FERRUH ERDOĞAN

FERRUH ERDOĞAN

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ

Anlaşma, çölleşme ve uluslararası çevre korunması yasalarını bir bütün olarak ele almakta ve bunu da yeni bir yaklaşımla gerçekleştirmektedir. Ülke yönetimleri, uluslararası kuruluşlar ve kalkınma uzmanları ile bölge insanları arasında yeni bir işbirliği yaratacak şekilde tasarlanmıştır.

40 madde ve dört ekten (Anlaşmanın Afrika, Asya, Latin Amerika ve Karaibler ile Kuzey Akdeniz bölgelerindeki uygulaması ile ilgili) oluşan bu anlaşmanın sürekli olarak tekrar edilen amacı "çölleşme ile mücadele ve kuraklığın etkilerini azaltmaktır". En sorunlu bölge

olan Afrika'ya öncelik verilmektedir. Anlaşmanın metnini hazırlamış olan Uluslar arası Hazırlık Komitesi (Intergovernmental Negotiating Committee) yaptığı toplantılardan birinde daha anlaşma uygulamaya konmadan Afrika'ya öncelik verilmesi teklifini benimsemiştir. Ayrıca etkilenmiş olan Afrika devletlerine birer proje hazırlamaları ve

yardım sağlayacak devletlere de bu projeleri desteklemeleri için çağrıda bulunmuştur. Anlaşma, uluslararası çevre koruma yasalarında ilk defa olarak demokratik ve aşağıdan yukarıya doğru bir yaklaşım sergilemektedir. Çölleşmeden en fazla zarar gören insanların

yaşamakta oldukları çevrenin ne kadar dayanıksız olduğunu bilenlerin görüşlerinin alınması gerektiğini ve kendi hayatlarını etkileyecek kararlarda söz hakkı olması gerektiğinin özellikle altını çizmektedir. Anlaşmanın ilk prensibi tarafların, "projelerin tasarımı ve uygulaması ile ilgili kararlara bölge halkının katkıda bulunmasının sağlanması ve daha yüksek seviyelerdeki eylemleri destekleyecek iş bitirici bir ortamı hazırlamalarının" gerekliliği vurgulanmaktadır.

Aynı işin birkaç defa yapılmasının önlenmesi ve yardımı alanlarla verenler arasındaki ilişkilerdeki tek taraflılıktan kurtulmak amacı ile, uluslararası işbirliği ve koordinasyonu vurgulayan ikinci prensip de yeni bazı adımlar atmaktır. Anlaşma, "Uluslar arası dayanışma ve işbirliği esasları çerçevesinde taraflar arasında yöresel, bölgesel ve uluslararası düzeylerde işbirliği ve koordinasyon arttırılmalı ve gereken yerlerde finansal,

insani, kurumsal ve teknik kaynaklar devreye sokulmalıdır" demektedir.

Anlaşmanın üçüncü prensibi, ortaklık kavramını, etkilenen ülkeler arasındaki işbirliği haline dönüştürmekte ve bunu yaparken de bölgede yaşayanların ve toplumların dikkate alınmasını vurgulamaktadır. "Etkilenen alanlardaki toprak ile kıt su kaynaklarının

özellikleri ve değerini daha iyi anlamak ve bunlardan sürdürülebilir bir şekilde yararlanabilmek için taraflar, devletler, toplumlar, sivil toplum örgütleri ve arazi sahipleri arasında, bir ortaklık çerçevesinde işbirliğini geliştirmelidir" şeklinde belirtilmiştir.

Dördüncü ve sonuncu prensip, "Taraflar, etkilenen devletlerin özel ihtiyaç ve şartlarını göz önüne alacaklardır. Bunlar arasında en az gelişmiş olanlara özen göstereceklerdir" demektedir.

 

DERLEYEN: A.E KAYNAK : TEMA

Bu yazı toplam 640 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
FERRUH ERDOĞAN Arşivi
SON YAZILAR