NECATİ TAYYAR TAŞ

NECATİ TAYYAR TAŞ

HAZRETİ OSMAN

HAZRETİ OSMAN

HAZRETİ OSMAN

Bu gün, vefatının 1355. sene-i devriyesi sebebiyle, hilafeti bir benzeri az çalkantılarla, âkıbeti yüreklerin tahammül edemeyeceği acılarla dolu muazzez sahabi Hz. Osman’ın manevi hatırasını yâd edip, ruhlarını şâd etmek istedim. Yârab, bu yüce zâtın mekânını, makamını, makarrını cennet, şefaatini bizlere de kısmet eyle.

İslâm halifelerinin ve aşere-i mübeşşere (cennetle müjdelenen on bahtiyar) nin üçüncüsü, îman edenlerin beşincisi, Kureyş’in en asil âilelerinden birine mensup olan Hz. Osman, Hz. Muhammed ile dördüncü dedesi Abdülmenaf’da birleşmektedir. Babası; Affan, annesi; Peygamberimizin halası Beydâ’dır. Hz. Osman, mîlâdî 576 da Mekke’de doğdu. 34 yaşında Müslüman oldu. Câhiliyye devrinde de itibarı ve hatırı sayılan kişilerin başındaydı. Sürüleri, köleleri malı ve mülkü çoktu. Müslüman olduktan sonra bütün servetini ve hayatını İslam’a armağan etti. Yaratılışı icâbı çevresinde dürüst, güvenilir, mazbut, doğru, mütevâzı, halîm ve selîm bir zat olarak bilinirdi. Merhamet, şefkat, cömertlik, iyilik, ahlak ve hayâ onun başlıca husûsiyetlerindendir. O, bu müstesnâ meziyetlerinden dolayı, Peygamberimizin Rûkiyye ile Ümm-ü Gülsüm adında iki kızını alarak, Zinnûreyn (iki nûr sâhibi) nâmıyla mâruf ve meşhur olmuştur.

Hz. Ömer’in vasiyeti üzerine oluşturulan yedi kişilik şûrâda halifeliğe tek aday gösterildi ve 644 senesinde halife oldu. Hz. Osman, halife seçildiği zaman, mükemmel ve muntazam işleyen bir idâreyi de devralmış oldu. Bu itibarla, onun yapacağı yegâne iş, selefleri tarafından konulan düzenin çalışmasına murâkabe ve gereken yerde müdâhale etmek idi. Bunda başarılı olan Hz. Osman’ın hilafetinin ilk altı senesi gayet olumlu ve uyumlu geçti. Cezayir hududuna kadar bütün kuzey Afrika, İslam Ülkesi haline getirildi. Kıbrıs’taki Bizanslılarla yapılan uzun ve kanlı mücâdeleler neticesinde çok miktarda esir ve ganimet malı elde edildi. İran, Azerbaycan ve Ermenistan’ın fetihleri tamamlandı. Onun yaptığı en önemli işlerden biri ve hatta birincisi, Kur’anı Kerimin çoğaltılmasıdır. Ebû Bekir zamanında toplanan ve vefâtında yerine geçecek kimsenin belli olmaması sebebiyle, Peygamberimizin hanımı ve Hz. Ömer’in kızı olan Hz. Hafsa’ya teslim edilen Kur’anı Kerim, Hz. Hafsa’dan alınarak, on kişilik bir heyet tarafından Kureyş lehçesiyle yazıldı ve meydana getirilen yedi nüsha, pilot İslam bölgelerine gönderildi. Hz. Osman’a bu hizmetinden dolayı Nâşirül Kur’an (Kur’anı yayan) dendi.

Hz. Osman’ın halifeliğinin ikinci altı yılı ise, idârî mekanizmadaki değişiklikler, yakın akrabaların tayinleri ile ilgili tasarruflar, kabileler arasında denge gözetilmeden yapılan atamalar iç huzursuzluğun hortlamasına, fitne ve fesat güruhunun azgınlaşmasına sebep oldu. Bu hengâme ve hercümerç neticesinde yönetim zaafa uğradı, otorite sarsıldı, devlet yıprandı, emir ve komutada adâletin, şefkatin, merhametin ve muhabbetin yerini hiddet, şiddet, rüşvet ve zillet aldı. Bütün bu olumsuzluklar Hz. Osman’ın sonunu hazırladı. Târih 656’yı gösteriyordu ki, şer ve şirret odaklarının beslediği ve kışkırttığı âsîler bir gün Hz. Osman’ın evini kuşattılar. Seksen yaşındaki yorgun, bitkin, pîr-i fâni halife Kur’an okuyordu. Kan içmeye yemin eden yüzlerce bahtsız içeriye daldı, hançerlerin biri indi diğeri kalktı, nur yüzlü halifenin misk ü amber vücudu kan revana, Kur’an alkana bulandı.

Bu elîm cinâyet, Mevlâ’nın inadına ittifâkı darağacına çekerken, o gün, bu gün ve belki kıyâmete dek ayrılığa ve gayrlığa can ve kan verdi. Bu gün paramparça olan İslâm âleminin bu mahzun ve mahsur fotoğrafı, işte o kirlenmiş şeytânî ellerin, urlaşmış zifîrî beyinlerin ufkumuzun mümbit toprağına saçtıkları zakkum tohumlardan devşirilen mâkus ve menhûs ürünün görüntüsüdür... Demezler mi? Kur’an müdellel, Müslümanlık müsellem!.. Öyle ise bu devâsâ uçuk hilaf ve bu mahzâ buçuk ihtilaf nedir ve nedendir! İslâm’ın ikliminde ittihattan beslenmek var iken, iftiraktan medet ummak ne demek! Tefrika ve taassup ateşinin yaktığı bu zâtın son nefesinde dudaklarından yüreklere dökülen şu muhteşem duâya, bu gün ve yarın ne kadar da çok muhtâcız: “Yâ Rab! Seni noksanlıklardan tenzih ederim. İbâdete lâyık olan ancak Sensin. Onları Sana havâle eder, her hususta Senden yardım ve müptelâ olduğum bu hâl karşısında sabırlar dilerim. Ümmetin tefrikasını kaldır ve kendilerini birleştir Allah’ım!..”

Bu yazı toplam 583 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
NECATİ TAYYAR TAŞ Arşivi
SON YAZILAR