HİKMET ÖZTÜRK

HİKMET ÖZTÜRK

ÖYLE Mİ, YOKSA BÖYLE Mİ?

ÖYLE Mİ, YOKSA BÖYLE Mİ?

 

Pazartesi günü, ilçe merkezinde oturan dostlarımızdan telefonla arayanlar oldu. Pazaryeri Belediye Başkanının, Sakarya Gazetesindeki açıklamasını okuyup okumadığımı soruyorlardı. Ben daha önce, Başkanla ilgili hiçbir polemiğe girmemeye karar vermiştim ve onun için de açıklamayı önemsememiştim. Ancak halkımızın tepkisine de kayıtsız kalamazdım.

Başkan açıklamasında; “Geniş aile profilini koruduğumuz için ilçemizde ekonomik kriz yaşanması mümkün değil. Gençlerimiz büyükleriyle birlikte yaşıyor. Bir evde mutlaka bir emekli var. Bir eve bir emekli maaşı, sanayiden ve tarımdan olmak üzere en az 3 yerden para giriyor. Bunun yanında hayvancılık da var. İLÇE NÜFUSUNUN ÇOĞALMASINI İSTEMİYORUZ. Yaşanabilir bir ilçe olma özelliğini korumak istiyoruz.” diyor.

Deveye sormuşlar “boynun neden eğri” diye, o da “nerem doğru ki” diye cevap vermiş. Şimdi bu açıklamanın neresini düzelteceğiz. Başkan, topluma sırça köşkten baktığı için, ona göre her yer güllük gülistanlık!

İsterseniz önce ilimizle ilgili son bir bilgiyi aktarayım, daha sonra ilçemizden tablo çizelim.

İlimiz; Sanayi ve üretimde ilk 20 il arasında, teşvikte en zengin illerin içinde bulunduğu birinci bölgede olmasına rağmen, BDDK nın yaptığı açıklamaya göre mevduatta 81 il arasında 65. sırada yer almaktadır. Bu açıklama, ilimizin ekonomik sıralamada “fakir iller” içinde olduğunu göstermektedir.

İlimiz fakir de, Başkanın dediği gibi Pazaryeri ilçemiz zengin mi?..

Şöyle etrafınıza bakar mısınız, ailesi ile oturan, büyükleriyle birlikte yaşayan kaç genç var. Her evde mutlaka bir emekli sözü biraz abartılı olsa da, emeklilerimizin en az % 40 ı, kendisi ve çocukları için aldığı krediler veya yakınlarına olan kefaletleri sebebiyle maaşlarını tam olarak alamamaktadırlar. Aldıkları maaşla, geçinmekte zorlanan pek çok emeklimiz var.

Fabrikalarda çalışan gençlerimizin çoğu asgari ücretle çalıştırıldıkları için, maaşları geçinmelerine yetmemektedir. Kirasını, kredi kartlarının % 20 sini dahi ödeyemeyen işçi kardeşlerimiz bulunmaktadır.

Esnafımız borç batağı içindedir. Geçmiş yıllarda, vergi oranı % 25 ve hayat standardı uygulaması da olduğu halde maliyeye vergisini ödeyebilirken, hayat standardının kaldırılmış, vergi diliminin de % 15 e çekilmiş olmasına rağmen bu gün vergisini ödeyemez duruma gelmiştir. Bırakın vergi ödemeyi pek çok esnafımız, kendi sosyal güvencesi olan Bağkur primlerini dahi ödeyemez durumdadır. Kapanan işyerleri, ödenemeyen çekler, icra takipleri, mağdur olan kefiller (bunlardan biri de benim) göz önündeyken, “ilçemizde ekonomik kriz yaşanması mümkün değildir” demek, şehremini olan kişinin, halktan ne kadar habersiz olduğunu göstermektedir. Otobüsçü esnafımıza ne demeli! Modeli geçmiş araçlarını yenilemek için kredi peşinde koşan, alsa bile nasıl ödeyeceğinin kaygısına düşen, 3-5 yolcu ile zararına da olsa sefere gitmek zorunda olan esnafımızın durumu çok mu iyi? Bankalar dışında ayrıca Esnaf Kefalet Kooperatifine 1.5 milyon (trilyon) civarında borçlu olan perakendeci esnafımızı, çevremizdeki süper marketler de bitirme noktasına getirmiştir.

