HALİL TÜRKER ÇOBAN

HALİL TÜRKER ÇOBAN

VAKTİYLE BİR ATSIZ VARMIŞ, VAROLSUN!

VAKTİYLE BİR ATSIZ VARMIŞ, VAROLSUN!

Bugün takvim sayfaları 11 Aralık'ı gösteriyor. Bu tarih kimisi için sadece bir 'gün' iken, Türk Milliyetçileri için bugün günlerden 'Atsız'.

Bugün Nihal Atsız'ın, Atsız Ata'nın ölüm yıldönümü. Ölüm yıldönümünde bir yazı yazıp Atsız Ata'yı unutanların hatıralarını anımsatmak istedim. "Bozkurtların Ölümü, Bozkurtlar Diriliyor, Deli Kurt, Ruh Adam, Yolların Sonu" gibi kitapların yazarı, Türkçü, Turancı fikirlerin usta savunucusu Atsız Ata'yı, okuyucularının unutması mümkün değil. Belki de ben anmak istedim. Zaten ne diyordu Atsız Ata?

"Vaktiyle bir Atsız varmış... derlerse ne hoş. Anılmakla hangi ruh olmaz ki sarhoş?"

O zaman biz de anmış olalım o Türkçü, Turancı, İdealist dava adamını. Analım ki Tanrı dağlarındaki ruhunu hoş edelim elden geldiğince.

'Atsız' dendiğinde hemen hemen her kesimin söyleyecek bir sözü var sanki...

Çıkıp da 'Atsız kimdir?' desem kimi 'Irkçı' der, bazıları 'Müslüman olmadığı söyleniyor' der, 'Alparslan Türkeş ile aralarında anlaşmazlık olmuş' der, 'Ütopyacı' der, Türkçü, Turancı, Edebiyatçı belki de Tarihçi der...

Ama 'Atsız' dendiği zaman, ben önce tüm vücudumu saran bir titreme hissederim. Çünkü o anda ben; Vey Irmağı'nın kenarında,Tanrı Dağları'nın gölgesinde, müthiş yağmurun altında bağımsızlık için 40 çerisiyle kan akıtan Kürşad'ı düşünürüm. 

Kürşad; Çin esareti altında yaşayan Göktürk'leri kurtarmak için, 40 çerisiyle imparatoru kaçırmak istemektedir. İmparator her gece tebdil-i kıyafet sarayı gezer. Ama o gece öyle bir yağmur yağar ki, sanki gök boşalıyor. İmparator o gece sarayından çıkmaktan vazgeçer. O vazgeçer ama bağımsızlık ruhuyla yanıp tutuşan Kürşad vazgeçmez. Sarayı basıp Çin imparatorunu kaçırmayı kafaya koyar. Çünkü Yüce Türk Milleti esir olarak yaşayamaz. 

Kürşad gözünü karartır, 40 çerisiyle birlikte sarayı basar. Yüzlerce Çinliyi kılıçtan geçirirler ama imparatoru kaçıramazlar. Çin ordusu Kürşad ve 40 çerisini Vey ırmağına kadar kovalar. Fırtınalı bir havada milletinin bağımsızlığı için çarpışan yürekler birer birer can verir. 41 bağımsızlık aşığının içinden en sona Kürşad kalır. Kürşad da atının üzerinde can verir, ruhu Tanrı Dağları'na yükselir. Bozkurtlar ölür ama Bozkurtların dirilişi de vardır elbet. Kürşad ölür ölmesine de, 40 çerisiyle gerçekleştirdiği ihtilal, imparatorun rüyalarından çıkmaz. İmparator her gece düşünde Kürşad'ı görür, Kürşad her gece gelir, hesap sorar. Kürşad ölür ama, Kürşad ihtilali hedefine ulaşır. Gün gelir Bozkurtlar hesap sorar, Türk devleti yeniden kurulur.

Çünkü Atsız Ata'nın dediği gibi bizler; "Yıldırımdan, tipiden, kasırgadan yılmayan, Ölümlerle eğlenen, tunç yürekli Türkleriz!"

Atsız dendiğinde bu denli heyecanlanmamın bir sebebi olsa gerek. Belki Ertuğrul Gazi diyarı Söğüt'te hayata gözlerimi açmam, belki de o satırları okurken, Hoca Ahmet Yesevi'nin at koşturduğu Türkistan şehrinde bulunmamdır sebep. 

Anlatmak istediğim belki de sadece 'Atsız' değil. İstediğim o küllenmiş yüreklerdeki kıvılcımları alevlendirmek... 

Vaktiyle bir Atsız varmış, varolsun! Ruhu şâd, mekanı uçmağ olsun.

Nihal Atsız'ın "Bozkurtların ölümü" ve "Bozkurtlar diriliyor" adlı eserlerini önyargısız, hayatınızda en az bir kere okumanız dileğiyle hoşçakalın!

 

Bu yazı toplam 650 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
HALİL TÜRKER ÇOBAN Arşivi
SON YAZILAR