba göstermek, çözüm için zaman, emek harcamak ancak yüksek karakterli kişilerin özeliğidir. Bu tabi ki ilk girişimimiz değildi. Gelecek yazımızda konuya devam edeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.