Elektrikli araçlar sadece sessiz gitmiyor, aynı zamanda sessizce enerji de üretiyor. Rejeneratif frenleme sistemi sayesinde, araçlar yokuş aşağı inerken veya frene bastığında, normalde ısıya dönüşüp boşa gidecek kinetik enerjiyi geri kazanıyor ve elektrik enerjisine çeviriyor. Bu süreç, aslında elektromanyetik bir dönüşümün ta kendisi.

Mühendislikte bu prensip, Faraday’ın elektromanyetik indüksiyon yasası ile açıklanır: Hareketli bir iletken, değişken bir manyetik alan içinde ilerlediğinde, elektrik akımı oluşur. Elektrikli araçlarda bu işlemin gerçekleşmesini sağlayan temel bileşen ise yüksek güçlü kalıcı mıknatıslar, özellikle de neodyum-bor (NdFeB) mıknatıslarıdır. Bu mıknatıslar, küçük hacimlerde yüksek manyetik alan yoğunluğu oluşturarak elektrik üretim sürecinin verimini artırır.

Burada devreye giren bir diğer önemli unsur ise bor elementi. Bor, neodyum ile birleştiğinde mıknatısın koersivite (manyetik alanda kalma direnci) ve ısıl kararlılığını artırır. Bu da elektrikli araçlarda frenleme anında yüksek sıcaklıklarda bile sistemin verimli çalışmasını sağlar. Kısacası, bor katkısıyla mıknatıslar sadece güçlü değil, aynı zamanda daha dayanıklı ve daha güvenilir hale gelir.

Bu teknolojik yapı, Türkiye gibi bor rezervi açısından dünyanın lider ülkelerinden biri olan bir coğrafyada çok daha stratejik bir anlam kazanıyor. Bor’un ham madde olarak değil, yüksek teknolojili sistemlerin parçası olarak değerlendirilmesi, elektrikli araç sanayisi için hem ekonomik hem mühendislik açısından büyük bir fırsat.

Ve tüm bunlar sessizce olur; gürültü koparmadan, azimli araştırmalar yaparak ve sadece üreterek.

Yol uzun, ama bor güçlü. Elektrikli geleceğe dirilişin şehrinde de, faaliyetler başlasın ister misiniz?