ALİ ERDAL

ALİ ERDAL

CHP NEREYE?.. -5- CHP’NİN DOSTLARI VE DÜŞMANLARI

CHP NEREYE?.. -5- CHP’NİN DOSTLARI VE DÜŞMANLARI

22 Kasım 2024 tarihli, “CHP MECBUR” başlıklı yazımda şöyle demiştim:

“CHP hırçın olmaya mecbur? Hattâ, hırçın demek yetmez; saldırgan, kavgacı, muteriz, şirret demek lâzım… Yüksek sesle bağırmaya, çekişmeye, el kol hareketleriyle, parmak sallayarak tehdit etmeye; gözleri yuvalarından fırlayacakmış gibi öfkelenmeye mecbur… Güzel güzel meramını anlatmaya değil, protesto etmeye; rakibinin yolunu keserek konuşmasını engellemeye, engelleyemezse sesini bastırmaya… Görevlilere diklenmeye, hattâ onları tehdit etmeye… Birbirlerine karşı da –dışarıya belli etmek istemeseler de– aynılar. Bunun için kavgalı gürültülü kongreler yapmaya –affedersiniz, kurultay diyecektim– kavgalı gürültülü kurultayları hem de sık sık yapmaya mecburlar? Sık sık olağanüstü kongreler yapmak da kesmez; sık sık tüzük değişikliği de gerekli! Genel başkanları; olağan kongrelerle zamanında değil de, tartışarak, öncekine isyan ederek, birtakım oyunlarla değiştirmek mecburi! Birilerine çatmak da mecburi! Fikir ve kültür faaliyetleri yerine, tesiri havai fişek gibi çakıp silinen konserler verdirmek ve fikri halka yaymak yerine, bir zihniyeti donduran heykeller yapmak iktiza eder!

Çünkü CHP tez olarak kurulmadı. Millî kültür ve irfana tepki olarak; itiraz için kuruldu. Üslûpları da, açıkça en yüksek perdeden söylendi: ‘Halka rağmen, halk için!’ Yani tez değil, antitez… Halk ne derse, o istemese de tersini yapacağız bunu halka da kabul ettireceğiz. Tez sahibi, olgunlukla fikrini ifade eder, karşısında olan da asabiyetle karşı çıkar, sinirlenerek itiraz eder. İşte CHP, bunun için her şeye öfkelenen muteriz…”

O kadar muteriz ki… Dün verdiği kararlara bugün itiraz eder… Dün önünü iliklediği kişiyi bugün elektrik direğine asmaya kalkar, o gelmesin de parti dışından bir kayyum gelsin der. Dün partiden attığını, bugün yeniden kabul eder. Birbirlerini ihbar ederler, birbirlerini itham ederler. Dün “baba-oğul gibiyiz” diyenler, birbirlerinin sırtından hançerlemekle itham ederler. Etrafında toplanılacak bir fikir olmadığı için, fertler etrafında, dolayısıyle menfaatler etrafında kümeleşirler, klikleşirler.

“Eğri eşyanın, gölgesi de eğri olur” (Hz. Ali)… Eşya, şeyler!.. Sadece madde değil, her şey... CHP; Türk ruh köküne, Türk milletinin kimliği demek olan İslâm’a itirazla, Türk kimliğini değiştirmek için kuruldu. Öyle gidiyor… Yeni bir şey söylemiyorum. Şu ana kadar, onun bu halini pek çok kişi ifade etti. Ama CHP bunların hiç birine cevap vermedi, veremedi. Bu teşhislerin en can alıcısı, açık ve neti, Necip Fazıl’ın. Yarım asır önce şöyle demiş:

“Bu kuruluş, şimdi geçmişteki tohumu, gövdesi, dallar ve ürünleriyle asliyet ve mahiyeti bakımından hafızalardan ve gözlerden silinmiş bir parti. Her partinin müşterek olduğu sözümona ‘hürriyetçi, demokratik, laik, hukuk devleti’ biçiminde, yine sözümona, bir ideal peşinde, herhangi bir futbol kulübü gibilerden bir şey...

Bugün yaşları 70'den, hele 60’dan, hele hele 50'den aşağı insanlar, Halk Partisinin açikgözce hizasında yer aldığı partiler topluluğu ve çok partili nizam içinde kendisine yer buluşunu gayet tabiî görmekte ve onun nidüğünden gafil bulunmakta, onu alelâde bir parti sanıyorlar! Halk Partisi öz mahiyetini unutturmuştur.

Halk Partisi herhangi mücerret bir dünya görüşü etrafında teşekkülü mümkün ve tabii bir kuruluş değil de, gelmiş ve gelecek her türlü muhalefetin bizzat nirengi noktasıdır; ve her parti ve nirengi noktasına karşı (tez) ve (antitez)lerini tertiplemek borcundadır.

Halk Partisi, maddede kurtardığı Türkün, mânâda ruh kökünü kurutmak davâsı yolunda memleket içi bir kıyım ocağı kurmuş ve mazide Haçlıların elde edemediği zaferi, Batı oyuncağı bir iç ajan sıfatıyle becermiştir.

Halk Partisi Tanzimattan beri gelen, Türk’ü kökünden koparma gayretinin, onu dininden, dilinden, an’anesinden, tarihinden ve irfan kaynağından ayırmak şeklinde, son abidesi olmuştur.

Halk Partisi, iktidarı kaybetse bile mücerret muhalefet daima ona karşıdır ve onda muhalefeti temsil etmek liyakati bile yoktur.

Halk Partisini herhangi bir parti sanmak değil, (oligarşik) bir imha teşkilâtı bilmek lâzımdır.

Eğer bugün onu parti sananlar varsa bilinmelidir ki, bu da yine ona bağlı tertiplerin ve bu arada insan keyfiyetini zedelemiş olmasının neticesidir. O bir samyelidir. Evvela 27, sonra 19 yıl boyunca esmiş ve memlekette, kafa, ruh, an'ane, irfan, vicdan, ahlâk, madde, kıymet ne varsa kurutmuştur.

Onu milletin önüne son zamanlardaki yıkıcılıklarıyle değil, bütün bunların basit bir neticesi olarak kaldığı, esastaki yıkıcılığı ile çıkarmak lâzım… Haysiyetli muhalefet, ancak bunu yapabilene yaraşır.” (Rapor-5, Büyük Doğu Yay., 1979, s. 14-15.)

CHP, bu teşhisi de duymazlıktan geldi. Doğru demeyeceğine göre başka çaresi mi vardı susmaktan başka.

CHP, devamlı kaynayan kazan... “Hayat mücadeledir” diyenleri haklı çıkarma gayretinde ...

Genel başkanlar, bir öncekiyle cedelleşerek geldi.

“Değişim, dönüşüm, yenilik” ve benzeri sözler dillerden düşmez…

Her kongre bir öncekinden daha nizalı... Şaibeli... Hani, bunun sonucu hayırlı olmaz mânâsına “bu iş karakolda biter” denir ya... Son kongre, karakolu da aşıp mahkemede bitecek...

Bütün bu baş döndürücü hareketlilik içinde tek fikr-i sabite Türk ruh köküne düşmanlık… Bu hal öyle bir kemikleşti ki, dostları, yandaşları bundan dolayı yanında. Düşmanları bu sebeple karşısında…

Bu yazı toplam 552 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ALİ ERDAL Arşivi
SON YAZILAR