HAZİN SON (OSMANLININ ÖLÜMÜ)
Devletler de insanlar gibi doğar, büyür ve ölürler. Türk tarihine baktığımızda öğünürüz, on altı devlet kurduk diye. On altı devlet de yıktığımızı pek mevzu etmeyiz. 1200 lü yılların sonlarında kurulup üç kıt’a da şanlı destanlar yazan Osmanlı Devletinin şaşalı günlerini hamasetle anarız. İşin hazin tarafı o devletin ölümüyle milli kimliğimizin de çok büyük yaralar aldığıdır. Bu durum da pek umurumuzda değildir.
Osmanlı, son Hakanı Sultan Vahdettin Han’ın altı yıllık sürgün hayatından sonra 16. Mayıs 1926 tarihinde Sanremo da vefat ettiği an Onunla birlikte Osmanlı da resmen ölmüştür. Aslında Osmanlının son padişahı Ulu Hakan Abdülhamit Han’dır. Vahdettin Han’ın vefatından sonra Şam’da toprağa verilinceye kadar birçok hüzünlü durumlar yaşanmıştır.( Bütün bunları Murat Bardakçı ‘nın Şah baba’sından okuyabilirsiniz.) Manolya Villasında hemen hemen her şeye haciz konmuştur. Hatta tarihte eşine-emsaline rastlanmamış bir hadise yaşanmıştır: Şahbaba’nın cenazesine de İtalyanlar tarafından haciz konmuştur.
Sanremo’da naaşı rehinden kurtarıldıktan sonra önce trenle, sonra vapurla Beyrut’a (Yafa) ulaşan cenaze birçok çile ve mevzuattan sonra Şam’da Sultan Selim Camiinde toprakla buluştu. Onunla birlikte Osmanlı Devleti de tarihe gömülmüş oldu.
Sultan Vahdettin’in vefat haberini Adana’da bulunan Mustafa Kemal’e Roma Büyük Elçisi Suat Bey telgraf ile bildirdi. Haberi işitince “ Çok namuslu bir adam öldü” dedi. “ İsteseydi Topkapı’nın bütün cevâhirini götürür ve öyle bir ordu kurup geri dönerdi ki…” Vahdettin Han’a hain dediler, okul kitaplarına hain diye yazdılar. Atatürk hain olsaydı bu sözleri söylermiydi. Ben onun hain olduğuna inanmıyorum. Aradan onca yıl geçti, son Hakanı rahmetle anıyorum. Ruhu şad olsun. Bu konular çok su kaldırır. Ne diyelim yalan söyleyen tarih utansın. O yalan tarihi yazanlar ve yazdıranlar da Rab’leriyle baş başa kaldılar. İlâhi adaletin hükmü ne ola acaba?
Devletlerin uzun yaşaması adalet üzere olan idareciler ve milli şuurdan kopmamış bir milletle mümkündür. Bu gün hal ve ahvalimize bakınca tavanda çatlak var ama zemin sağlam. Çok şeyimiz gitmiş, Lord Curzon’un bütün emelleri gerçekleşmiş fakat milletin imanını alamamışlar. İşte bunun için zemin sağlam dedim. Her şeyimizle tam batılılara benzedik, tehlikeli dönemeçlere girdik, artık bundan sonra daha dikkatli olmamız lazımdır. Vesselâââm.
Allah millet olarak birliğimizi ve dirliğimizi bozmasın. Hain ve gafillere fırsat vermesin.
Hüdâ’ya emanet olasınız.

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.