AHMET RIFAT SAĞLAM

AHMET RIFAT SAĞLAM

ÜÇ KİTAP VE İNSANA DÜŞEN

ÜÇ KİTAP VE İNSANA DÜŞEN

Kuran kendisini birçok kez “Kitap” olarak anmaktadır. Kuran kendine kitap dediği gibi; bütün peygamberlere gelen vahyin genel adına da kitap ismini verir.
Bir başka deyimle “kitap” kuranın adlarından bir ad olduğu gibi, vahyin de genel adıdır.
Kuranı kerime göre kitap ayetler ile doludur. Kutsal kitaplarda bulunan her cümle ya da söz öbeğine ayet denir.
En ibretlik hadise ise bundan sonra başlar. Kuran kendine nasıl “kitap” diyorsa, insana ve evrene de “kitap” der. Yani kurana göre üç kitap vardır: Kuran, insan ve evren
Bu üç kitap da ayetler ile doludur. Ve üçünün de incelenmesi, ayetlerinin tetkiki gereklidir.
VARLIK ÂLEMİ BİR AYETLER BÜTÜNÜDÜR
Varlık âlemini ve varoluşu bir ayetler bütünü olarak gören Kuran, varlığı ve var olan her şeyi bir mucize olarak görür.
Yani kurana göre hayat bir mucizedir. Bu hayretler uyandıran mucizeyi fark edebilmek için ayetler arasında hiçbir ayrım yapmadan bütün ayetleri tetkik etmek gerekiyor. Ayetler arasında ayrım yapmak, gerçeğe ulaşmayı engeller. Ve insanın yanlış, eksik bilgiye teslim olmasına yol açar.
Her şey ayettir. Kuranın ifadelerini kullanırsak; ilahi vahiyler, peygamberler, yeryüzü, gökyüzü, su, toprak, yağmur, rüzgâr, gece ve gündüz, bulutlar, tarihsel kalıntılar, renkler, ırklar, diller, böcekler, fosiller, kader, sevinç, gözyaşı, doğum, ölüm, sevgi, nefret v.s hepsi birer ayettir. Ve hepsinin incelenmesi insanın görevidir.
Bir ayetler bütünü olan varlık ve varoluş insan tarafından incelenmeli, ayetlerin taşıdığı sırlar ortaya çıkarılmalıdır. İnsanın görevi de budur. Varoluşun nedeni de yine budur. Ve kuranın insandan beklediği faaliyet de bu ayetlerin incelenmesi faaliyetidir.
Hem yeryüzünün mutlu ve mamur hale gelmesi, hem insana hizmet ve hem de yaratıcıya ibadet ayetlerin gerektiği şekilde incelenmesiyle gerçekleşecektir.
Ayetler incelenirken bu işe özgü özel bir bilgiden değil, tüm bilgi imkânlarından yararlanılmalıdır.
Şunu da açıkça ifade edelim ki, kuransal bir ifade olarak, ayetlere sırt dönmenin adı küfürdür. “Küfür” en çok kullanıldığı anlamlardan biriyle ‘gerçeği saklama, ayetleri örtme’nin adıdır.
Ayetleri tetkik dışına itmek, saklamak, sırt dönmek açık bir küfürdür. Bunu yapanlar da bu anlamda küfre saplanmış demektir. Bu ayetin kurasal ayetler olmasıyla, maddesel ayetler (örneğin tarih kalıntıları, fosiller) olması arasında hiçbir fark yoktur.
Kurana baktığımız da küfür, “bilimin işlerliğine engel olmak” anlamında da kullanılır.
O halde şunu rahatlıkla diyebilir ki; Allah’ı, namazı, orucu, ahreti inkâr nasıl insanı kâfir yaparsa; bilimi, düşünceyi, gözlemi, deneyi, tetkik ve tahlili inkar da aynen öyle kafir yapar.
İkisini de inkâr ise, inkârcıyı deyim yerindeyse “çifte kavrulmuş kâfir” yapar.

Bu yazı toplam 561 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
AHMET RIFAT SAĞLAM Arşivi
SON YAZILAR