Sadettin Bayram

Sadettin Bayram

VALİ TEVFİK BEY

VALİ TEVFİK BEY

Osmanlı bir zamanlar cihan devleti idi. Söğütten intişar eden devlet, Üç kıt’a ya ve yedi iklime hükmederdi. Batı’lılar Rönesans ve reformlarını gerçekleştirirken Osmanlı Viyana bozgunundan sonra yavaş yavaş gerilemeler başladı ve birçok konuda kendisini yenileyemeyince yıkılması mukadder oldu.

Osmanlıyı yıkmak için kimler seferber olmadı ki. İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Rusya, Papalık, Jön Türkler, İttihat ve Terakkiciler. Osmanlının sonunu hazırladılar. Fakat oyun kurucu her zaman İngilizler olmuştur. İçeride bir şeyler yapanlar kesinlikle İngilizlerin taşeronudur.

33. Padişahtan sonra padişahın sadece adı vardı. İcraat Jön Türklerin ve İttihatçıların elindeydi. 31 Mart Vakasından ve Ulu Hakan Abdülhamit Han hazretlerinin tahttan indirilmesinden sonra bütün sorumluluk Jön Türklerin ve İttihatçılarındır. On yılda Osmanlı mülkünü tarumar etmeyi başardılar.

Netice itibariyle 1923 de yeni devletimizin adı Türkiye Cumhuriyeti oldu. Devlet değişmedi sadece rejim değişti. İthal kanunlar getirildi, devrimler bir bir gerçekleştirildi. Birçok kelleler alındı. Yargısız infazlar yapıldı. Asıldıktan sonra mahkemeler görüldü. Bu gün itibariyle ben derim ki; Osmanlı da benim Türkiye Cumhuriyeti de benimdir. Milli hasletlerimizle ve imanımızla devletimize sahip çıkmak asli görevimizdir.

1926 da Ertuğrul Sancağı adı Bilecik konularak il yapıldı.

Cumhuriyetin ilk dönemlerinde valiler aynı zamanda Belediye ve Parti başkanlığını yürütebiliyorlardı.

Her yerde olduğu gibi yeni rejimin tutması için her zeminde Osmanlının kötülenmesi ve her yerde izlerinin silinmesi gerekiyordu.

1923 – 27 yılları arasında Ertuğrul Sancağında ( Bilecik) Osmanlının izlerinin silinmesi ve rejimin tutunabilmesi görevi Vali Tevfik Bey'e verildi. Tevfik Bey üzerine düşeni bihakkın yaptı. Yıkabildiği kadar, külliye mezar, türbe türbeyi yıktı. Yıktıkları yol olur. İlimizin tarihçileri bunun listesini yapsınlr. Tevfik Bey ödül olarak Bursa iline belediye başkanı tayin edildi.

Bir ödülde Bilecik’te bir caddeye adı konarak verildi. Şayet ben belediye başkanı olursam bu ismi silerim. Silinmesini isterim.

Ben tarihçi, bilim adamı hatta yazar bile değilim. İçimde sönmez bir haslet var. Gerçekler daima gün yüzüne çıksın. Bunları bilim adamları ve tarihçiler cesurca dile getirsin. Bu konularda haddimi aşmak istemiyorum ama kimse suya sabuna dokunmak istemiyor. Hala korku dağları bekliyor. Bazıları da istikbal kaygısı ile böyle şeyleri dile getiremiyorlar.

Hamamdan peştamalla sokağa fırlatıp buldum buldum diye bağırınca Arşimet’e deli dediler. O buldum buldum demekten vazgeçmedi. Galile canı bahasına dünya dönüyor demekte israr etti.

Bilim adamları ve tarihçiler cesur olmak zorundadırlar. Eğer bilim adamına veya tarihçiye fikrini ve doğru bildiğini söylemekten bir zarar geliyorsa orada demokrasi ve hukuktan bahsetmek mümkün değildir.

“ Yufka yüreklilerle, engin dağlar aşılmaz.” Diyerek yazımıza son verelim.

Selam ve dua ile

Bu yazı toplam 403 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Sadettin Bayram Arşivi
SON YAZILAR