ALİ ERDAL

ALİ ERDAL

’’MEVLÂ GÖRELİM NEYLER" BAŞLIKLI YAZIMIN MUHASEBESİ

’’MEVLÂ GÖRELİM NEYLER" BAŞLIKLI YAZIMIN MUHASEBESİ

İnsan gaybı bilemez ama görünen köylere bakarak, yarın neler olabileceğini kestirmeyi de çok ister. 12 Haziran seçimden 5 gün önce, 7 Haziran’da neşredilen yazımda, ben de seçim sonuçlarını tahmin ettim. Sonuçlar ayan olduğuna göre beraberce “Mevlâ görelim neyler” başlıklı o yazıdaki tahminlerin muhasebesini yapabiliriz: 

1-Parti hayatımıza girdiğinden beri hepsi, bir yerlere tepkiyle ve bir yerlere özenmeyle kuruldu. Hiçbiri yeni bir fikir, yeni bir ses, yeni bir tez sahibi olmadı. Söyleyecek fikri olmayanlar; aynı mevkiye, makama, maddî menfaate talipseler, kendilerinin dışındakileri saf dışı bırakabilmek için birbirlerine çatmak mecburiyetindedirler. Bunun için ilk günden beri birbirleriyle didişir durur partilerimiz. Yine öyle oldu.

İktidardaki partinin yaptıklarını ve (seçimi kazanacağı muhakkak olduğu için) yapacaklarını anlatmak; dolayısıyla ucundan kıyısından bir fikir tadı verebilmek gibi bir avantajı vardı. CHP ve MHP, iktidar olmalarının millete ve memlekete neler kazandıracağını anlatmak yerine, millete ‘omzunda akrep var, bundan kurtul!’ diye akıl verdiler. Kime akıl veriyorlar? “Akrebi” iktidar yapan millete… ‘İki seçimdir yanlış yapıyorsun, bu sefer bari aklını başına topla’ tafrasına ve fırçasına karşı millet “Başüstüne, emrin olur!” mu diyecekti? İnsan böyle ukalâlıklardan nefret eder. Yanlışları, hataları sayıp dökerek, kendilerinin neler yapacaklarını anlatıp takdiri millete bırakmak varken, adeta millete talimat verdiler.

Milletin; iradesini küçümseyenlere ve iradesine karşı ukalâlık yapanlara tavrının ne olacağını tahmin etmek zor olmadı. 

2-CHP ve MHP; sert, hırçın, alaycı, küçümseyici ve hakaret edici muhalefet yapmakla ve Ak Parti’yi iktidarda kalmak için her şeyi göze alacak kadar gözü kararmış göstermekle, kendilerinin güçsüzlüğünü kabul etmiş oldukları için inisiyatifi kaptırmış oldular. Kendilerinin arka plânda kaldığını kabul etmiş oldular. Bunun için söz konusu yazımda “Bu seçimde de üçüncü defa iktidarı yine milletin Ak Partiye vereceğinden muhalefet bile emin” demiştim. Milletin Ak Parti’ye vereceği oyun yüzdesini de ifade ettim: “Belki yüzde elli civarında bir oyla…” Anayasayı referandumsuz tek başına yapacak dalları bastı kiraz bir destek olmayacağına da işaret ettim: “Yeni anayasanın milletin takdirine sunulmasını gerektirecek bir oy oranı ile…”

Zaten sonuçları herkes tarafından az çok kestirilen bir seçimdi bu… Ben sadece herkesin gördüğünü ve düşündüğünü yazıya dökmüştüm.

 3-Milleti ve CHP’yi tanıyan herkesin, CHP yönünden tahmin edebileceği akıbeti şöyle beyan ettim:

Millet, CHP’yi öyle bir yerde tutacak ki, genel başkan, içine sinmese de oyumuzu arttırdık diye teselli bulabilecek; muhalifleri başarı gösteremedin diye çekilmesini isteyebilecek”

Aynen oldu… Söz konusu olan, her seçimden sonra, al takke ver külâh birbirine giren bir parti… Yine didişecek demek bir marifet değil… Ve yine söz konusu olan milletin bütün değerlerine karşı, hattâ düşman olmakla sabıkalı ve aynı minval üzere devam eden bir parti… Milletin; bırakın CHP’yi iktidar yapmasını… Ona karşı partileri, sadece bu sebeple sorgusuz sualsiz iktidara getiriyor… Söz konusu olan böyle bir parti… Karşısında da onu asla iktidar yapmayan bir millet… Bu sefer de iktidar yapmayacağını kestirmek zor değildi.

 4-MHP için şöyle demişim:

Barajı aşacağını ümit ve temenni ediyorum. Bu kadroya değil ama üç hilâlin temsil ettiği mânâya Meclis’te ihtiyaç olduğunu millet hissedecektir. Yeniden yapılanması gerektiğini ihtar edecek bir oy yüzdesiyle”

Üç Hilâlin heyecanıyla bir zamanlar milletten büyük destek gördüğünü dikkate almayıp, partinin başına bu heyecana “Fransız kalan” kadroları geçiren zihniyeti, Türk milletinin, cezalandıracağını bilmek zor bir şey değildi.

 5-Bu sefer Ak Parti’nin işi Bilecik’te zor, iki milletvekilinin birini CHP, diğerini MHP alır diyenler olmuştu. Ben şöyle demiştim:

Hemşehrilerimin çarnaçar bir milletvekili için eski tas eski hamam diyeceğini, diğerini de CHP’den alıp MHP’ye vereceğini tahmin ediyorum”. Bu tahminim de doğru çıktı çok şükür.

 6-BDP destekli bağımsızlarla, Denizli ve Zonguldak’ta CHP’nin oy oranının düşeceğini tahmin etmiştim; yanılmışım. BBP oy yüzdesinde çok az da olsa artacağı tahminimde de yanılmışım.

 Bir gazete seçim günü Türkiye’den umre için bile yurt dışına çıkılmadığını “Kâbe’de Türk yok” manşeti ile haber yaptı. Oy kullanma yüzdesi her halde bizden yüksek ülke yoktur. Yurt dışından da pek çok kimse, zorluklara, zaman ve para harcamaya katlanarak geldi ve oy kullandı. Yurt dışından bir hanımefendi gönderdiği iletisinde, bu sene de oy kullanamadığından yakınıyor, bundan sonraki seçimlere ümitliyim diyor ve ekliyor: “Oy verme gününden önceki gece, hacet namazı kıldım ve dua ettim, Ya Rabbi kullanamadığım oyumun tesirini sen halkeyle!” Görüyor musunuz milletimizin basiretini… Kanun yolu tıkanırsa, neler olacağını “Arapların kıyamı” herkese gösterdi.

Milletin basireti ile partilerin kapasitelerinin ve millî değerlere tavırlarının kesiştikleri noktaları tespite çalıştım. İsabet edenler Allah’ın lütfu, isabet etmeyenler benim yetersizliğim…

Bu yazı toplam 1159 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ALİ ERDAL Arşivi
SON YAZILAR