MUSTAFA KINIKOĞLU

MUSTAFA KINIKOĞLU

HAYALLER POLAT ALEMDAR YA GERÇEKLER?

HAYALLER POLAT ALEMDAR YA GERÇEKLER?

Hem dünyanın genelinde hem de ülkemizde konusunu ajanların oluşturduğu filmler, diziler büyük ilgi görüyor. Tek başına birçok düşmanın ve sorunun üstesinden gelen James Bond, Jason Bourne gibi karakterleri izlemek çoğu kişiye keyif ve heyecan veriyor.

Bu karakterler bir de milli olursa daha da ilgi görüyorlar. Bakınız Polat Alemdar... Müdavimleri hatırlayacaklar, Polat’ın hikayesi Kosova’da görevdeyken Türkiye’ye özel bir görev için çağrılması ve ameliyat ile yüzünün değiştirmesiyle başlamıştı. Sonrasında ver elini baronlarla mücadele… Takip etmiyorum ama sanırım mücadelesi halen sürüyor.

Deliyürek diğer bir efsaneydi takipçileri için… Dizisini takip etmedim, dizinin sinema filmi olan Deliyürek Bumerang’ı izlemiştim. O filmde Bozok karakteri kafalara kazınmıştı, hani itirafçıları öldürmesine kızan kişiye “bu memleketin ekmeğini yiyip ihanet edenler, birgün mutlaka ekmeği yedikleri yerden kurşunu yerler” demişti.

Geçtiğimiz aylarda bu tür dizilere bir yenisi daha eklenmişti, Kızılelma. Bu dizi de milli duyguları kabartan, MİT’in etrafında dönen bir diziydi. Şimdilerde Milât isimli yeni bir dizi başladı. Her iki diziyi de takip etmediğim için haklarında yorum yapamıyorum ancak yorumlara bakılırsa Milât başarılı bir dizi…

Gelelim sadede… Bu dizileri ve dizilerdeki ulusal kahramanlarımızı, MİT operasyonlarını, düşmanlara karşı her operasyonu başarılı şekilde yapmalarını gururla, heyecanla izliyoruz ancak sizce gerçek dünyada da işler böyle mi yürüyor?

Aklıma gelen birkaç örnek bu konuda beni tereddüde düşürüyor. Söz gelimi yıllar boyunca memlekete kan kusturan terör örgütünü ele alalım. Liderleri Öcalan uzun yıllar Suriye’deydi ama kendisine şu dizilerdeki operasyonlardan bir tanesi yapılamadı. Daha sonra yakalandı elbette ama seneler sonra… Aynı durum diğer liderlik kadroları için geçerli değil mi? Komutan terörist barınakları için “biri bizi gözetliyor evi gibi gözetliyoruz” demişti, hadi o barınaklarında yakalamayı geçtik, içlerinden yer tespiti yapılıp uzaktan etkisiz hale getirilebilen var mı?

“Bunlar eski Türkiye’den örnekler” derseniz çok yakın zamanda yaşadığımız bir olayı ele alalım. Şehit savcımıza karşı bir saldırı yapılacağına dair istihbarat alınamadı mı? Hadi istihbarat alınamadı, saatler süren pazarlık sırasında o dizilerdeki operasyonlardan biri neden yapılamadı? Belki o zaman savcımız yaşıyor olacaktı.

Örnekleri çoğaltabiliriz, bir Fuat Avni furyası vardı malûmunuz, hoş eski kıymeti kalmadı çünkü onu sahiplenenler hata yaptıklarını geç de olsa anlar gibi oldular, aylardır MİT bu adamın kim olduğunu, kimlerin ona yardımcı olduğunu neden bulamadı? Devlet için çok hayati önem taşıyan, belki de bir savaş kararının verileceği MİT, generaller ve Dışişleri bakanının toplantısı dinlendi bu ülkede... Kurumlarımız dizilerdeki gibi olsaydı böyle şeylerin hiç olmaması gerekmez mi?

İki olasılık var, birincisi; gerçekten hayat dizilerdeki gibi değil, bu bilgileri elde edemiyoruz ve istihbarat zafiyetinden dolayı bazı olaylara engel olamıyoruz. İkinci seçenek ise bu örnekler veya benzer olaylar istihbarat olmasına rağmen önlen(e)miyor veya bazı politikalardan dolayı bilinçli yapılıyor. Hangi seçenek doğru olursa olsun, korkutucu…

Umarım üçüncü bir seçenek vardır.

[email protected]

Bu yazı toplam 1445 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
MUSTAFA KINIKOĞLU Arşivi
SON YAZILAR