MUZAFFER ÇEVEN

MUZAFFER ÇEVEN

TAVİZ VERMEK…

TAVİZ VERMEK…

Taviz (ödün), bir konuda karşı tarafın isteğine boyun eğmek veya kendi isteklerinden kısmen vazgeçmek… Taviz vermek; kendi istek, görüş ya da ihtiyaçlarımızdan belirli ölçüde geri adım… Bu geri adım, karşımızdakine alan açmak, orta yolu bulmak ve uzlaşmak için... Sosyal ilişkilerde, iş dünyasında, siyasette taviz vermek, sıradan bir durum... Her taviz olumlu sonuçlanmaz… Taviz vermek mi, vermemek mi doğru? Hayat, sürekli olarak seçimler yapmamızı gerektiren bir vetire/süreç… Bazen uzlaşmak, bazen ilkelerimizden ödün vermemek gerekir… Meselâ, aile içinde veya arkadaşlık ilişkilerinde esnek davranmak, küçük bir taviz, büyük çatışmaları önler… Taviz, kendimizi feda etmek değil; köprü kurmak için bir araç…

Taviz, duruma ve kişinin değerlerine göre değişen tutum… Sosyal ilişkilerde, karşı tarafın durumunu anlayıp ihtiyaçlara göre hareket etmek, insanî bir davranış… Sevdiklerimiz için taviz vermek, sevginin bir göstergesi… Adâlet, dürüstlük, inanç vb. değerlerden taviz vermek; kişiliğin, kimliğin, karakterin, karizmanın zedelenmesi… İnsan olan ve insan kalabilen, gerektiğinde taviz verir; ancak asla onurunu kaybetmez… Sağlıklı ilişkilerde karşılıklı fedakârlık önemli… İş dünyasında ise, stratejik bir taviz, uzun vadede daha kârlı bir sonuç demek… Taviz diye yapılanda, dengenin kurulması mühim… Taviz verilmesinin gereklilik olduğu durumlar: Ailemizle, arkadaşlarımızla, iş ortaklarımızla olan ilişkiler… Çatışmaların çözülmesi için yapılan çabalar… Kısa vadeli çıkarlar yerine uzun vadeli hedefler… Başkalarının duygularının ve ihtiyaçlarının karşılanması için yapılanlar… Taviz vermek, sürekli bir istismara kapı açıyorsa, bu durumda taviz vermemek lâzım… Hayat, karşılıklı pazarlıklara bağlı... Sevdiklerimizi kırmamak, bir hedefe ulaşmak için geri adım atarız… Taviz vermek; basit bir eylem ve bir zayıflık değil; aksine, olgunluğun, anlayışın ve denge kurma becerisinin göstergesi… Taviz, kendini yok saymak ya da sürekli boyun eğmek olmamalı… Sağlıklı taviz, iki tarafı da memnun kılmalı… Profesyonel hayatta taviz vermek kaçınılmaz… Bir projede ekip içinde uyum sağlamak, müşteri memnuniyetini gözetmek ya da krizleri yönetmek, taviz gerektirir… Önemli olan, verilen tavizin uzun vadeli hedeflere ve değerlere zarar vermemesidir… Stratejik bir taviz, başarıya götüren bir yol… Hedeflerimizle mevcut imkânımız çatıştığında, hayallerimizle gerçekler çeliştiğinde, bir seçim yapmak zorunda kalırız… Tavizin de bir sınırı var elbette… Kişi, kendi değerlerinden ve kimliğinden asla taviz vermemeli… Kendi mutluluğumuzu, huzurumuzu ya da saygınlığımızı kaybetmeye başladığımız noktada durmak lâzım…

Karar verme aşamasında, taviz vermeli miyiz? Kişisel ilişkilerimizde ve profesyonel hayatımızda taviz vermemek mümkün mü? Karşımızdakinin bakış açısını anlayarak ona alan açmak, doğru mu? Çalışma ortamında taviz vererek ortak bir yol bulmak, ekip çalışması için gerekli… Lâkin her durumda taviz vermek doğru bir seçim olamaz… Taviz vermek, değerlerimizi zedeleyecekse, direnmek daha doğru bir seçim… Etik dışı bir iş teklifini reddetmek, en doğrusu… Bir bireyin, kendi haklarını ve sınırlarını koruması, ruh sağlığı açısından mühim… Hayatta, farklı insanlarla etkileşim kurarız, çeşitli durumlarla karşılaşırız… Bu, bizden bazı şeyler götürür ve bazı konularda bize geri adım attırır… Başkalarıyla uyum içinde yaşamaya ve sağlıklı ilişkiler kurmaya ihtiyacımız var... Ortak bir karar alınırken kendi isteğimizden vazgeçmek, ilişkileri güçlendiren ve toplumsal uyumu sağlayan olumlu bir taviz… Verdiğimiz taviz, benliğimize zarar vermemeli; karşılıklı saygı ve anlayış çerçevesinde gerçekleşmeli… Maksadımız, bir çatışmayı önlemek, ortak bir zeminde buluşmak ve ilişkiyi sürdürmek olmalı… Kendimizden taviz vermenin, karanlık yüzü de var… Sürekli olarak kendi ihtiyaçlarımızı, değerlerimizi ve hayallerimizi göz ardı etmek ve başkalarının beklentilerini karşılamaya çalışmak; ciddi sorunlara yol açar… Bencil kişilerin talepleri doğrultusunda verilen bir taviz, öz saygımızı zedeler, özgüvenimizi azaltır ve bizi içsel bir boşluğa sürükler… Özümüzle çelişen davranışlarda bulunmak, sürekli olarak ‘hayır’ veya ‘evet’ demek, kendi sınırlarımızı sürekli aşmak, psikolojik olarak yıpranmamıza neden… Etik değerler ve kadim medeniyet değerlerimiz söz konusu olduğunda taviz vermek, kimliğimizden ödün vermektir… Fiziksel, duygusal veya zihinsel sağlığımızı tehlikeye atan hiçbir durumda taviz verilmemeli… Sürekli kendi hayâllerimizi ertelemek veya tamamen vazgeçmek zorunda kalmak, mutsuzluğa ve pişmanlığa yol açar… Başkalarının bizi kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalıştığı veya istismar ettiği durumlarda taviz vermek, son derece yanlış… İlişkilerde ve iletişimde denge esas olmalı… Sağlıklı ilişkiler ve mutlu bir hayat için, her zaman ve her durumda dürüst ve saygılı olmalı insan…

