ALİ ERDAL

ALİ ERDAL

HEM FERT HEM CEMİYET İÇİN...

HEM FERT HEM CEMİYET İÇİN...

İslâm´ın dışında hiçbir inanış, dünya görüşü, ideoloji, fikir sistemi; insana sabahın erken saatlerinde ve gece kalkmasını emretmeye cesaret edememiştir.

Evet, sadece İslâm… İnsana gece sıcak yatağından kalkıp oruca hazırlanmasını, uykusunu terk edip sabah ezanı okumasını ve namazını kılmasını emredebilmiştir.

Diğerleri emirlerinin tutulmayacağını bilmenin verdiği güvensizlikle, nefse rüşvet vermişler ve nefsin hevesine göre hareketine ses çıkaramamışlardır. Bir Batılı fikir adamının “Her nefs kendini tanrı görür” diyerek gerçeğini görür gibi olduğu nefsi, sadece İslâm terbiye edebileceği ve sadece İslâm o canavarı disiplin altına alıp iyi işler yapmasını sağlayabileceği için, nefse en tatlı gelen zamanda insana uykudan kalkmasını emredebilmiştir; “Namaz uykudan hayırlıdır” ve “Sabah uykusu, rızka engeldir” diyebilmiştir. Zaten de emir, “namazı uykudan hayırlı” ve “sabah uykusunu rızka engel” olarak yaratandan gelmiştir.

Dünyanın her yerinde bütün kötülük yuvaları İslâm´ın kalkmayı emrettiği saatte kapanır. Demek insanlık sabah namazı vaktinin mânâsını içten içe sezmekte... Yüce Kitabı´nda Allah, “De ki Sabahın Rabbine sığınırım” (Felâk/1) buyurmaktadır. Bu iman ve idrakle yoğurduğumuz kültürümüze bakacak olursak, seher vaktinin kıymetinin, iliğimize kemiğimize işlediğini görürüz.

7 asır önce Yunus;

“Seherlerde kuşlar ile,

Çağırayım Mevlâm seni”

Derken, Fuzulî, sabah rüzgârını, gönlünün ateşi kadar dost bilmiştir:

“Ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge,

Ne açar kapım, bâd-ı sabadan gayrı.”

“Sabahın şerri, akşamın hayrından üstündür” inancı atasözü olmuş, nesilleri terbiye etmiştir.

Dünyanın her yerinde, bütün kültürlerde ve her seviyede erken kalkmak takdir edilmiştir.

Ezanın en güzel şekilde sabah vaktinde okunagelmiş olması boşuna değil.

Bütün büyük medeniyetler, sabah aydınlığı pırıltısını taşır. Bunu kaybeden ve yaşayışına “gece hayatını” hâkim kılan medeniyetler, yani nefsin egoizmine mağlûp olanlar yıkılmıştır.

Bütün büyük eserlerde seher vaktinin bereketi vardır; buna karşılık insanlığı nefsin şehvetlerine mahkûm etmeyi gaye edinenlerde ise gecenin karanlığı... Hırsızlıklar gece karanlığında yapılır.

Seher vaktinin bereket ve ehemmiyetini anlatan edebî eserler ciltler tutar.

Kültürümüz sabah uykusunu “gaflet” olarak vasıflandırmıştır. Hem fert hem cemiyet için kurtuluş; “Gafletten, sabahın Rabbine sığınırım!” duasını edecek ve gönülden amin, diyecek nesiller yetiştirebilmekte…

Bu yazı toplam 1230 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ALİ ERDAL Arşivi
SON YAZILAR