ŞADİ  ERDAL

ŞADİ ERDAL

OSMANLI BELGELERİNDE BİLECİK

OSMANLI BELGELERİNDE BİLECİK

Osmanlı Belgelerinde Bilecik

Üniversite ile şehir kaynaşsın deriz. Bu sözden her gün şehir üniversiteye akın akın gitmeli, üniversite yöneticileri ve öğretim görevlileri şehirde ziyarette bulunmalı manası çıkmamalı. 

Üniversite kuruldu kurulalı şehirle kaynaşıyor. Üniversite şehirle ilgili tarihi araştırmalar yapıyor. Söğüt Yüksek Okulu Müdürü Yrd. Doçent Taner Bilgin Hoca, Milli Mücadele Döneminde Bilecik ismiyle tez hazırladı. Yakında inşallah kitap olarak çıkar.  Gazetemizde yayınladık, il merkezinde ve ilçelerde günü gününe takip edildiğini gördük. Bilvesileyle ulaşamadıkları gazete sayılarının idarehanemize gelerek elde etmeye çalıştılar. 

Yine gazetemiz yazar kadrosunda olan yazılarıyla en çok okunan yazar olan Yrd. Doçent Halim Demiryürek Hocamız'ın ilimizle ilgili tarihi araştırmalar yaptığını biliyoruz. 

Üniversite kurulduğundan bu güne kadar sayısız  oturumlar gerçekleştirildi ve kitap halinde yayımlandı. 

Üniversitenin son bastığı kitap "Osmanlı Belgelerinde Bilecik" oldu. Kitabı bütün hemşehrilerimin okumasını isterim. Belgeleriyle, türkçeleştirerek bugünkü anlaşılabilir dille yazılan kitap idarecilerimize ,devlet hizmetinde çalışan her kesmin ders alacağı bir kitap diyebiliriz. 

İşte Üniversite ile şehir bu şekilde kaynaşır diyebiliriz. Bu kaynaşmayıda sağlayan, şehrimizin her kesimi tarafından sevilen üniversitemizin kurucu rektörü  Prof. Dr. Azmi Özcan Hocamız. Sayın Hocamıza ve talebeleri olan diğer Öğretim Görevlilerine de başarılı çalışmalarından ve Bilecik'e hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum.  

"Osmanlı Belgelerinde Bilecik" isimli kitabı okudum. Bugüne kıyaslayacak bir çok konu var. Kitabın başında yer alan ilk konuyu gündeme getireyim.

 Divan-ı Hümayun Sicilleri Mühinme Defterinde kayıtlı 26 Temmuz 1559 tarihli Yenişehir ve Gölpazarı kadılarına yazılan şu hüküm dikkatimi çekti. "Bilecik demir madeninde çalışan taşçıların bazı köylerdeki ekinlere zarar vermeleri üzerine ihmali olanlar hakkında inceleme  yapılması için Yenişehir ve Gölpazarı kadılarına yazılan hüküm"diyor. 

Bu hükmün yazıldığı 555 sene olmuş bu iletişim sistemleri yok hatta telgraf bile yok. Ulaşım ise yaya ve at ile yapılıyor.

O gün olmayan bu gün varolan iletişim ve ulaşım vasıtalarını gözlerimizin önüne getirelim. İlimizden geçen otoban ve hızlı tren yolu güzergahı üzerinde yer alan yerleşim yerleri giriş çıkışlarının yaşadığı sıkıntılar. Yine o yörede evi, tarlası, bahçeleri olan insanların uğradığı zararı, o müteahhitlerde çalışanların verdiği zarar yüzünden ayyuka çıkan şikayetler.

O müteahhit ve taşeronların alışveriş yaptığı esnafa ödemediği paralar yüzünden mağdur ve iflas eden esnaf.

Bütün iletişim araçları şikayetleri dile getiriyor, duyan var mı? 555 yıl evvel gösterilen duyarlılığı gösterelim desem bana kızan olur mu?

Bu yazı toplam 1119 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ŞADİ ERDAL Arşivi
SON YAZILAR