Esnafımızın durumu kötü de çiftçimizin durumu çok mu iyi? En iyi gelir kaynağı olarak gördüğümüz Şerbetçiotundan ilçemize geçen yıl 5 Milyon (trilyon) Tl. civarında para girmişse de, % 70 gider esası ile değerlendirecek olursak 1.5 Milyon net gelir sağlanmış demektir. İlçemizin tek şerbetçiotu alım firması Tarbes’in bu gün itibariyle çiftçimizden 50.000 lirası icrada olmak üzere 100.000 lira civarında alacağı bulunmaktadır. Ayrıca müstahsilin, bağlı olduğu Otkoop’a borcu olup olmadığı veya ne kadar borcu olduğu tarafımızdan bilinmemektedir. Doludan etkilenen ve mahsulünü sigorta yaptırmamış çiftçimiz zarar etmiştir. Taze fasulye üreticimiz, yeterli ürünü alamadığı için ekonomik zorluk içindedir. Girdi maliyetleri her yıl artmasına rağmen müstahsilin ürettiği tahıl ve sebze fiyatlarında pek değişiklik olmamıştır. Bu da tarımdaki kâr marjını her yıl azalan şekilde etkilemektedir. Serada üretim yapan çiftçilerimiz, seralarının kış aylarında yıkılmaları sebebiyle tamamen zarar etmişlerdir. Çiftçimizin Tarım kredi kooperatifine olan borçları da gözardı edilmemelidir. İlçemizde tarımla ilgilenen vatandaşlarımızın % 70 i, 2-3 yıllık geleceğini borçlanmış durumdadır.

Geçtiğimiz yıllarda ilçemizde kurulan Hayvancılık kooperatifinin durumunu sizler daha iyi bilirsiniz. Dün 6250 liraya alınan hayvanlar, bugün 3000 liraya satılamayacak şekilde değer kaybetmiştir. Süt gelirleri masrafını karşılayamaz durumdadır. Ferdî olarak evinde hayvan bakan vatandaşımızın da fazla kâr ettiği söylenemez. Süt ve yavru hayvan geliri ile de kıt kanaat geçimini sağlamaktadır. Hayvancılık yapan vatandaşlarımızın tamamı sıkıntı içindedir.

Esnafımızın, işçi, memur ve emeklilerimizin, Ziraat Bankasına olan borçları 5 Milyon (trilyon) lira civarındadır.

Merkezde 6755, köylerimizde 4628 olmak üzere toplam 11.383 olan ilçe nüfusumuzun, İlköğretime devam eden 1214, orta öğretime giden 602 olmak üzere toplam 1816 sı öğrenci olduğunu, tahminen 1000 civarında da okul çağı gelmeyen çocuğumuz bulunduğunu var sayarsak toplam 2816 kişi ekonomik sorumluluk bölgesi dışındadır. Ergen nüfus olarak köylerimizle birlikte 8567 vatandaşımızdan 2624 kişiye, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfından (Fakir fukara fonundan) 2011 yılında 228.600 Tl. yardım yapılmıştır. Bu da % 31 e tekabül etmektedir.

Köylümüzün, çiftçimizin, emeklimizin, esnafımızın, memur ve işçilerimizin, başta Ziraat Bankası olmak üzere Bankalara, Esnaf Kefalet Kooperatifine, Tarım Kredi Kooperatifine, diğer şahıs, kurum ve kuruluşlara takribî olarak 10 Milyon (trilyon) borcu olduğunu düşünürsek, ergen nüfusun % 100 ü (tamamı) borç içindedir.

% 31 i fakir fukara fonundan yardım alan, % 100 ü borçlu bir toplumun ekonomik krizde olmadığını söylemek, toplum gerçeklerinden ne kadar uzak olunduğunun bir göstergesidir.

Not: Başkanın açıklamasındaki “ilçe nüfusunun çoğalmasını istemiyoruz” sözü ile ilgili görüşlerimizi, bir başka yazımızda değerlendireceğiz.

 

 

Bu yazı toplam 604 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
HİKMET ÖZTÜRK Arşivi
SON YAZILAR