MUZAFFER ÇEVEN

MUZAFFER ÇEVEN

ÇAKMA AYDIN…

ÇAKMA AYDIN…

Bir cihazın çakma (replika, fake, kopya, taklit) versiyonu, orijinal markalara benzer şekilde üretilmiş olanı… Replika cihaz, daha düşük kaliteli donanım ve yazılıma sahip ürün… Orijinal ve replika cihazlar arasında önemli farklılıklar var… Orijinal markalı cihazın, garantisi olur, güncellemeleri ve yazılım destekleri resmî olarak sağlanır; kaliteli malzemeler ve bileşenler kullanılır; daha yüksek fiyatlıdır ve uzun ömürlüdür… Çakma cihaz, orijinaline dış görünüş olarak benzeyen taklit bir modeldir; düşük kaliteli donanım içerir; yazılım desteği zayıftır ve güncelleme almaz; daha uygun fiyatlıdır ve performansı düşüktür… Çakma aydın (entelektüel, münevver) de öyle… Çakma entelektüel, entelektüel olmayan, entel olan, çokbilmiş (malumatfuruş, dilli düdük)… Aydın, kaliteli olan…

Entelektüel; bilgili, derin düşünen, düşünce üreten, analiz yapabilen ve kültürel, sosyal veya felsefî konulara ilgi duyan, saygı duyulan kişi… Entelektüel, toplumsal meseleler üzerine derinlemesine düşünür ve eleştirel bir bakış açısına sahiptir… Entel, daha çok alaycı veya küçümseyici olan, entelektüel görünmeye çalışan, bilgiçlik taslayan, gösteriş yapmaya çalışan çakma aydın… Sahte münevver, gerçek bilgi ve bilincin taklitçisidir… Yüzeysel bilgi ile hava atar… Derinlemesine anlamadığı konular hakkında birkaç alıntı veya jargon (belli bir yaş grubuyla, meslek grubuyla, hobisini, ilgi alanını ya da amacını paylaştığı argo ağzıyla konuşulan bir dil) kullanarak bilgili görünmeye çalışır… Felsefî, edebî ve ilmî konular hakkında yüzeysel bilgiye sahip olup, popüler dizilerden veya sosyal medyadan öğrendiği kavramları gerçek bilgi olarak sunar… Gerçek anlamda eleştirel düşünme yetisi olmadığı için okuduğu veya duyduğu bilgileri sorgulamadan tekrar eder… Bilgiye ulaşmak ve onu içselleştirmek için çaba harcamaktan kaçınır; bunun yerine, zaten aşina olduğu ve çevresinde kabul gören bilgi kırıntılarını tekrar etmeyi tercih eder… Kendi sahip olduğu bilgiyi mutlak doğru kabul eder ve başkalarını küçümseyerek bilgiçlik taslar… Detaylı bir tartışmaya girildiğinde çakma aydının eksiklikleri hemen fark edilir… Entel olmak zor değil… Zira bilgiye erişim kolay ve hızlı, internet ve sosyal medyada… Bu, yüzeysel bilgi sahibi olan kişilerin kendilerini derinlemesine bilgi sahibiymiş gibi göstermelerine fırsatlar sağlamakta… Bilgi ve bilincin derinliğinden ziyade görünüşüne ve imajına odaklanma eğilimini artırır… Gerçek entelektüel, bilgiyi bir süs veya statü unsuru olarak değil, anlamak, sorgulamak ve katkı sağlamak için kullanır. Sürekli öğrenmeye açıktır, düşüncelerini değiştirmekten korkmaz ve tartışmalarda hakikate ulaşmayı amaçlar. Çakma aydın ise, bilgiyi yalnızca dikkat çekmek, sosyal ortamlarda üstünlük sağlamak, hava atmak ve çıkar maksadıyla kullanır… Menfaati uğruna fırıldak olur… Yaşadığımız dünyada, maalesef, toplumun bilgi ve başarı odaklı beklentileri, bireyleri kendilerini olduğundan daha bilgili ve aydın göstermeye yönlendirmekte… Sorgulanmayan kültürel normlar, bireylerin gerçek bilgi ve anlayışa sahip olmadan kendilerini aydın olarak sunmalarını teşvik etmekte… Böylece, gerçekte derin bilgi ve anlayışa sahip olunmadığı için özgüven sorunu yaşanmakta… Bireylerde içsel çatışmalara yol açmakta… Sosyal ilişkilerde güven eksikliğine, sorunlara ve yozlaşmaya neden olmakta… Çakma aydınla nasıl mı başa çıkılır? Akademik eğitim öncesi davranış eğitiminin yapılmasını sağlayarak… Gerçek bilgi ve anlayışa sahip olarak, derinlemesine öğrenip araştırarak… Yüzeysel bilgilerle yetinmek yerine, konuları derinlemesine inceleyerek, sorarak, soruşturarak ve sorgulayarak… Kritik düşünme becerilerini geliştirerek, bilgiyi doğrulayarak ve bilinçli hareket edip her bir şeyi inceden inceye değerlendirerek… Toplumsal farkındalığı artırmak için eğitim ve bilinçlenme çalışmaları yaparak… Dijital medya okuryazarlığıyla, doğru bilgiye ulaşma ve sahte bilgileri ayırt etme becerilerimizi geliştirerek… Sözlendiklerimizle, verdiğimiz sözlerimizi; özümüzle, evrensel normlarla ve kadim medeniyet değerlerimizle örtüştürerek ve bunları kayıtsız şartsız tatbik ederek…

