Doç. Dr. Muzaffer AYDEMİR

Doç. Dr. Muzaffer AYDEMİR

TÜRKLERDE HARP SANATI 8

TÜRKLERDE HARP SANATI 8

Değerli okuyucularım geçen hafta konuya kaldığımız yerden yeni ve ilginç bir içerikle devam edeceğimizi belirtmiştik. Evet bu hafta tarihi eserde “TABİYE DÜŞÜNCELERİ VE TERTİPLERİ” konusunu anlatacağız. Önce tabiye terimini açıklayalım. Tabiye; yerli yerine koyup hazırlama, yerleştirme ve istenen sonuca ulaşmak için izlenen yol, taktik anlamlarına gelmektedir. Konumuz açısında öne çıkan “taktik” anlamıdır. Esere dönersek; “Tabiyenin Ehemmiyeti Hakkında bir Benzetiş” başlığı ile devam edelim.

- Muharip askerler bir ceset ise tabiye de onun ruhudur. Ruh bu cesetlere hulûl edince derhal hayat doğar ve dolayısı ile kudret ortaya çıkar. Bunun için tabiye kaideleri ile yetiştirilir ve muharebe de bunlarla idare edilir. Kısacası taktik yani uygulamalar askerliğin ruhudur.

Eseri özel kılan hususlardan birisi de askeri örgütsel yapılar hakkındaki içeriğidir. Tabiyede teşkiller bölümünde yazılanlar şunlardır:

- Tabiye teşkillere bağlı bulunmağı şart kılar. En ufak bir birlik 9 kişiden ibaret bir cüzüdür. İster yaya olsun ister atlı olsun 45 veya 54 kişi bir muharebe kıt'asını teşkil eder.

Yüz on bir kişilik kıt'a bir saf ve 6 saflı bir kıt'a da tabiye birliği vücuda getirir.

Askerin teşkili mütecanis olmalıdır. Muharip devletin milliyeti ile alâkası olmayan ve milliyetperver bulunmayan insanlar aynı teşkillere sokulmamalıdır.

Değerlendirme: Eserdeki örgütsel kademeler günümüzdeki askeri yapılar ile hemen hemen aynıdır. İlk olarak 9 kişi olarak ifade edilen birlik günümüz mangasıdır. Günümüzde de genel anlamda manga 9 askerden oluşmaktadır. Bunların birleşiminden oluşan 45-54 kişilik birlik de bir takımı ifade eder. Günümüzde de takım ve takviyeli takım mevcutları da bu miktardadır. 111 kişilik birlik de takımların birleşiminde oluşan bölük yapısıdır. Günümüzde farklı bölük yapıları bulunmasına rağmen ortalama bölük mevcudu da bu miktar çerçevesindedir. Bölüklerden meydana gelen 6 saflı kıta da taburun karşılığıdır.

Tabiyede Muvaffakıyet Sebepleri: En iyi tabiye tertipleri; sayıdan ziyade yürekli insanların varlığı ile muvaffakıyet verir. Cesurların düşmanlarına hürmet telkin ettiklerine mukabil düşmanlar korkaklar kendi aileleri efradı arasında bile hakaret görürler. Nerede kaldı ki, üzerine müessir olabilsinler!.

- Tabiye kaidelerine vâkıf ve yürekleri yılmaz 45 mevcutlu bir takımın karşısına 145 düşmanın geldiği kabul edilse, bu az askerin her birinin imanı ile hasmına saldırması veyahut askerin her ferdinde bu hassanın uyandırılmış olması sayesinde tabiye muvaffakıyetinin elde edilmesine şüphe kalmaz*.

- Tabiye kahramanlık ister. Her fert şunun veya bununla öğünenlerden değil, bizzat kendisi methüsena (övme, ululama) olunan ve kahramanlıkları anılanlardan olmayı yol edinmiş olmalıdır.

- Her tabiye tertibi mutlak düşmanla karşılaşmadan, düşmandan evvel alınmış olmalıdır. Bunu tertip edenler de nasıl tertip edileceğini önden bilmelidir. Bu suretle muvaffakıyete yardım edilmiş olur.

- Muharebe, çabuk hareket eden ve kendilerine söylenenleri hakkı ile yapar, muti (yumuşak başlı, boyun eğen, uyan kimse) kimselere muhtaçtır. Kendilerinden istenen hususları yapmamış olanlar mağlûbiyetin mes'ulüdürler (sorumludurlar).

- Düşmanı yenmek ancak azim ile ve takatin sarfı ile mümkündür. Bunu böyle idame ettirmek en iyi ve en doğru bir iştir.

- Muharebe azlık veya çoklukla değil, sebatla kazanılır; kimseye zulûm yapmayan ve herkesin dayandığından bir saat fazla sabır ve sebat gösteren mutlak kazanır». Bu esas askerler için en yüksek ve en değerli bir tavsiyedir.

- Asker silâhını daima kullanmağa hazır bulunmalıdır. Babalarımızı biz böyle yapar bulduk; onları bu işlerinden ne bayram ne yağmur ne de herhangi bir sebep alıkoydu. Onlarca harp ve sulh günleri birdi.

Şimdi yine eserden önemli bir konuyu aktarmak istiyorum. Konu “Tabiye Tertiplerinde İhtiyat Kuvveti” ile ifade edilmektedir.

