OTURAK…
Doğrulup oturmak için bir yere, ihtiyaç duyulan herhangi bir şey… Taş, toprak üzerine oturmanın huzuru, yok aslında bir koltukta… Yer ile irtibatın kesilmesi bir yere kadar doğru… Bir gün, yerin altında uzun oturmak varken, neyin nesidir altımıza koyduğumuz her ne ise? Oturulacak yer, oturak; seki, tabure, sandalye, koltuk… Oturduğu yeri dolduramayan birinin, bir boşluğu doldurmaktan başka yapabileceği başka ne olabilir ki… En iyisi ve en güzeli, yere oturmak, Hakk’ın huzurunda secdeye varmak ve haksızlık karşısında da kıyama (ayağa) kalkmak… Oturmak, yatmaktan evlâ… Yürümek de, oturmaktan… Elbette, harekette bereket var… Bu, fiilî dua… ‘Armut piş, ağzıma düş…’ten kurtulmak lâzım…
‘Oturak’, çeşitli anlamlara sahip sözcük… Oturak, oturulacak yer veya şey anlamında… Oturak, alçak bir iskemle veya tabure… Oturak, boru mengenesinin tezgâha oturduğu ve vidalandığı kısım… Oturak, denizcilikte kürekli teknelerde kürekçilerin oturduğu enli (geniş) tahta… Oturak; sadece erkeklerin katıldığı, içkili, çalgılı ve kadının dans ettiği içkili toplantı… Böylesi oturak, insanın içine oturan ve kadının eğlence aracına dönüştürüldüğü uygunsuz ortam… ‘Oturak’ kavramının içinin oyulduğu hengâme… Bilindik ve yaygın olan oturak, mobilya… Mobilya, insan yaşamının vazgeçilmez bir parçası… Farklı kültürlerin, ihtiyaçlara ve estetik anlayışlara göre çeşitli mobilya türleri geliştirilmiş… Bu; seki, tabure, sandalye ve koltuk gibi oturma mobilyalarının tarihsel ve kültürel evrimi… Seki, özellikle Orta Asya ve Anadolu kültürlerinde yaygın olarak kullanılan, yerden biraz yüksek, genellikle ahşap veya taş bir platform… Seki, üzerine minderler veya halılar serilerek yapılan oturma alanı… Seki, hem iç hem dış mekânda kullanılmış ve sosyal hayatın önemli bir parçası olmuş… Geleneksel Türk evlerinde, seki üzerinde oturup sohbet etmek, yemek yemek veya dinlenmek yaygın imiş… Tabure, sırt dayanağı olmayan, genellikle dört ayaklı ve taşınabilir bir oturma aracı… Tabure, ilk olarak Antik Mısır’da kullanılmış; zamanla farklı kültürlerde çeşitli şekillere dönüşmüş… Tabure, pratik ve yer kaplamayan yapılarıyla özellikle mutfaklarda, barlarda ve atölyelerde tercih edilmekte… Tabure, modern tasarımlarda, estetik ve fonksiyonelliği birleştirerek dekoratif bir unsur hâline gelmiş… Sandalye, sırt dayanağı olan ve genellikle dört ayaklı bir oturma aracı… Sandalye, Antik Mısır ve Yunan medeniyetlerinde ortaya çıkmış… Sandalye, Orta Çağ’da, zengin ve soylu sınıflar tarafından kullanılırken, halk tabure veya seki gibi daha basit oturma araçlarını tercih etmişler… Günümüzde, sandalyeler ergonomik tasarımları ve çeşitli malzemeleriyle her türlü yaşam alanında kullanılmakta… Koltuk, rahat oturma amacıyla tasarlanmış, genellikle yumuşak döşemeli ve kol dayanakları olan mobilya… Koltuk, 17. yüzyılda Avrupa’da yaygınlaşmaya başlamış ve zamanla konforun simgesi hâline gelmiş… Modern koltuklar, çeşitli tasarım ve fonksiyonlarla evlerin, ofislerin ve sosyal alanların vazgeçilmez bir parçası olmuş… Koltuklar, hem estetik hem konfor açısından büyük önem taşımakta ve kullanıcıların ihtiyaçlarına göre farklı modeller üretilmekte…
Seki, tabure, sandalye, koltuk vb. mobilya, hayat tarzlarına ve ihtiyaçlarına göre, günümüzde, farklı kültürel ve tarihsel bağlamlarda önemli roller oynamaya devam etmekte, ış ve günümüzde de yaşam alanlarımızın vazgeçilmez parçaları olmaya devam etmekte… Mobilya her ne ise, önemli olan, sadece bir oturak olduğunun bilinmesidir… Daha önemlisi, oturulan yerin doldurulabilmesidir… Oturduğu yeri doldurabilen, sorumluluğunu yerine getirebilendir, bulunduğu yerde lider olabilen… ‘Oturduğu yeri doldurmak’, bir kişinin bulunduğu konumun gerektirdiği sorumlulukları ve görevleri lâyıkıyla yerine getirmesi demek… Oturduğu yeri doldurmak’, özellikle liderlik ve yönetim pozisyonlarında bulunan kişiler için son derece anlamlı… Bir kişinin oturduğu yeri doldurması, hem bireysel hem kurumsal başarı için kritik öneme sahip… Bu, kişinin yeteneklerini, bilgi ve