Güzel bir atasözü insanın başına gelmeden neyin ne olduğunu tam olarak anlayamıyor.

Birkaç gün önce Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)ya buğday götürdük. Önceden aldığımız randevumuz için bir gün öncesi akşamdan götürelim de ertesi gün geçe kalmayalım dedik.

Ooo.. bir de baktık ki akşamdan 25-30 araç sıraya dizilmiş.

Kimi traktörler kasasını akşamdan bırakmış traktörüyle tekrar köye gitmiş.

Sabah 8:30’da eksperler buğday numunelerini almaya başladı. Zamanında başladılar ne güzel…

Sıra bekliyoruz, tabii ki bekleyeceğiz ama bu sıra konusuna girmeden önce daha önemli bir konuyu size anlatmak istiyorum.

Sıra beklerken benim önümde 70 yaşlarında bir çiftçinin buğdayı tahlil edildi. Eksper “Sizin buğdayınız çok zayıf alamayız” deyince yaşlı adam çok üzüldü. “Kızım ben yaklaşık 1 saatlik yoldan geliyorum. Buğdayı getirdim. Ben şimdi ne yapacağım” deyince “Bilemiyorum, bize gelen talimat bu yönde, biz de emir kuluyuz” cevabını aldı.

Ben de yaşlı adamın durumuna çok üzüldüm. Traktörün kasasında nereden baksanız 3-4 ton buğday vardır. 7.50 TL’den 25, 30 bin lira para yapar. 1 yıl uğraşmış, zaten yarısından fazlası masraf. Bir de onu sarmış getirmiş mazot olmuş 38 tl yakmış, bir de onu geri götürecek veya Yenişehir’e traktörle satmaya gidecek yaşlı adam artı masraf.

Arkadaş şu adamın buğdayını alsanız devlet batar mı ya…

Yazık değil mi?

Yaşlı adam o kadar bin bir çile ile yetiştirdiği buğdayı para ettiremediğine mi yansın, TMO’dan zor zahmet aldığı randevuya mı yansın, köyünden traktörüne sarıp getirdiği buğdayı satamayıp başka yerlere götürmek zorunda kaldığına mı yansın!..

Yaşlı adam üç kuruş para kazanacağım diye o kadar uğraşmış didinmiş.

Zayıf olanları da 7.5’dan değil de 6 tl’den al koy ayrı bir yere bir şekilde onları da değerlendir.

Görüyoruz devletin arazisine çökenler, ihaleye uygun bina yapmayanlar, yıllarca kaçak göçek çalıştıranlar, kirasını ödemeyenler, bakanın torpiliyle bir yerlere gelenler devlete zarar vermiyor da bu çiftçi yaşlı amcanın getirdiği zayıf buğday mı devlete zarar verecek?

Vallahi üzüldüm.

Görmesem biz de elin ölüsü ele uyur gelir misali gazeteci olarak bu derdi görmeyecektik. Muhtemelen ilimizdeki idareciler de farkında değildir. Ben görevimi yaparak bunu yazıyorum. İdareciler de İnşallah bu sıkıntıyı bu yazıdan hisseder de bu üzüntülerin yaşanmasına engel olur.

Şu sıra meselesine de değinmek istiyorum.

TMO’nun eksperinde benim gördüğüm 1 bayan çalışıyordu. Maşallah bilgisayarda evrakları hazırla buğdayın tahlilini yap, tekrar bilgisayar evrakı. Bir taraftan buğdayını boşaltmış çiftçilerin kantar fişiyle ilgili işlemlerini yap.

Bir de çiftçilerin çoğu yaşlı ve sisteme adapte olmakta zorluk yaşıyor onlara dert anlat bir insan yükünün taşıyabileceği ve tahammül edebileceği sınırları aşıyor.

Diğer taraftan kuyrukta çiftçiler dediğim gibi çoğu yaşlı bekle bekle bekle… Nereye kadar.

Bekledikçe sinir katsayısı artıyor. Homurdanmalar başlıyor. Derken biri patlıyor.

Bir başına çalışan memur ne yapsın, o da patlıyor bir yerde.

Eee… problem nerede!..

Problem idarede.

Kardeşim o kadar boşta yatan memur var.

Özel idareden mi olur, Tarım İl Müdürlüğünden mi olur, başka yerden mi olur. Koyun şu görevlinin yanına bir veya iki yardımcı da iş görülsün.

Uzaktan bakınca her şey tıkırında gibi gözüküyor ama işin içine girince hiç de öyle olmadığı ortada.

Biz görevimizi yaptık, umarım idareciler de yapar!..

Hoşçakalın.