- Komutan ihtiyat tertibini kat'iyyen ihmal etmemelidir. Bu kuvvet düşmanın sayıca üstünlüğüne karşı dayanmağı temin edeceği gibi bizim de sayı üstünlüğüne olan ihtiyacımıza zamanında vefa eder.

Değerlendirme: Değerli okuyucularım burada hayatla ilgili önemli bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Derslerimde de konu hakkında detaylı açıklamalar yapıyorum. Belirli bir konuda karar verip uygulamaya geçtikten sonra aslında olay yeni başlar. Bundan sonra vereceğiniz kararlar aslında en az ilk karar kadar önemlidir. İşte bu safhada kullanacağınız olgular vereceğiniz kararın ana unsurudur. Bu safhada kullanacağınız ana unsur ihtiyatlarınızdır. Bu ihtiyatlar; zaman, bilgi, para/maddi kaynaklar, dost/arkadaşlarınız vb. tüm olgular/kaynaklarınızdır. Kullanmadığınız ve ihtiyaç duyduğunuzda kullanabileceğiniz tüm bu olgular ihtiyatlarınızdır. Uygulamaya başladığınızda kullandığınız kaynaklar artık sizin değildir. Onları tekrar kullanma şansınız hemen hemen yoktur. Ve olaylar, yaşam uzun sürelidir. Aslında gücünüz ihtiyatlarınız ile sınırlıdır. Akıllı bir birey ve özellikle yönetici uygun ihtiyatlarını teşkil eder yerinde ve zamanında kullanır. Bu yetenek stratejik yönetim yeteneğinin bir göstergesidir. Atatürk’ün kalıcı bir lider olmasının göstergelerinden birisi de gerekli ihtiyatları oluşturması ve bunları yeri ve zamanında kullanmasıdır.

Değerli okuyucularım konuya kaldığımız yerden devam edeceğiz. Saygılarımla…..

* Not: “Savaş görünmeyen güçlerin görünür bir şekilde mücadelesidir.” Söz Atatürk tarafından kitaplarımıza girmiştir. Kendisi bu sözü okuduğu bir kitaptan almıştır. Askerlik hakkındaki tarihi kaynakta da belirtildiği gibi zafer inanmış bireyler için sayının bir önemi yoktur. Şimdi konuyu kendi tarihimizden bir örnek ile taçlandıralım. Kahramanımız,” Ezine’li Yahya Çavuş”. Tarih, 25 Nisan 1915, yer Seddülbahir’in beş farklı noktası; Morto Koyu/S Sahili, Ertuğrul Koyu/V Sahili, Tekke Koyu/W Sahili, İkiz Koyu/X Sahili, Pınariçi Koyu/Y Sahili. Taaruz edecek kuvvetler İngiliz ve Fransız tümenleri. 29. İngiliz Tümeni’nden karaya ilk aşamada 4.900 kişinin çıkartılması, sonraki aşamada River Clyde’de bulunan 2100 ve 2. Yedek kısımdaki 1200 aşkın bir kuvvetle desteklenmesi hesaplandı. Hedef Kilitbahir Platosu. Savunacak kuvvet 5. Ordu, 3. Kolordu, 9. Tümen, 26. Alay, 3. Tabur yaklaşık 1200 kişi. Çıkartma sabahın ilk saatlerinde başlar. Ortalık cehennem yeridir. Subayların neredeyse hepsi şehit olur. İlk kademe savunma hattında bulunan 10. Bölük Komutanı Yüzbaşı Hüseyin Hüsnü Bey’in şehit olması üzerine Takım Komutanlığını görevini Yahya Çavuş üstlenir. Yahya Çavuş beş mangalık kuvvetiyle bulunduğu tepeyi ölümüne savunur. Yahya Çavuş bölüğün de emir komutasını alarak kahramanca savaşmaya devam eder. Özellikle ilk safhada 10.000’den fazla İngiliz kuvvetine karşı 32 saatteki mücadelesi tam bir savaş tarihi örneğidir. Kısa sürede Alçıtepe’yi ele geçirmeyi planlayan İngilizler bunu 8,5 ay gerçekleştiremezler. Savaşın kaderinin değiştiği anlardan birisi burası kahramanlardan birisi Yahya Çavuş’tur. Yahya Çavuş burada yaralanmasın rağmen tüm ısrarlara karşın tekrar cepheye döner. 4 Haziran 1915’te 3. Kirte Muharebelerinde süngü taarruzu sırasında ağır şekilde yaralanır, 5 Haziran 1915’te hastanede şehit olur. Başta Yahya Çavuş olmak üzere burada şehit olan kahramanlarımız için Başta Ezineli Yahya Çavuş olmak üzere Ertuğrul Koyu’nda 1962 yılında sembolik bir anıt yaptırılır. Anıtın ön yüzünde şu dörtlük yazılıdır.

“Bir kahraman takım ve de Yahya Çavuş’tular

Tam üç alayla burada gönülden vuruştular

Düşman tümen sanırdı bu şahane erleri

Allah’ı arzu ettiler akşama kavuştular”

7 asır önce yazıldığı gibi zafer ancak zafere inananlarındır. Vatanı için varlıklarını göz kırpmadan feda eden şehit ve gazilerimizin yerine onlara ölüm kusanları kutsayanları, değerli kabul edenlerin, boş hayallerin esiri olanların varacakları yer sonsuz ateştir. Şehit ve gazilerimizi saygı ve minnetle tekrar analım.

Bu yazı toplam 340 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Doç. Dr. Muzaffer AYDEMİR Arşivi
SON YAZILAR