becerilerini en iyi şekilde kullanarak bulunduğu pozisyona değer katması anlamında… Oturduğu yeri dolduran bir lider, ekibine ilham verir, güven sağlar ve organizasyonun hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunur… Oturduğu yeri doldurmak için bir kişinin sahip olması gereken özellikler ve yetkinlikler var… Etkili ve etkin bir lider, ekibini yönlendirebilmeli, motive edebilmeli ve çatışmaları çözebilmeli… Liderlik, sadece emir vermek değil, aynı zamanda örnek olmak… Lider olanda, olması gereken, sorumluluk bilincidir… Lider, bulunduğu pozisyonun gerektirdiği sorumlulukları üstlenmeli ve bu sorumlulukları yerine getirmek için çaba göstermeli… Lider, iletişim becerileri olandır… İyi bir lider, ekip içi ve ekip dışı ilişkilerde başarılı olabilendir… İyi bir lider, çevresindekiler ile açık ve etkili bir iletişim kurabilendir, güven inşa edebilendir ve işbirliğini önemseyendir… İyi bir lider, problem çözme yeteneği olandır, karşılaşılan sorunları hızlı ve etkili bir şekilde çözebilendir, en önemlisi oturduğu yeri doldurabilendir… İyi bir lider, vizyon sahibi olandır, geleceği öngörebilendir ve stratejik planlar yapabilendir… Oturduğu yeri doldurmak, adam olabilmek ile alâkalı… Oturduğu yeri dolduran liderdir… Oturduğu yeri dolduran, organizasyonlar üzerinde olumlu etkiler oluşturur… Oturduğu yeri dolduran, etkili yönetimin başıdır, ekibin daha verimli çalışmasını sağlar… İyi bir lider, ekibinin moralini yüksek tutar ve onları motive eder… Oturduğu yeri hak edenin ve oturduğu yeri dolduranın özellikleri, karizması, kariyeri, kişiliği, değerleri ve davranışları; kurumsal kültürü şekillendirir ve güçlendirir… Kurumsallaşma, oturulan yeri dolduranların konu mankeni olmamasına bağlı… Oturduğu yeri dolduran, organizasyonun hedeflerine ulaşmasına ve büyümesine en büyük katkıda bulunandır… Oturduğu yeri dolduramayan, koltukta oturmaktan başka bir icraatı olmayan…
Oturulan yer, elbette, sadece oturulan bir mekân; seki, tabure, sandalye, koltuk vb. araçtan ibaret değil… Her durumda ve şartta oturmasını da oturtmasını da bilmek gerek… Bu konuda söylenebilecek ve söylenen birçok söz var… “Kendi ekmeğini yiyip oturmak, altın kemer bağlayıp bir kişinin karşısında ayakta durmaktan iyidir.” (Şeyh Sadi Şirazi)… “Camdan evde oturanlar başkalarına taş atmamalıdırlar.” (George Herbert)… “İnsanın felâketi, sessizce odasında, ait olduğu yer olan odasında oturmak istememesinden gelir.” (Blaise Pascal)… “Oturarak başarıya ulaşan tek yaratık bir tavuktur.” (Aldous Huxley)… “Tanrı bize iki yuvarlak organ verdi. Biri düşünmek, diğeri oturmak için. Başarı hangisini kullandığınıza bağlı…” (Ann Landers)… “Hiçbir şey yapmadan oturmak çözüm getirmez.” (Frank Schatzing)… “Bütün tabiat ayaktayken oturmak bize yakışmaz.” (Küçük İskender)… Oturulan yeri işgal eden oturaklı olmalı ki, oturduğu yeri doldurabilsin… Oturaklı olmak, bir kişinin ağırbaşlı, saygın ve olgun bir tavır sergilemesi demek… Oturaklı olmak, davranışlarıyla güven veren, ciddiyetini koruyan ve sorumluluk sahibi kişiler için söz konusu… Oturak olsun, oturaklı olunsun; lâkin oturmaya vakit bulunmasın, her daim hareket hâlinde olunsun… Çalışmadan, yorulmadan dinlenmek; hiç olmasın…
Oturak ve oturaklı… Oturaklı insan, çevrelerinde saygı uyandıran ve liderlik vasıflarına sahip olan… Oturaklı olan, ağırbaşlı olan, gereksiz yere heyecanlanmayan, sâkin ve kontrollü davranan… Oturaklı olan, davranışları ve tutumlarıyla çevresinde saygı uyandıran, saygın olan… Oturaklı olan, olgun olan, yaşına ve deneyimlerine uygun davranışlar sergileyen… Oturaklı olan, sorumluluk bilinciyle hareket eden… Oturaklı olan, üstlendiği görevleri ve sorumlulukları ciddiyetle yerine getiren… Oturaklı olan, güvenilir olan, sözüne ve davranışlarına güven duyulan… Selam, sevgi ve saygılarımla. https://bit.ly/muzafferceven kanalımı takip etmeniz, linki arkadaşlarınızla paylaşıp destek olmanız, olumlu-olumsuz görüşlerinizi, eleştirilerinizi iletmeniz dileğiyle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.