Taviz vermek ile ilgili ibretlik bir kıssa: Bir kümeste birçok tavuk, genç ve küçük horozlar ve bir de yaşlı bilge bir horoz varmış… Kümesin etrafında da dolaşan bir tilki varmış… Yaşlı bilge horoz, tilki içeri girmesin diye kümesin kapısını sıkı sıkıya kapatıp, tavukları dışarı bırakmıyormuş... Dışarı çıkamayıp yemlenemeyen tavuklar da zayıf ve küçük kalmışlar… Yaşlı bilge horoz, dışarı bırakmadığı tavuklara ölmeyecek kadar mısır tanesi dağıtarak yaşamalarını sağlıyormuş... Kümese giremeyen tilki bunun üzerine kümesin tellerinde küçük bir delik açarak küçük ve genç bir horoza seslenip ve ona biraz mısır veriyormuş... Mısırı yiyen küçük ve genç horoz her gün gelip tilkiden mısır alıyormuş... Tilki, küçük ve genç horoza tek başına yiyebileceğinden fazla mısır verince genç horoz hem kendisi yiyor hem de diğer tavuklara mısır dağıtıyormuş... Böylece yaşlı bilge horozun kümesteki gücü kırılmış, etrafındaki tavuklar azalmaya başlamış… Tavuklar, popüler hâle gelen genç horozun etrafında toplanmışlar… Tilki ise, kümesin kapısının önüne mısır bırakmaya devam etmiş… Tilkiden zarar görmeyen tavuklar, sonunda korkarak kümesin kapısını açmışlar… Tavuklar rahatlamışlar, korkuları azalmış… Nihayet bir gece tilki kümesin önündeki avluya mısır dökmüş… Artık tilkiden korkmayan tavuklar, genç horozun öncülüğünde dışarı çıkıp rahat rahat yemlenmişler… Kümesteki her tavuk semirmiş… Bir süre sonra, tilki gece kümesin kapısından kendi mağarasına kadar mısır tanelerini dökmüş… Sabah kümesten çıkan ve korkusuzca yemlenen tavuklar yemlene yemlene mağaraya kadar gitmişler… Sonra mağaraya girmişler… Onları içeride bekleyen tilki, bütün tavuklar mağaraya girince mağaranın kapısını kapatmış… Tavizin ilki, sonuncusundan daha tehlikeli… Zira ilk taviz, sonun başlangıcı… İlkelerimizden vereceğimiz en küçük bir taviz, dama taşı gibi diğer tavizlere hız kazandırır… Öz değerlerimizden bir kez taviz verilirse, sırada ne olduğunu asla bilemeyiz… Doğru bir taviz ise, zayıflığın değil; çoğu zaman anlayışın bir göstergesidir, büyük bir kazanç elde etmenin adımıdır… Kendimiz olmaktan vaz geçip kişiliğimizden taviz vermek, başkalarının bizi sevmesi için ödediğimiz bedellerdir sadece… Barışı, karşılıklı tavizlere bağlamak çok da doğru değil her zaman…

Taviz verdiğimiz her an, bindiğimizi dalı kesmekle eş değer bir hâl… Taviz, ateşten bir gömlek gibi; giyeni yakar, zarar verir, hiçbir fayda sağlamaz… İnsan, taviz vererek fayda elde edemez… Taviz vermemek, inandığımız gibi yaşamak… Taviz vermek ise, yaşadığınız gibi inanmaya başlamak… Ya taviz vermeye devam edip taciz edileceğiz ya da taviz vermeyip aciz kalacağız… Taviz verip vermemeyi, böylesine bir sarmala bağlamanın da gereği yok… Taviz, bizden ve birilerinden bir şey eksiltiyorsa kötü; bize ve birilerine bir şey (kazanım) katıyorsa iyi… Taviz vermeyenlerin, takiyye yapmayanların tek tesellisi kutsal buyruk: “Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine, “İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun” dediklerinde, bu söz onların imanını artırdı ve “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!” dediler.” (Ali İmran 173)… Selam, sevgi ve saygılarımla. https://bit.ly/muzafferceven

Bu yazı toplam 314 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
MUZAFFER ÇEVEN Arşivi
SON YAZILAR