Bütün mesele, öncelikle sanatta entel takılmanın ne olduğunu anlamak olmalı önceliğimiz… Mâlum, sanat, insanın doğası gereği sürekli olarak evrim geçiren, dinamik ve derin bir olgu… Kavramsal sanat, anlam ve düşünceyi ön plana çıkaran bir akım… Postmodernizm, modernizmin katı kalıplarını kıran, daha esnek ve çoğulcu bir bakış açısı… Jean-François Lyotard'ın ‘postmodern durum’ kavramı, bilgi ve anlamın göreceliğini vurgular… Böylesi entel veya entelektüel takılmaların ana temasında yer alan postmodern düşünceler, sanatın sınırlarını genişletir ve bize, gerçeklik algılarımızı sorgulatır… Entel dantel sohbetin olmazsa olmazlarından biri, kahvedir… Kahvemizi yudumlarken, sanatın derinliklerinde kaybolmak ve karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak gibisi yoktur… Kahvehanelerde belden yukarısı ve aşağısı neler konuşulmaz ki… Bu, entel takılmanın icabı… Sosyal medyada ve dijital platformlarda ‘entel’ ve ‘entelektüel’ vb. kavramlar, sıklıkla kullanılmakta… Bu mefhumlar, gerçek anlamlarından uzaklaşarak, adeta birer ‘tip’ hâline gelmiş bulunmakta… Çakma aydınlar, bu ifadelerin içini boşaltarak, onları bir tür gösteriş aracına dönüştürmüşler âdeta… Sahte aydınların bu kadar popüler olmasının birçok sebebi mevcut… Özellikle gençler arasında, entelektüel bir imaja sahip olmak, sosyal çevrede saygın olmak çok önemli… Mâlum, sosyal medyada, içerikler çok hızlı tüketilmekte ve derinlemesine analiz yapılmamakta… Bu yüzden, dijital platformlarda paylaşılan muhteva, gerçek entelektüel birikim gerektirmediği için kolayca devreye sokulmakta ve sürekli olarak derin mevzulara değinilerek, takipçilerin ilgisi çekilmekte… Üstüne üstlük, çakma aydınların davranışları, yapay zekâ teknolojilerinin gelişimiyle paralellik göstermekte… Yapay zekâ, özellikle doğal dil işleme alanında, insan dilini taklit edebilme yeteneğine sahip, korkunç bir güç… Yapay zekâ, gerçek bir anlayış ve bilgi birikimi olmadan her bir işi yapabilmekte… Tıpkı çakma aydınlar gibi, yapay zekâ da, derin bir anlam içermeyen, ancak yüzeysel olarak etkileyici görünen içerikler üretebilmekte… Ancak, yapay zekâ, çok yakın gelecekte entel olmanın ötesine geçip entelektüel bir işlev üstlenecek gibi… Gereken önlemleri alıp, tek yapmamız gereken, sağduyumuzla ve acıyan sol yanımızla birlikte aklımızı doğru ve verimli kullanabilmeyi öğrenmek… Sonrasında, hep yalın, ak ve temiz kalabilmeyi becerebilmek… İnsan olabilmek ve hep insan kalabilmek… Gerisi, boşa kürek çekmek…

Çakma ve gerçek aydın olmanın ne ve nasıl olduğunu dillendiren anlamlı sözler: “Gerçek bilgi, insanın kendine ve Rabbine dair bilgisidir. Sahte bilgi, nefsin süslü gösterdiği bilgidir.” (İmam Gazali)… “Hakk'ı bilmeyen, kendini bilmez; kendini bilmeyen, nefsine yenik düşer.” (İbn Arabi)… “Bilgi, ruhun nurudur. Sahte aydınlar, bu nuru sadece görünüşte taşır, kalplerinde değil.” (Mevlana Celaleddin Rumi)… “Bilgiyi sadece süs olarak kullananlar, ilmin hakikatine erişemezler.” (İbn Sina)… “Sahte aydın, aslında toplumun kendi değerlerine yabancılaşmış, toplumun kendisine yabancı biridir.” (Cemil Meriç)… “Tutunamayanlar, sahte aydınlarla doludur. Onlar, toplumun gerçek değerlerine ulaşamazlar.” (Oğuz Atay)… “Gerçek aydın, bilgiyi ve anlayışı araştıran kişidir; sahte aydın ise sadece gösteriş peşindedir.” (Albert Einstein)… “Sahte aydınlar, gerçekleri çarpıtarak ve uydurmacalarla toplumu yanıltmaktan başka bir şey yapmazlar.” (George Orwell)…

Her birimiz, gerçek entelektüel olmalıyız, ilim-irfan-terbiye-edep ile yoğrulan eğitim ordusunun neferleri olmalıyız… Her birimizin vazifesi, “Ya öğreten/âlim, ya öğrenen, ya dinleyen ya da bunları seven ol. Sakın beşincisi olma (ilme ve ilimle meşgul olanlara nefret duyma), helâk olursun!” (Hadis-i Şerif) buyruğuna tâbi olmak ve bu buyruğu tatbik etmek olmalı… Selam, sevgi ve saygılarımla. https://bit.ly/muzafferceven kanalımı takip etmeniz, linki arkadaşlarınızla paylaşıp destek olmanız, olumlu-olumsuz görüşlerinizi, eleştirilerinizi iletmeniz dileğiyle…

Bu yazı toplam 693 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
MUZAFFER ÇEVEN Arşivi
SON YAZILAR