ŞADİ  ERDAL

ŞADİ ERDAL

BİR GÜN ÜRETEN GELİR ASLAN YATAĞI BOŞ KALMAZ

BİR GÜN ÜRETEN GELİR ASLAN YATAĞI BOŞ KALMAZ

Elektriğimiz kısa bir zaman da olsa kesildiğinde şikâyete başlıyoruz. Şu, şu demeye lüzum yok, her şeyimiz elektriğimize bağlı. Ne yazık ki Türkiye enerjisini satın alan ülkelerden, dış ticaret açığımız bu yüzden devamlı açık veriyor. 

Enerji bağımlılığını ve ticaret açığını kapatmak için hükümet önemli tedbirler alıyor. Bunlardan biri de akarsuların üzerine “HES” adı verilen küçük elektrik santralleri. Bunlardan biri Deresakarı köyünde Sakarya nehri üzerine kuruldu. Şimdi bir yenisi daha İnhisar ilçemize kurulmak isteniyor. 

Sarıcakaya’dan itibaren Pamukova’ya kadar Sakarya vadisini bilirim, verimli bir toprak. İnhisar ilçesi yılda üç mahsul alınabilen iklime sahip, böyle iklime ve verimli toprak yapısına sahip olan yere HES yapılması yanlış bir düşünce. Hem elektrik istiyorsun hem üretimine karşısın diyen çıkabilir. Ben ikisinin de kıymetini bilenlerdenim. İnsanlar elektrik olmadan milyonlarca yıl yaşayabildi ama toprak olmadan hiç yaşayamadı. Devletler bir karış toprak için yıllarca savaş yaptı. Sakarya Vadisinde verimli 400 dönüm araziyi yok etmenin alemi yok. Elektrik ihtiyacımızı nasıl gidereceğiz? Sarıcakaya’dan daha yukarılarda çok çok daha az zayiatla toprak yapısı zayıf yerlerde HES kurulabilir.

Bazı kararları alırken, ileride vereceği sonuçları da iyi hesap etmemiz gerekir. Bir zamanlar yani 40-50 yıl evvel, orman bakanlığı keçi hayvanı ormana zarar veriyor iddiasıyla ormanda keçi otlatmasını yasakladı. Yakaladığına para ve hapis cezası verildi. Türkiye 15-20 yıldır et ithal ediyor. Bugün aynı devlet keçi hayvancılığı yapana destek veriyor hatta çoban parası ödüyor.

Yine 40 yıldır bu ülke de tarımı bitirme politikası uygulanıyor. Maalesef Ak Parti iktidarı da bu uygulamayı sürdürdü. Cumhuriyet kurulduğunda köylerde yaşayan nüfus %85’di. Ak Parti iktidara geldiğinde nüfusun %36’sı köylerde yaşıyordu. Bu nüfusta fazla görüldü uygulanan yanlış politikalar yüzünden indi %25’lere. Köylerde genç kalmadı, yaşlı ve üretim yapamayan nüfus. Binlerce dönüm arazi yıllardır işletilmedikçe ormanlık oldu.

Şimdi aynı hükümet gençler için köye dönüş ve genç girişimci kredileri uygulamasına geçti. Daha yakın zamana kadar ekip biçilen yerler, ekilmeye biçilmeye orman olan alanlarını devlet ekilir, tara haline getirmek istese yapacağı masraf epey yekûn tutar.  Bu iki örneğe daha sayısızını gösterebiliriz. Geri dönüşü ne kadar zor değil mi? 

Bir işe başlarken kârı ve zârarı hesaplayıp en az zarar ile sonlandırmaya bakmalıyız. Hızlı tren çalışmaları sırasında Bozüyük’ten, Osmaneli’ne kadar müteahhitler onlarca araziyi mahvetti. İlgililerin dikkatsizliği ve vurdumduymazlığı yüzünden arazi sahipleri gelirden kaybetti, toprak ise topraklık vasfını yitirdi. Buna bir örnek göstereyim. Kurtköy demiryolu üst geçidinden Demirköy’e kadar hemen hemen 200-250 dönüm arazide bugün 10-15 dönüm arası ancak işletilebiliyor. Müteahhit verimli araziyi ekilebilirlikten çıkardı. Hafriyatı tarlalara yığdı, “Depo yapıyorum, iş sonunda kaldıracağım” dedi. Halen duruyorlar. Müteahhit nerede, arada bulasın. Demirköy’e girmeden benzinliğin karşısında verimli araziye hafriyat döküldü. Haber yaptık 3-4 yıl evvel, tarım il müdürlüğü açıklama yaptı. “Arazi bataklık hafriyat sonunda üzeri üretime elverişli toprakla doldurularak tarıma elverişli hale getirilecek” dediler. Bu cevabı verenler halen il müdürlüğünde çalışıyor. Hızlı tren yolu tamamlandı. Tren seferleri başladı ama bahse konu arazi tarıma elverişli hale getirilmedi. 

Tarım, önce kendisi toprağa sahip çıkmadı. Tarım Bakanı açıklama yapıyor “Tarıma elverişli arazilerin bir karışı dahi heba edilmeyecek” diyor. Biz ise 400 dönümün yok edilmesine göz mü yumalım? 

Bursa ovasını göz önünde tutalım. Fabrikaların yapılmasına sebep olan zamanın milletvekilleri bugün gazetelere verdikleri röportajlarda “Bursa ovasının böyle heba olacağını göremedik. Çok pişmanız” diyorlar. 

İnhisar halkının HES’in yapılmasına karşı olmadığı söyleniyor. O arazide çalışacak insan mı kaldı? Kalanlar alacakları para ile hayatlarını sürdürme peşinde. Devlet verimli arazilerin mahvolmasına sebep olmamalı. Bir gün üreten gelir. Aslan yatağı boş kalmaz. 

Bu yazı toplam 3700 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
ŞADİ ERDAL Arşivi
SON YAZILAR