Doç. Dr. MUSTAFA BAŞ

Doç. Dr. MUSTAFA BAŞ

RAMAZAN’I KARŞILARKEN

RAMAZAN’I KARŞILARKEN

Yüce Allah'ın rahmetinin inananlar üzerine yağmur gibi yağdığı bir dönem olan Ramazan ayı girmektedir. Bu ay vesilesi ile başlayacağımız bu köşeden, inşallah siz okuyucularımızla birlikte olmaya gayret edeceğiz. Hz. Adem’den Hz. Muhammed’e kadar gelen bütün peygamberlerin ortak tebliğ ettiği din olan İslam, bir ahlak ve kamil insan olma öğretisidir. Ancak günümüzde İslam’ın ahlaki boyutu göz ardı edilmiş, ibadet boyutu sanki din gibi algılanmaya başlamıştır. İbadetlerin varlığının da güzel ahlaklı insanı yetiştirmek için bir eğitim süreci olduğu hatırlardan çıkarılmıştır. Yazılarımızda hatırdan çıkarılan ve göz ardı edilen esaslara vurgu yaparak İslam’ın ahlak boyutunu göz önüne çıkarmaya, bazen de gündemi meşgul eden meseleler hakkında bilgi vermeye çalışacağız.   

“Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı yüceltmeniz, şükretmeniz içindir.” (Bakara Suresi, 185). Ramazan Ayı, Kur’an, Oruç ve rahmet ayı olarak manevi yönden her dakikası değerlendirilmesi gereken çok özel bir zaman dilimidir. Bu gün, ilk teravih kılınacak, ilk sahur yapılacak, gönüller Yaratan'a verdiği nimetler için şükür edalarına başlayacaktır. Bu günlerin başlaması ile bereket, sofralardan alanlara, kimsesizlere, fakirlere yolda kalmışlara yayılacak, yardımlaşma, her zaman yapılandan daha fazla hatırlanacaktır. Gönüller, Kur'an ile bütünleşecek, tavır ve davranışlara oruç bir düzen getirecektir. Çünkü bu ay, inananlar için affın, bağışlanmanın yaşandığı, sonsuz huzur kapısının sonuna kadar açıldığı en bereketli mevsimdir. “Ramazan Ayı gelince, cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulurlar” hadisi ile iyi işler yaparak kötülüklerden sakınanlara cennet kapılarının açıldığı, cehennem kapılarının kapandığını bildirilir. 

Bu ay, Kur’an'ın Hz. Peygamber'e (sas) nazil olmaya başladığı ay olduğu gibi, inananlar tarafından da, en çok okunduğu ve hem hal olunduğu aydır. Bu ayda, Cebrail (a.s) ile Hz. Peygamber'in (sas) yaptıkları mukabele geleneği, camilerimizde, evlerimizde geleneksel olarak devam eder, yapışan hatimler bu uygulamanın devamı olarak sürdürülür. Esasında Hz. Peygamber de (sas), evlerin Kur'an okunarak nurlandırılmasını emreder ve Kur’an okunmayan evleri kınar. Okunan surelerin, ayetlerin anlamları da okunarak bizlere hangi mesajlar verildiği hatırlanır, geçmişlerimiz Kur'an ile yad edilir. 

Hz. Peygamber (sas), Allah'ın kullarını bir annenin çocuğunu sevmesinden daha çok sevdiğini bildirmektedir. Bu sevginin bir göstergesi olarak, ne kadar yanlış yaparlarsa yapsınlar, ne kadar günah işlerlerse işlesinler daima onları affetmeye ve bağışlamaya hazır olduğunu bildirmektedir. Allah, rahmetinin gazabını geçtiğini vurgulamakta, sık sık günahlarımızdan dolayı tövbe etmemizi istemekte ve tövbelerin kabul edileceğini vurgulamaktadır. Hz. Peygamber de (sas); “Kim Ramazan ayının faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek, Ramazanı gerektiği geçirirse geçmiş günahları bağışlanır” buyurarak Ramazan'ın bağışlanma olgusunu vurgulamaktadır. Hz. Aişe, Hz. Ali, Hz. Zeynep vb.den yapılan rivayetlerde Onun (sas), Ramazan gecelerini ibadetle geçirdiği, özellikle son on gününde ibadetlerini artırarak sürdürdüğü nakledilmektedir. Bu ay, her yönden Allah’ın rızasını kazanma kuşağı olarak her bir günü, her bir saati ile inananlara bir manevi kazanç kapısı aralamaktadır. Tutulan oruçlar, kılınan namazlar, yapılan dualar, tesbihatlar, iftarlar, sahurlar, verilen zekat,  fitre ve sadakalar bu ayın manevi bereketini artırmaktadır. 

Bu ayın bir göstergesi olarak nasıl arzularımıza Allah için gem vurabiliyorsak, en sevdiğimiz yiyeceklerden belli bir süreliğine vazgeçebiliyorsak, davranışlarımızdaki kötülüklerden de vazgeçmeliyiz. İyi davranışlarımızı öne çıkarmalı, oruçlunun olması gereken ahlaki faziletleri sergilemeliyiz Teravih namazlarına devam etmeli, namazları camide ve cemaatle eda ederek bereketli zamanları değerlendirme gayreti içinde olmalıyız. Çocuklarımızı da yanımızda camiye getirerek, onların da cami ve cemaat ruhunu almalarını sağlamalıyız. En önemlisi, bu ayda yapabildiğimiz iyi şeyleri göz önüne alarak nefis muhasebesi yapmalı, yapamadıklarımızı yapmaya, yapmamamız gerekenleri de terk etmeye gayret etmeliyiz. Kısaca Ramazan, bizi erdemli insan haline getirmeli, bu ayın kazandırdıkları ve kazandıracakları ile fıtrat özelliklerimize dönüp Allah'ın istediği insan olmalıyız. 

Ramazanın aziz milletimiz ve İslam Alemi başta olmak üzere bütün insanlığa hayırlara vesile olmasını Allah’dan dilerim. 

 

Bu yazı toplam 1378 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Doç. Dr. MUSTAFA BAŞ Arşivi
SON YAZILAR