MEHMET ERDAL

MEHMET ERDAL

“Keklik Kebabını yiyen doymasın”

“Keklik Kebabını yiyen doymasın”

Bilecik Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü’nde hafta başı 475 kınalı keklik doğaya salındı. Vali Dr. Kemal Kızılkaya’nın da hazır bulunduğu programda ilimizde 19 köyde 475 kınalı keklik gerçek yuvalarına kavuştu.

Bu haber sonrası ilimizde zorlamalı olarak kültürümüz envanterine sokulmayı çalışıp, halk tarafında da hiç benimsenmeyen bir yemek çeşidi aklıma geldi. Keklik Kebabı. Bilecik’in meşhur yemekleri arasına sokulmaya çalışılan bu yemek, Bilecik kültürüyle nasıl bir bağlam kuruluyor bilmiyorum?

Tahminimce “Aşağıdan Gelen Hanım” türkümüz var. Bu türkünün ilk kıtasında “Keklik Kebabını da yiyen doymasın” diye bir cümle var. Bu cümleden yola çıkılarak, Bilecik’in Keklik Kebabı meşhur deniyor olabilir. Hâlbuki ki, bu cümle Keklik Kebabını yemenin, doğru olmadığını vurgulayan bir cümle. “Yede doyma” dercesine, “Keklik Kebabını da yiyen doymasın” deniyor.

Bu cümleyi algılamayan aklı evveller, Bilecik’in meşhur yemekleri arasına sokmaya çalıştıkları Keklik Kebabı, halk tarafından bir türlü karşılığını bulmadı, bulmayacakta.

Üç beş avcı arkadaşımızın, kırk yılın başında vurup evine getirip, yenmesinin haricinde, Siz hiç, Babaannelerinizden, anneannenizden, teyzelerinizden, halalarınızın ellerinden böyle bir kebap yediniz mi? Bilecik’te kaç tane Keklik Kebabı yapan restoranımız var? Kaç tane lokantamız da Keklik Kebabı için kuyrukta beklediniz? Bayramlarda, sözlerde, nişanlarda, düğünlerde, hangi önemli gün ve gecelerde büyüklerimiz bu yemeği önümüze sundu. Olmayan bir yemeğimizi, kültürümüz diyerek lanse etmekle olmuyor.

Keklik Kebabına kadar bir çok Bilecik’in meşhur yemeği var. Onları ön plana çıkartalım. Nohutlu mantıyı, Osmaneli’nde Pazaryerine, Bozüyük’ten Yenipazar’a her belde ve köyde bulursunuz. Bu yazıyı okuyan, hemen hemen tüm kardeşlerimiz yemiştir. Köy tarhanasını bilmeyen, ev salçasının tadını bilmeyenlerimiz yoktur. Bölgeye göre farklı isimleri zikredilse de Lilinga tatlımız, Tirit yemeğimiz bir o kadar lezzetlidir. Daha bir çok yemeğimiz. Bu saydıklarım yemekleri babaannemizden, anneannemizden görüp, şimdi eşlerimiz kızlarımıza aktarmaktadır. Kültür yok olmadan, süre gelmektedir.

Bu yazıyı hazırladığımda bir dostum ziyaretime geldi. Aktardığı bilgiler şöyle; Bundan birkaç yıl önce bir televizyon kanalına Bilecik’in meşhur yemeği için hazırlık yapılacak olur. Keklik Kebabı pişirme fikri üzerine, aşçıya “Pişirebilir misin?” diye sorulur. İnternetten kısa bir araştırma sonrası aşçı yapabileceğini belirtir. Keklik’te Bursa’dan temiz edilir ve Bilecik’in meşhur yemeği televizyon ekranlarında pişirilir.

Bu yemek bizim kültürümüzde var idiyse, aşçı pişirilmesini internetten öğrenmezdi değil mi? 2 Keklik içinde Bursa’ya gidilmezdi.

Bizim kültürümüzde kekliğin vurulması, kebabının yapılması doğru görülmemiş. Zamanında bu hassasiyetlere dikkat edilmedi, zamanla bu güzellikler ilimizde kaybolmaya yüz tuttu. Doğa koruma müdürlüğü tekrar bu güzelliklerin oluşması için Kınalı Keklikleri yetiştirip, Vali Kemal Kızılkaya ve çocuklarla doğaya salındı. Tabi ki, avlanmak için belli bir kriterler var ama her avcının başına da bir yetkili konulamayacağından, herkese özellikle ricamız bu Kınalı Kekliklerin vurulmaması yönünde olacaktır.

Olmayan bir geleneğimizi, kültürümüz diye zorlamaya gerek yok. Gerçek kültürlerimize sahip çıkıp, gelecek nesillerimize doğru aktaralım.

Bu vesile ile kültürümüzde yer alan “Aşağıdan Gelen Hanım” türkümüzü sizlerle paylaşalım.

Aşağıdan Gelen Hanım

Aşağıdan Gelen Hanım Oynasın,

Keklik Kebabını Da Yiyen Doymasın.

Beni Yardan Ayıranlar Onmasın.

Beri Gel A Yarim,

Beri Gel Ben Adam Yemem.

Ellerin Yarine De, Yarim Ol Demem.

Yoğurdum Var Yeşil De Meşil Çanakta,

Benleri Var Ak Gerdanda Yanakta.

Benim Yarim Şu Karşıki Konakta.

Beri Gel A Yarim,

Beri Gel Ben Adam Yemem.

Ellerin Yarine De, Yarim Ol Demem.
 

Bu yazı toplam 4619 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
MEHMET ERDAL Arşivi
SON YAZILAR